Prof. Dr. Mete Gündoğan: Cumhuriyet tarihinin en ağır krizi içerisindeyiz
Prof.Dr.Mete Gündoğan Erdemli Duruş Dergisi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Fikir ve Münazara Topluluğu’nun düzenlediği "Küresel Finans Operasyonları" başlıklı konferansta konuştu.
Prof. Dr. Mete GündoÄŸan, Erdemli DuruÅŸ Dergisi ve Bursa UludaÄŸ Üniversitesi Fikir ve Münazara TopluluÄŸu’nun düzenlediÄŸi "Küresel Finans Operasyonları" baÅŸlıklı konferansta konuÅŸtu.
Yeni Zellanda'da gerçekleÅŸen menfur saldırıyla ilgili ÅŸu tespitte bulunan GündoÄŸan; “Olay, Hristiyan fundamentalizmin giderek artış gösterdiÄŸi özellikle batı dünyasında Ä°slamofobianın sürekli desteklenerek Ä°slam’ın ÅŸeytanlaÅŸtırılmasından kaynaklanan bir cinayet serisi. Bu tarz olayların çoÄŸalması kimsenin tahmin edemeyeceÄŸi sonuçlar doÄŸuracaktır. Aklı selimin galip geleceÄŸini düÅŸünüyorum." dedi.
GündoÄŸan’ın "Küresel Finans Operasyonları" baÅŸlıklı sunumundan notlar ÅŸu ÅŸekilde:
- Bir hadisi ÅŸerifte denir ki “EÄŸer bir topluma helak veya azap gelecekse; önce Allah o toplumdaki alimleri alır.” Bunu nasıl anlamalıyız, Allah bir toplumdan alimleri alması aniden okus pokusla gerçekleÅŸmez.
Toplumdaki ulema, hocalar, alimler, öÄŸretim üyeleri susturulursa, üniversitelerdeki hocalar susarsa veya susturulursa bir ÅŸekilde korkutulursa kabuÄŸuna çekilirse alimler o toplumdan alındı demektir. Üniversiteler doÄŸası gereÄŸi muhaliftir. EÄŸer üniversite muhalif olmazsa statik doÄŸar. Evet efendim sepet efendimci olur.
- Paradigma bir olaya bakış açımızı ifade eden Latince bir kavramdır. Bizler aynı paradigma ile yetiÅŸmiÅŸ insanlarız. Paradigma; olaylara bakış açımızı, olayları anlamlandırmamızı, kavramların düzlemini ve bakış açımızı belirler. Paradigma kısacası bir algı dizini, bir anlayış dizinidir.
- Ben paradigma kavramı yerine “deÄŸersayımı“ kavramını kullanıyorum. Bu kavramın içeriÄŸi ve kapsamını kitaplarımda daha detaylı inceleyebilirsiniz. Kısaca bahsedecek olursam deÄŸersayımı; deÄŸerlerimize saygı göstermek, araÅŸtırmak, saymak ve onları öncelemek manasına geliyor. Bunlar dünyevi deÄŸerler ve ahirete müteallik deÄŸerlerdir. Paradigma kavramı ise bu haliyle ahirete dönük deÄŸerleri kâle almıyor.
- Paradigma sorgulaması bize gösterilen resimde ikinci ve üçüncü grup bilgiyi bulmak ve onu sorgulamak anlamına geliyor. Her fotoÄŸraf bir problemdir. DeÄŸersayımı sorgulaması, size gösterilen fotoÄŸrafı/problemi kökünden çözmeyi ve sorgulamayı saÄŸlar. Problemin/fotoÄŸrafın nereden ve kimin tarafından çekildiÄŸine; problemin çözüm kümesine dair fikir verir. EÄŸer bakış açımızı deÄŸiÅŸtirirsek yani deÄŸersayımı sorgulamasına gidersek ortaya bambaÅŸka bir fotoÄŸraf/problem çıkar.
- OrtadoÄŸu’ya New York’dan bakarsanız baÅŸka, Moskova’dan bakarsan baÅŸka, Türkiye’den baÅŸka, Kudüs’ten baÅŸka, Lübnan’dan bambaÅŸka bir fotoÄŸraf/problem görülür. Biz bir fotoÄŸrafın/problemin nereden ve kimin tarafından ortaya konulduÄŸu, problemin oluÅŸu veya olmayışını deÄŸiÅŸtiriyor. Problem deÄŸiÅŸirse doÄŸal olarak çözüm kümesi de deÄŸiÅŸir. Bize dayatılan, gösterilen fotoÄŸraf/problemlerde deÄŸersayımı sorgulamasına gitmezsek onların önerdiÄŸi çözüm kümesine mecbur kalırız. Ancak deÄŸersayımı sorgulamasına gidersek olayların, problemlerin tespit ve çözümü mümkün olur.
- Her deÄŸersayım/paradigma kendi kavramlarını üretir. Kavramlar fonksiyoneldir, hangi kavramı nerede kullandığımız onun iÅŸlevini de belirler. Medeniyetimizden örnek verecek olursak “vezir” kavramı yük taşıyan demek iken bugün bunun muadili olarak kullandığımız kavram ‘bakan’dır. Biri yük çekiyor diÄŸeri ise sadece ‘bakıyor’. Hz. Musa (a.s) Allah'tan kardeÅŸini vezir yapmasını istiyor çünkü Allah’ın yüklediÄŸi yükü beraber sırtlanacak birini istiyor.
- Kendi deÄŸersayım/paradigma kavramlarımızı iyi bilmek zorundayız. Çünkü her deÄŸersayım/paradigma sorgulaması kendi kavramsal çerçevesini dayatır. Kendi kavramlarını ikame edemeyen toplumlar üretilen kavramların çerçevesinde olaylara, olgulara, problemlere, çözüm kümesine ve sunulan sonuçlara mecbur kalır.
- Sosyal bilimler okuyan öÄŸrencilere tavsiyem matematik ile uÄŸraşın çünkü ölçemediÄŸiniz ÅŸeyi geliÅŸtiremez ve yeni bir ÅŸey üretemezsiniz. Sosyal bilimlerle ilgilenen gençler matematik, kimya, biyoloji gibi bilim dallarıyla ilgilenin. Olayları anlamlandırma noktasında bu tarz bilim dalları önemli yapıtaÅŸları oluÅŸturur. ÖrneÄŸin Fatih Sultan Mehmet’in hocası AkÅŸemsettin bir mikrobiyologdur. Hatta bu konu hakkında Maddet-ul Hayat diye bir eser kaleme alıyor. Oysaki biz AkÅŸemsettin’in zikir kitabı olan Kitab-ul Eskar’ı daha çok biliriz.
- Endülüs Emevi devleti yıkılıncaya kadar Ä°slam dünyasındaki Alimler bütün teorilerini gözleme ve sayısal verilere dayanarak ispatlıyordu. Ne zaman sayısallaÅŸtırma ve kavramsal çerçevemizi kaydırdık yeni bir ÅŸey geliÅŸtiremedik ve kaybettik.
- Bir ülkenin kurtuluÅŸu; emanet ve ehliyet sahibi kadrolarla mümkün olur.
- Jean Paul Sarter, “Modern dönemde başımıza idareci seçerken kumar oynarız.” diyor. Çünkü biz idareci olarak seçeceÄŸimiz insanı televizyondan görüyoruz. Televizyonlardaki programlar medya danışmanları, imaj-maker ile hazırlanmış içeriklerle karşımıza çıkıyor. Bizi hangi medya danışmanı, hangi imaj-maker daha iyi kandırsa biz onu seçiyoruz.
- Devletler arasında gerçekleÅŸen kavganın temelinde; finans merkezli bir savaÅŸ var. Bu savaÅŸ küresel finans elitleri ile devletler arasında gerçekleÅŸiyor. Savaşın en önemli aracı ise borç ve borçlanmadır. Elitler devletlere borçları 40-50 yıllığına veriyor. Oysaki hükümetlerin ömrü 4-5 yıl sürüyor. Asıl kaçırdığımız yer olayın bu noktası. Bu kavganın anahtarı faizdir. Faiz, Cenab-ı Allah’ın çok muhkem bir ÅŸekilde yasakladığı haramdır. Faiz zamanın fiyatlandırmasıdır. Oysaki zamanın sahibi Allah’tır. Müslümanlar Faizin haram olduÄŸunu kabul ediyor ancak faizle mücadele için yollar aramıyor, yeni bir sistem geliÅŸtirmiyor.
- Son 200 yılda küresel elitlerin insanlığa attığı en büyük kazık temsil kazığıdır. Temsil derken parayı temsil eden obje veya göstergelerdir. Merkez bankacılığı ve paranın hakimiyeti Kral Wilhelm savaşı ile baÅŸladı.
- Faiz siteminin üç saç ayağı var;
1- KargaÅŸa
2- Halkı aldatma
3- Uzun vadeli imtiyaz
- Osmanlı'da da Kırım Savaşı'ndan önce bankacılık siteminin aynısı kurgulanıyor. Osmanlı bankasını Ä°ngiliz-Fransız Kreditörler kuruyor. Kurulan bankanın Osmanlı milleti ile bir alakası yoktu. Kreditörler bu yolla uzun vadeli imtiyazlar aldılar. Bunlardan en önemlileri ise Osmanlı’da mevcut kreditörler dışında kimse para basmayacak ve kreditörler dışında Osmanlı baÅŸka hiçbir kaynaktan borç alamayacaktı. Bu imtiyazlar sultanlar deÄŸiÅŸse bile devamlılığını sürdürüyordu. Türkiye Cumhuriyetinde ise hala faize dayalı bu sistem devam ediyor.
- Cumhuriyet tarihinin en ağır krizinin içerisindeyiz ve bunu yaÅŸayacağız. Bu kriz 2008’de baÅŸladı. Hatlardaki kırılmalarla daha da büyüdü ve bugüne taşındı. Aslında Türkiye’deki faize dayalı ekonomik sistem 2000 yılında çöküÅŸe geçmiÅŸti.
- Bankacılık sistemi tıkandı ve çöküÅŸ içerisinde. Bu paradigmatik bir çöküÅŸ ancak biz bu sorgulamayı maalesef yapamıyoruz. Tıkanan faize dayalı sistem bu çöküÅŸten çıkmak için çeÅŸitli operasyonlar gerçekleÅŸtirdi.
Bunlar; borç transferi, borç silme, karşılıksız para basma gibi bunların detayları kitaplarımda var.
Tıkanan sistem çözülme içinde özellikle Çin ve Rusya bu operasyonların farkında ve kendi sitemlerini kurmaya dönük hamlelerde bulunuyor.
- Küresel finans operasyonları kapsamında; “Arap Baharı” denilen süreç devletleri zembereÄŸi boÅŸalmış bir ÅŸekilde yıktı geçti. Bu yolla devletlerin hafızasını sildiler. Hafızası silinen devletleri, toplumları 70 trilyon dolar borçlandırdılar.
- Dünyada gerçekleÅŸen Finans operasyonlarında dünya halkları direniyor ancak halkımız maalesef bunlardan bir haber ve direnmeyi, sistemi sorgulamayı, sistemi yeniden kurgulamayı aklından bile geçirmiyor.
- Ülkemizin küresel faiz sistemi karşısında iki yolu var;
Birincisi bize borç verecek bir kaynak (IMF, ÅŸirketler) bulup daha da borçlanacağız ve daha da köleleÅŸeceÄŸiz.
İkincisi; Faize yani borca dayalı sistemi kaldıracağız. Kendi parasal sistemimizi sağlam bir algoritma ile yeniden kurgulayacağız.
- EÄŸer deÄŸersayımı/paradigma sorgulamasına gitmezsek batının paradigması ve kavramları çerçevesinde köleler gibi kararlar veririz.
- Merkez bankası bağımsız olmamalı; devletin bir kurumu ve anayasal güvence altında olmalıdır. Merkez bankasının ÅŸu an neye göre para bastığını tam olarak anlamış deÄŸilim, kendilerinin de bunu bildiÄŸini zannetmiyorum. 25 yıldır araÅŸtırıyorum ve defalarca sordum bir cevap alamadım.
Ä°slami Analiz
Henüz yorum yapılmamış.