Sosyal Medya

Kürsü

Abdullah Yıldız- İslâm düşmanlığının bilinçaltını doğru okumak

Abdullah Yıldız- Yeni Akit



Yeni Zelanda’da Müslüman kardeÅŸlerimizin Cuma namazı kılarken vahÅŸice katledilmeleri ve fanatikırkçıHıristiyan katilin verdiÄŸi buram buram “Haçlı ruhu” kokan ÅŸifreli mesajlar, Müslümanların geleceÄŸini tehdit edecek geliÅŸmelerin iÅŸaretleri olarak okunmalıdır. Küstahça planlanan bu “Haçlı Terörü”nün tam da Çanakkale Zaferinin yıldönümü arifesinde gerçekleÅŸtirilmesi, saldırganın Türkiye’yi ve Osmanlı tarihini hedef alan mesajları da doÄŸru okunmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
 
Ä°mdi, insanların dini inanç ve ibadet özgürlüÄŸünü en temel hak sayan ve tarih boyu güvence altına alan Ä°slam Dini mensuplarına yönelik bu akıllara durgunluk veren saldırıyı doÄŸru anlamak için; son günlerde, baÅŸta Mescid-i Aksâ’ya yönelik Siyonist saldırılar olmak üzere gerek yurt dışında ve gerekse yurt içinde yeniden hortlayan ezan, namaz ve cami düÅŸmanlığının bilinçaltını iyi okumalıyız.
 
Bu baÄŸlamda ÅŸehid Seyyid Kutub’un, Maide 5/57-58’de dikkat çekilen ezana, namaza, dine yönelik psikolojik ve fiili saldırıların inanç temellerini deÅŸifre eden yorumunu (özetle) birlikte inceleyelim:
 
“Ey müminler, sakın sizden önce kendilerine kitap verilmiÅŸ olanlardan ve kâfirlerden dininizi alaya alanları, eÄŸlence konusu yapanları velî/dost edinmeyiniz. EÄŸer gerçekten mümin iseniz, Allah’tan korkunuz.” “Birbirinizi namaza çağırmak için ezan okuduÄŸunuz zaman, onlar bu çaÄŸrınızı alaya alırlar, eÄŸlence konusu yaparlar. Bu, onların aklı başında olmayan kimseler olmalarından kaynaklanıyor.” 
 
‘Dini alaya alınıp ibadet ve namazı oyun-eÄŸlence (saldırı) konusu yapıldığında tüm onurunun kırıldığını gören müminin hamiyetini etkileyen bir durumdur bu… Akılsızlıklarından ötürü böyle bir suçu iÅŸleyenlerle Müminlerin velî/dost olmaları mümkün müdür? 
 
Bu alaya alma ve eÄŸlence konusu yapma eylemi, Kur’an-ı Kerim’in peygamberimizin (s.a) kalbine o günkü Müslümanlar için indiÄŸi dönemde, hem kâfirlerden, hem de Ehli Kitap’tan -özellikle Yahudilerden- kaynaklanıyordu. Peygamberimizin hayatında Hristiyanlardan böyle bir davranışın meydana geldiÄŸine iliÅŸkin bir belgeye rastlamıyoruz. Ancak, yüce Allah, Müslüman kitle için düÅŸünce ve hayat sistemini dayandıracağı sürekli bir kural belirliyor. KuÅŸkusuz yüce Allah, tarih boyunca, Müslüman nesillerin karşılaÅŸacakları durumları biliyordu. Ä°ÅŸte biz, sayıca tüm kâfirlerden, Yahudilerden daha fazla olan ve kendilerine Hıristiyan diyenlerden oluÅŸan, bu dinin ve Müslüman cemaatin düÅŸmanlarını gördük, görüyoruz. Bunlar da -onlar gibi- Ä°slâm›a düÅŸmanlıktan geri durmamışlar, asırlar boyu Ä°slâm’a tuzaklar kurmuÅŸlardır. Hz. Ebu Bekir (r.a) ve Hz. Ömer (r.a) döneminde Roma Devleti ile yapılan çarpışmalardan beri Ä°slâm›a kesintisiz bir savaÅŸa tutuÅŸmuÅŸlardır. Bir süre “Haçlı Seferleri”, ardından hilafeti ortadan kaldırmak için Haçlı devletlerinin yeryüzünün her tarafından saldırıya geçtikleri “DoÄŸu Sorunu” ÅŸeklinde sürdü bu savaÅŸ. Bir ara, Haçlıların içlerinde gizledikleri ancak, kimi zaman ağızlarından kaçırdıkları sömürgeciliÄŸe zemin hazırlayan ve ona dayanan “Misyonerlik” ÅŸeklinde sürdü. Sonra bu kızgın savaÅŸ, yeryüzünün hangi bölgesinde olursa olsun ortaya çıkan Ä°slâmî diriliÅŸ hareketlerine karşı sürmektedir. Bu saldırıların tümünde Yahudiler, Hıristiyanlar, kâfir ve putperestler birlikte hareket etmiÅŸlerdir.
 
(“Küfür tek millettir” hadis-i ÅŸerifini hatırlatmalıyız.)
 
Kur’an, kıyamete kadar Müslümanların yol gösterici kitabı olması için gelmiÅŸtir. Müslümanların itikadî düÅŸüncelerini kurduÄŸu gibi, toplumsal düzenlerini de kurmakta, ayrıca hareket stratejilerini de belirlemektedir. Bu kitap Allah’tan, O’nun peygamberinden ve müminlerden baÅŸkasını dost edinmemelerini öÄŸretmekte, Yahudi, Hristiyan ve kâfirlerle dostlukkurmalarınıyasaklamaktadır…
 
KuÅŸkusuz bu din, taraftarlarına müsamahakâr olmayı, Ehli Kitap’la, özellikle kendilerine Hristiyan diyenlerle iliÅŸkilerinde iyi davranmalarını emretmekte, ancak bunlarla dostluk kurmalarını yasaklamaktadır. Çünkü hoÅŸgörü ve iyi iliÅŸkiler, ahlâk ve yaÅŸam tarzı sorunudur. Dostluk ise, yardım demektir; iki grubun yardımlaÅŸması demektir. Müslümanlarla inkârcılar arasında iÅŸbirliÄŸi kurulmasıdır. Oysa Müslümanın hayatında yardımlaÅŸma, din için ve onun sisteminin ve düzeninin insanların hayatında kurulmasını saÄŸlamak amacıyla yapılan cihad için geçerlidir. Bu konuda, Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında bir iÅŸbirliÄŸi olabilir mi? Nasıl olabilsin ki?
 
Bu, kesin ve net bir meseledir, cıvıklığı kabul etmez. Bu konuda yüce Allah, kesin bir ciddiyetten, Müslümanın dini konusunda takınması gereken tavra yakışır bir ciddiyetten baÅŸkasını kabul etmez.’ (Fî-Zılâli’l-Kur’ân)
 
Bu vesileyle, Ä°slâm’ı hedef alan Haçlı-Siyonist terörünü lânetliyor, ÅŸehitlerimize rahmet diliyoruz. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.