Taha Kılınç: Bir sosyal medya ilmihaline ihtiyaç var
Taha Kılınç Beyefendi 26 Şubat 2019 salı günü Tekirdağ İlim Yayma Cemiyeti erkek öğrenci yurdunun misafiriydi. “İletişim Ahlakı” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Muhammet Kosta’nın etkinlik haberi.
Taha Kılınç farklı yerlerde yaptığı konuşmalar vasıtasıyla iki şeyi fark ettiğini söyleyerek başladı sözlerine. İlk olarak vaktinde başlamayan programları insanların kendilerine hareket olarak gördüklerini söyledi. Davet edildiği yerlere on on beş dakika erken gittiğinde ikram faslına alınarak dinlemeye gelenlerin bekletilmesinin amaçlandığını fark etmiş. Kılınç bu hareketin bir yanlış algıdan kaynaklandığını söyledi. Algı ise şöyle: Geciktirmeler insanların üzerinde etki bırakır ve konuşulan şey daha güzel, konuşan da “ağır abi” gibi algılanır. Taha Bey böyle bunun doğru olmadığını söyleyerek ekledi “saat 19.30 dediysek saat 19.30’da başlamak zorundayız. Çünkü bu verilmiş bir sözdür dinleyenlere karşı.”
İkinci olarak konuşmanın içeriğinin önemini farketmiş Taha Kılınç. Konuşulan konunun salonda kalmaması gerektiğini, yani konuşulanların hayatımıza dokunması gerektiğini söylüyor.
İletişim ahlakı ile ile ilgili olarak İsra suresinin 53. ayetinin birkaç farklı şekilde tercümesini yaparak girdi konuya: “Kullarıma söyle sözü en güzel biçimde söylesinler.” “Kullarıma söyle en güzel şeyi söylesinler.” “Çünkü sözü güzel söylemezlerse” ya da “Güzel sözler söylemezlerse şeytan aralarını bozuverir. Çünkü şeytan insanın apaçık düşmanıdır.” Bu söylemeyi sadece dille ifade olarak algılamamız gerektiğini yazışmalarımızın, WhatsApp mesajlarımızın, Facebook gönderilerimizin yani sosyal medyadaki ve diğer mecralardaki etkileşimlerimizin de bu iletişime dahil olduğunu belirtti. Ayrıca Kılınç, bu ayetteki ölçüyle kendimizi kontrol etmemiz gerektiğini de vurguladı. Din anlatmaktan psikolojik danışmanlık hizmeti vermeye kadar bu meselenin böyle olduğunu da ekledi. Öncelikle insanlarla direk iletişime geçilen bu tip alanlar olmak üzere her konuşmaya başlarken bu ayet aklımızda olmalı. “Benim ağzımdan çıkan şey güzel mi, çıkış biçimi güzel mi?” sorusunu sormalıyız kendimize. Taha Bey’in bunlardan bahsettikten sonra verdiği bir örnek bana bazı terör örgütlerini hatırlattı. “BazenAllah (c.c) bir dersiniz ama öyle kötü bir şekilde söylersiniz ki insanlar sizden kaçabilirler.”
İletişimi zehirleyen hastalık: Gıybet
İletişime dair bir başka noktanın gıybet, yalan gibi iletişimi zehirleyen meseleler olduğunu söyleyerek devam etti Kılınç konuşmasına. Toplumumuzda gıybet ile ilgili olarak bulunan “Ben bunu yüzüne de söylerim ki” klişesine değinerek bir insanı kıran bir şeyi arkasından söylemekle yüzüne söylemek arasında bir fark olmadığını belirtti. Gıybet başta olmak üzere sözlü günahlardan uzak durmanın iletişim ahlakının önemli bir meselesi olduğunu anlattı.
Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri itibariyle dikkat etmemiz gereken bir meselenin de “yanlışları, yalanları, şüpheli bilgileri, zanları” paylaşmamak olduğunu söyleyerek Peygamber Efendimizin (sas) “Her duyduğu şeyi söylemesi kişiye günah olarak yeter.” hadisine değindi.
Taha Kılınç sosyal medyada ahlaktan bahsederken eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e sunduğu “sosyal medya ilmihali” önerisine sözü getirdi. Sosyal medya ilmihalinin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu; telif hakları, sosyal medyada harcanan zaman, kul hakkı gibi meselelerin açıkta kaldığını belirtti. Kitaplarda yazmayan bu meselelerin karşımıza çıktığını, bu bilgilerin oradan buradan toplanmaya çalışıldığını söyleyerek böyle bir ilmihale duyulan büyük ihtiyacı dile getirdi.
Her beğeni bir şahitliktir
Konuşmanın önemli başlıklarından birisi de sosyal medyada bir gönderiyi beğenmenin bir şahitlik yapmak olduğuydu. Kılınç neye şahitlik ettiğimize dikkat etmemiz gerektiğini söyledi. “Her duyduğu şeyi söylemesi kişiye günah olarak yeter.” hadisi ile de ilişkilendirerek asılsız haber olan Doğu Türkistanlı şair Abdurrehim Heyit’in şehadet haberini örnek olarak gösterdi.
Söz ve eylem uyumunun da iletişim ahlakına dahil olduğuna değinerek ölçüyü Saf suresinden gösterdi Taha Bey: “Ey iman edenler yapmadığınız şeyleri neden söylüyorsunuz? Yapmadığınız şeyleri söylemek Allah katında nefretle karşılanır.” Kılınç, özellikle iyiliği emretme kötülükten men etme makamında olan insanlar sözleri ile eylemlerindeki uçurumu açtıklarında etki de ortadan kalkar, dolayısıyla ağzımızdan çıkan şeylerin doğruluğuyla beraber sözlerimizi eylemlerimizle de desteklememiz gerekir diyerek sözlerini noktaladı.
Taha Bey’in şu sözleri ile iletişim ahlakı meselesi özetlenebilir: “Aslında mevzu çok basit bir yerden başlıyor, hayatın her alanını kapsıyor. Başladığı basit yer en başta ifade etmeye çalıştığım insanın kendisi aslında. Yani ağzımızdan çıkan şeyin doğru olması, hakikatten doğruyu söylememiz, doğruyu güzel bir şekilde söylememiz, güzeli güzel bir şekilde ifade etmemiz.”
Muhammet Kosta aktardı
DÜNYA BİZİM
Henüz yorum yapılmamış.