Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay: Bebek yüzlü katiliniz sizin olsun!

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Yeni Zelanda’da Müslümanlara camide düzenlenen saldırı her ÅŸeyden önce insanlığa karşı bir suçtur; yapan kiÅŸi ne kadar baÄŸnaz-ırkçı bir Hıristiyan olsa da öncelikle Hıristiyanlığa karşı iÅŸlenmiÅŸ bir suçtur, ama insanlar bunu bilirse… Olayın ardından ortaya çıkan tablo insanların bunu bilme, anlama ve takdir etme konusunda çok da umut verici bir durum sergilemediklerini gösteriyor.
 
Olayın faili Müslüman kökenli olduÄŸunda “Ä°slami terörizm” ifadelerini hoyratça kullanan medyanın bu olayı “terörizm” olarak bile isimlendiremediÄŸini ibretle seyrediyoruz. Bir “beyaz çocuk” hikayesi ÅŸimdiden tedavüle girdi ve katile dair empatik tipleme denemeleri harekete geçti bile.
 
Aljazeera’da yazan Khaled Beydoun, haklı olarak “katilin deÄŸil, kurbanlarının insanlığına odaklanın” diye yazarak, 49 ÅŸehidin her biriyle ilgili detayları twitter hesabından (@khaledbeydoun) paylaşıyor. Gerçekten her biri birer hayat destanı tipler. Bir insanı öldürenin nasıl bütün insanlığı öldürdüÄŸünü en çarpıcı biçimde yaÅŸayıp göreceÄŸiniz birer ÅŸahsiyet ve hayat hikayesiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Her biri kendi içinde birer insanlık barındıran, incelikler, zerafetler, derinlikler, ibretler.
 
Kurbanlardan ziyade katil üzerinde duran ve neredeyse ondan bilinçaltlarına bir kahraman kazıyan Batılı medyaya Beydoun’un dediÄŸi gibi demek lazım:
 
Katiliniz umurumuzda deÄŸil, biliyoruz bundan sonra taciz derecesinde bir ilgiyle bütün projeksiyonunuzu o katilin hayatı üzerinde tutacaksınız. O hayatın içinde özenilecek taraflara, belki örnek alınıp taklit edilecek taraflara bile ışık tutacaksınız. Katili anlamaya davet edeceksiniz. Katiliniz sizin olsun. Bizi hunharca, alçakça katlettiÄŸi ve her biri birer hayat ve muhabbet kahramanı olan insanlar ilgilendiriyor, onlar daha fazla ilgiyi hak ediyor.
 
CumhurbaÅŸkanlığı sözcüsü Ä°brahim Kalın haklı olarak soruyor: “Charlie Hebdo için yürüyenler Yeni Zelanda için de yürüyecek mi?” ve ekliyor “acısı gerçekten ortak olanlar birlikte yas tutabilir”
 
Olay olalı üç gün olduÄŸu halde Charlie Hebdo olayı ile az da olsa karşılaÅŸtırılabilir bir tepki ve ortak duyarlılık, ortak yas iÅŸareti duymadığımız gibi, aksini daha fazla duyduk. Demek ki, Yeni Zelanda’nın acısını hiçbir ÅŸekilde hissetmeyen koca bir dünya var. Bu bile acıtmıyorsa, bu vahÅŸet bile insanları uyandırmıyorsa ne uyandıracak?
 
Bırakalım Avrupalıları, Batılıları, bu konuda siyasetçilerinin kışkırttığı yabancı düÅŸmanlığı, göçmen düÅŸmanlığı, ırkçılık ve Ä°slam düÅŸmanlığı gibi neticede kendilerini tüketecek, kendilerini bitirecek duyguların esiri olan dünyayı. Böyle bir saldırıya karşı Ä°slam dünyasından nasıl bir tepki gelir diye olay saatinden beri haber takip ediyorum. Çok cılız, o kadar da olmasa ayıp olacak türden geçiÅŸtirme mesajlarının dışında bir ses seda yok.
 
Yine bir tek Recep Tayyip ErdoÄŸan. Olayın ilk anından itibaren acısını kendi yüreÄŸinde hissetmiÅŸ olarak Yeni Zelenda yetkilileriyle temasa geçti ve Yardımcısı ve DışiÅŸleri Bakanının bulunduÄŸu bir heyeti hemen yola çıkardı.
 
MÜSLÜMAN KANINI ATIK SUDAN UCUZ KILAN Ä°SLAM DÜNYASININ LÄ°DERLERÄ° YENÄ° ZELANDA’YA NASIL SES VEREBÄ°LÄ°R?
 
DoÄŸrusu, ve ne yazık ki, diÄŸer Müslüman ülkelerden, özellikle Ä°slam dünyasının en büyük ülkelerinden güçlü bir ses çıkmamasına neden ÅŸaşırmamız gerektiÄŸi sorusu daha doÄŸru bir sorudur.
 
Kendilerinden dünyanın herhangi bir yerinde bir Müslümanın başına bir ÅŸey geldiÄŸinde hukukunu savunacak bir yüz hangi Ä°slam ülkesinin liderinde var acaba? Mısır’ın mı, BirleÅŸik Arap Emirlikleri’nin mi, Suudi Arabistan’ın mı? Suriye’nin mi? Ä°ran’ın mı? Her biri her gün ya kendi ülkelerinde veya müdahil oldukları coÄŸrafyalarda Müslüman kanını atık sudan ucuz hale getirmiÅŸ olanlar kendileri deÄŸil mi?
 
Her gün Yemen’de yürüttükleri saçma sapan savaÅŸ yüzünden açlığın pençesindeki yüzbinlerce çocuÄŸun hayatını hiçe sayanlar, peygamber varisi sayılan Ä°slam alimlerini zindanlarda tutan, onlara Ä°slam düÅŸmanlarından görülmeyecek eziyetleri reva görenler, böylece Müslümanların bütün deÄŸerlerini hiçe sayanlar mı Yeni Zelenda’da katledilen Müslümanların hesabını soracak?
 
Mısır’da, Yemen’de, Suriye’de Müslümanlar sadece biraz daha ekmek, biraz daha özgürlük, biraz daha onurlu bir hayat ve demokrasi istediler diye bütün ülkelerini baÅŸlarına geçiren darbelerin ve iç savaÅŸların önünü açanlar mı?
 
Ä°slam dünyasının en önemli birkaç ülkesinden biri olan Mısır’da haksız yere zindanlara attıklarına uyduruk suçlar isnat edip sırayla katledenler, bu katliamları hukuk kılıfına uyduranlar, neden veya hangi yüzle dünyanın herhangi bir yerinde bir Müslümanın haksız yere katlediliÅŸinin hesabını soracak?
 
Ses vermesini beklediÄŸimiz Ä°slam dünyasının bu temsilcilerinin önce kendi döktükleri Müslüman kanının hesabını vermeleri gerekmiyor mu?
 
KORKTUKLARI Ä°ÇÄ°N MÄ° ÖLDÜRÜYORLAR, ÖLDÜRDÜKLERÄ° Ä°ÇÄ°N MÄ° KORKUYORLAR?
 
Bu arada adına Ä°slam terörizmi denilen melanetin bile aslında dünyanın her tarafında birincil hedefi ve kurbanları yine Müslümanlar. Bu gerçek hiç deÄŸiÅŸmiyor.
 
Müslümanlardan korkuyorlar ve korkutuyorlar sonra bu korkuları dolayısıyla Müslümanları katlediyorlar. Bu döngüde kimin kimden korkması gerekiyor acaba?
 
Katleden de onlar, korkan da onlar. Aptalca ve nefretengiz korkularıyla baÅŸkalarını öldürmeyi haklı ve makul göstermeye çalışıyorlar.
 
Suriye’de Ä°slam terörü denilen örgütler Müslüman olmayan mihraklarca destekleniyor ve çok az bir istisna ile bütün kurbanları mazlum Müslüman Suriye halkı.
 
Myanmar’da terörün kurbanı Müslümanlar.
 
Irak’taki DAEÅž terörünün ve onunla mücadele ederken hiçbir ayırım gözetmeyen ABD’nin de Rusya’nın da Ä°ran’ın da kurbanları Müslümanlar.
 
Yemen’de Müslümanlar öldürülüyor, Libya’da, Afganistan’da her yerde adı Ä°slami terör de olsa kurbanları sadece Müslümanlar oluyor ama kendilerinden korkulup kendilerine savaÅŸ açılanlar da yine Müslümanlar oluyor.
 
Bu tuhaf döngüyü kim görecek, kim bilecek, kim kıracak?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.