Güncel
Rasim Özdenören / Kan ateş ölüm üçgeninde ırkçılık ve Yeni Zelenda faciası
Rasim Özdenören / Kan ateş ölüm üçgeninde ırkçılık ve Yeni Zelenda faciası
Batı uygarlığının Ä°slam düÅŸmanlığının kökeni yeni deÄŸil.
Muharref Tevrat’tan baÅŸlayarak Ä°ncil mensuplarının insan algısına, oradan günümüze ulaÅŸan tarihsel süreçte, genelde insan düÅŸmanlığı, Hristiyanlıktan günümüze kadarki dönemde de insan ve Müslüman düÅŸmanlığı Batı kültür havzasının temel özelliÄŸini oluÅŸturur.
Batı uygarlığının üç temel direÄŸi: Yunan felsefesi, Roma hukuku ve Hristiyanlıktır...
Romalılara göre insan olan Romalılardır. Dünyayı yönetmek de onların misyonu arasında sayılır. Dünyayı yönetmeye layık ve ehil olanlar Romalılar olduÄŸu için dünyanın efendisi de Romalılar olmak gerekir. Ötekiler köledir...
Antik Yunanda da insanlar soylular ve köleler olarak ikiye ayrılır. Kölelik Roma’da olduÄŸu gibi Grek ülkesinde de kurumsal bir olgudur. Roma’nın insan telakkisi Grekler için de aynen geçerlidir: özgürlük Yunanlılara özgü bir ayrıcalıktır; geri kalan herkes barbardır ve köle mesabesindedir...
Üçüncü temel Hristiyanlığa gelince: Muharref Ä°ncil’de sadece insan sevgisi üzerine öÄŸütler yer almaktadır. Hukuka (ÅŸeriata) iliÅŸkin hükümler Ä°ncil’de yer almadığından Tevrat’ın ÅŸeriatı kısmen de olsa Hristiyanlar tarafından da benimsenmiÅŸtir. Bu fiili durumun sonucu ÅŸu: halen Hristiyanlık Yahudi-Hıristiyan (Judeo-Christian) bileÅŸiminden hâsıl olan dinsel kültürü tevarüs etmiÅŸtir. Muharref Tevrat’a göre Yahudiler seçkin kavim sayılıyor. Yahudiler ise buradaki “seçkinlik” sıfatını kendilerinin dünyayı yönetmeye memur kılınmış efendi olarak algılamaya çalışıyor. Ve iÅŸte, dananın kuyruÄŸunun koptuÄŸu yer tam da burada ortaya çıkıyor. Åžöyle ki:
Avrupalı emperyalistler, bir ülkeye Ä°slami baÄŸlamda fetih için girmiyor; sömürmek, talan etmek, yaÄŸmalamak için gidiyor... Girdikleri ülkenin insanını insan saymıyor. Onlar fiilen ve kendi hukuk algılarına göre hayvan sayılıyor. Avrupalıların girdiÄŸi Afrika ülkesi insanları, Afrika’dan Amerika’ya kaçırılan Afrikalılar; OrtadoÄŸu’dan baÅŸlayarak Asya’nın en DoÄŸu kesimlerine kadar girdikleri bölgelerin hiçbirinin insanı insan sayılmıyor. Onlar etinden sütünden derisinden kemiÄŸinden yararlanılacak hayvanlardır. Bu nedenle de o ülkeleri acımasızca yaÄŸmalayabiliyorlar ve o toprakların zenginliklerini (doÄŸal ve kültürel her türlü zenginliÄŸini) kendi ülkelerine taşımakta bir beis görmüyorlar...
Yeni Zelenda’da Müslümanlara yönelik acımasız saldırının kökenini anlatmaya çalıştığımız bu Batılı telakki tarzında aramak gerekiyor.
Avrupa’nın, Amerika’nın kayıtsız kınama cümleleri bu telakkinin odağında görülüp deÄŸerlendirilmeli...
Yeni Zelenda’daki faciayı bireysel bir saldırı olarak deÄŸil bir kafa yapısının dışa vurumu olarak deÄŸerlendirmek gerekir. Bu kafa yapısıyla mücadele etmenin yöntemi Ä°slam’ın öngördüÄŸü deÄŸerlere sahip çıkmaktan geçer. Malcolm X (Malik el-Åžahbaz)’in önerisi burada da geçerli: beyaz ırkçılık siyah ırkçılıkla ifna edilemez, beyazlara da Ä°slam öÄŸretilmelidir! Ä°mkânsız ölçüde zor da olsa yöntem budur...
Henüz yorum yapılmamış.