Sosyal Medya

Güncel

Abdurrahman Dilipak / Ölümlerden ölüm beğenin!

Abdurrahman Dilipak - Yeni Akit



UyuÅŸturucu mu alkol mü? Ya da intiharı mı seçiyorsunuz! Ölümlerden ölüm beÄŸenin. Fransa’da her yıl 41 bin kiÅŸi alkolden hayatını kaybediyormuÅŸ.

Habere bakar mısınız: SaÄŸlık Bakanlığına baÄŸlı Fransa Halk SaÄŸlığının yayınladığı raporda, alkol tüketiminin insan saÄŸlığı üzerindeki etkileri deÄŸerlendirildi. 2015-2017 yıllarında yapılan araÅŸtırmaya dayandırılan raporda, her yıl 30 bini erkek ve 11 bini kadın olmak üzere toplam 41 bin kiÅŸinin alkol tüketimine baÄŸlı hastalıklar sebebiyle öldüÄŸü belirtildi. Söz konusu 41 bin kiÅŸiden 16 bininin alkol tüketimine baÄŸlı geliÅŸen kanser türlerinden öldüÄŸü kaydedildi. Raporda alkolün erkeklerin yüzde 11’i ve kadınların yüzde 4’ü için ölüm sebebi olduÄŸu ifade edildi. 65-75 yaÅŸ aralığındaki kiÅŸilerin yüzde 26’sının her gün alkol tükettiÄŸi ve 18-24 yaÅŸlarındakilerin yüzde 19,4’ünün sıklıkla sarhoÅŸ olduÄŸu belirtildi. Aralarında alkol ve bağımlılıkla mücadele derneklerinin yöneticilerinin de bulunduÄŸu doktorlar, birkaç ay önce SaÄŸlık Bakanı Agnes Buzyn’e açık mektup yazarak alkollü içeceklere daha fazla vergi konulması çaÄŸrısı yapmıştı. Mektupta, alkolün halk saÄŸlığına zararlarıyla mücadelede yeterince çalışılmadığı kaydedilmiÅŸti.

Sadece alkol deÄŸil, intihar, uyuÅŸturucu, cinayetler..

Bakın, sık sık tekrarladığım bir konu var. Batıda intihardan ölen insan sayısı DoÄŸuda savaÅŸ ve terörden ölenlerden daha fazla. Batıda aşırı beslenmenin sebebi olan obeziteye dayalı hastalıklardan ölen insan sayısı Afrika’da acından ölenlerden daha fazla. Batıda israf edilen yiyecek, dünyadaki açların ihtiyaç duyduÄŸu gıdadan daha fazla.

Batı ölüyor. Ölürken insanlığı da öldürüyor. Kendi hayatiyetini sürdürmek adına, kendi deÄŸerlerine karşı çıkanları yıldırmak, caydırmak, bastırmak için savaÅŸ ve terör yoluyla insanları öldürmeye devam ediyor.

Batı kavram ve kurumları ile çöktü. Bir yandan da kendi aralarında örtülü bir savaÅŸ veriyorlar. Dünyadaki savaÅŸların çoÄŸu da bunların kendi aralarındaki savaÅŸların bir yansıması olarak vekalet savaşı.

Batı, yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat peÅŸinde havayı, toprağı, suyu kirletti. Ahlak kirletildi. Ä°nsanları dinden uzaklaÅŸtırdılar, ideolojiyi dinleÅŸtirdiler. Kirletmedikleri hiçbir ÅŸey kalmadı. 

O “cici demokrasi”leri hiçbir ÅŸey çözmüyor. Aksine Åžeytanın maskesi oldu. Irak’a nasıl bir demokrasi getirdiklerini gördük. Darbelere nasıl arka çıktıklarını Mısır’da gördük, Cinayetleri nasıl desteklediklerini Filistin’de görüyoruz. “Adalet, Barış, Özgürlük” onlar için oltaya taktıkları bir yem, makyaj malzemesi, maske, acıkınca yedikleri helvadan bir putmuÅŸ. SavaÅŸların, darbelerin, terörün arkasında onlar varmış. Onun için darbecilere, teröristlere destek veriyorlar. Onun için ülkelere silah satıp, onu ötekilere karşı kışkırtıyorlar. Farklı dini, mezhebi, ideolojik ve politik toplulukları birbirine karşı kışkırtarak, onların kanları ve gözyaÅŸları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışıyorlar.

Batıda evlilik, aile öldü, kilise can çekiÅŸiyor. Batıda iki gençten biri babasının kim olduÄŸundan emin deÄŸil. Artık erkek ya da kadın diye bir ayırım kalkıyor. Cinsiyetsiz bir nesil geliyor. Evlenmiyorlar ya da çok geç evleniyorlar, çocuk yapmıyorlar, çabuk boÅŸanıyorlar, ya da aile içi sadakat yok. Devam eden evliliklerde mutluluk katsayısı çok düÅŸük. Tam bir “intihar toplumu” sözkonusu. Zaten bunun sonucu psikolojik sorunlar tavan yapmış durumda. Allah’tan korktukları yok da, polisten korkmasalar her haltı yiyecekler. Batı aslında sokakta fazla polis görmeseniz de büyük bir polis devleti. Büyük bir gözaltı sözkonusu.

Protestanlar zaten atomize oldular. Her köÅŸede bir alternatif kilise. Ortodoks’lar dışarıda onlar için, Katolik kilisesi ise tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Gençler kilise vergisi vermiyor, kiliseye gitmiyor, çocuklarını vaftiz ettirmiyor, günah çıkarmıyor, papazlara güvenmiyor, nikahlarını kilisede kıydırmıyor, kıydırsa da dinden çok bir gelenek olduÄŸu için. Kilise de eskisi kadar güçlü deÄŸil, cemaate fon saÄŸlamıyor.

Zaten kilisedeki taciz olayları “Decameron’un aÅŸk hikayeleri”ni aratmıyor. Papa da bu dedikodulardan bıkmış vaziyette. Cemaatin günahları çıkarmakla bitmiyor ki, papazları da baÅŸtan çıkarıyorlar. Cin ve Åžeytan çıkarma ayinleri de artık eskisi kadar muteber deÄŸil. Cin çarpmış, büyü yapılmış diye gelen varsa geliyor, yoksa herkes cinlerle ve ÅŸeytanlarla zaten kucak kucaÄŸa. Satanist ayinler Kiliseleri geride bırakmış sanki. Artık batıda hemen her ÅŸehirde, kahinler, cinciler, büyücüler, falcılar fuarlar yapıyor, ayinler düzenliyor. YaÅŸam koçu diye her köÅŸede bir psiko terapi merkezi var, kimi ipnoz, kimi yoga, kimi transandantal meditasyon merkezi olarak “hizmet” veriyor. Birçok yaÅŸlı ya da genç, kiliseye gitmek yerine bu merkezlere gidiyor. Bunun eÄŸitimini alıyor. Kimi satanist oluyor, kimi “kutsal bir ruh” diye Åžeytanın, cinin peÅŸine takılıyor, kimi uzaylıların peÅŸine takılıyor. Kimi neo pagan! Saul’un Åžeytanı yeni kostümü ile kiliseden kaçanları kendi evinde toplamaya baÅŸladı bile. 

Laiklik de Papalık da kriz içinde. Her ikisi de çökecek ve tabii “Vestfalya düzeni” de. Ulus devletlerin dayandığı temel kavramlar ve kurumlarda.. 

Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal. Bir ihtimal daha var, eÄŸer akletmezsek daha beteri de gelebilir. Çünkü beterin de beteri var. Akledenlerden olmayacaksak, olacak olanlar belli. Yeni bir dünya savaşı, terör, açlık, yokluk, kıtlık.

Sonunda iÅŸler geri dönülmez bir noktaya gelirse, belki çok büyük bir felaketin ardından yeniden bir düzen kurulacak. Bu süreçte kan ve can maliyeti, acıların büyüklüÄŸü, cesaret, çaba, merhametimizin büyüklüÄŸü oranından küçük olacak. Ve bu hercümerç içinde Allah’ın ipine sımsıkı tutunanlar, iyi iÅŸler yapanlar, sabreden, ÅŸükreden, direnenler müstesna herkes hüsranda olacak.

Biz tarihin yaÅŸayan tanıklarıyız ve biz yaÅŸarken tarih ÅŸekilleniyor. Tarihin kavÅŸak noktalarından birinde bulunuyoruz. Asıl görevlerimiz bir yandan “def-i mazarrat”dır, öte yandan “celb-i menafi”dir. Bu ikincisi, bizi adaletten, barıştan, hürriyetten yana bir medeniyetin inÅŸasına memur etmektedir. Bu yönde ilerleyen, Allah’ın ipine sımsıkı tutunan, dürüst, bilgili ve cesur insanların eliyle Allah rızasını tecelli ettirecektir. Ta ki, toplumun liyakatı bu seviyeye ulaÅŸana kadar yeryüzünde kan, gözyaşı ve acılar dinmeyecek. Başınızda bir peygamber olsa da bu böyle. Kaldı ki, artık bir peygamber de gelmeyecek. Bu dün böyle idi, bugün de böyle. Yarın da böyle olacak.

Åžimdi hep birlikte düÅŸünelim ve kendi kendimize soralım: Ä°çimizdeki beyinsizlerin iÅŸledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım! Evet, eÄŸer onlara yardım ediyor, onlara eliniz, diliniz ve kalbinizle karşı çıkıp, o zalimlerden uzaklaÅŸmıyorsanız bu mümkün.

Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateÅŸ size de dokunur denmedi mi? Karar sizin. 

Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.