Kürsü
Hüseyin Akın: Okumayı ve yazmayı bırakanları nasıl tanıyabilirsiniz?
Hüseyin Akın- Milli Gazete
Gündem denilen çeldiricinin etkisinde kalmadan okuma yazma hattı üzere istikametini seçenlere selam olsun. Bu yazarların en önemli özelliÄŸi düÅŸünme yılgınlığı denilen ÅŸeye prim vermemeleri. DüÅŸünme yılgınlığı olduÄŸu yerde kalmaz peÅŸine okuma, yazma ve anlatma gibi önemli unsurları da takar. Sosyal ve siyasi olaylar bazı insanların enerjisini sıfırlar ve hiçbir ÅŸeyin istenilen biçimde cereyan etmeyeceÄŸi konusunda derin bir ümitsizlik içerisine girerler. “Okumakla olmuyor” derler, “yazmak da bir ÅŸey ifade etmiyor” diye sızlanırlar. Bu kiÅŸiler nezdinde “düÅŸünmek” de beyhude kürek çekmeye benzer bir yorgunluktur. Dün okudukları kitapların bugün hasmı durumuna gelmiÅŸlerdir. Yazmayı küçümserler. Her fırsatta bir zamanlar kendilerinin de yazdığından dem vurarak akılları sıra bu iÅŸlerin zaman kaybı olduÄŸunu söylemek isterler. Aslına bakarsanız bu kiÅŸilerin sadra ÅŸifa bir tek çözümleri ve çareleri yoktur.
Aktif okumayı ve yazmayı terk eden kiÅŸilerin ortak özellikleri ÅŸunlardır:
- Bu zamana kadar okuduk yazdık da ne oldu? (Bu kiÅŸilere sormak lazım, ne olmak istiyordun da okuduÄŸun kitap ve yazdığın metin sözünde durmadı?)
- Herkes bir taraflara kaydı. Fikir ve düÅŸüncenin hiçbir belirleyiciliÄŸi kalmadı. O halde ben de bu eleÅŸtirdiÄŸim kiÅŸilere uyum saÄŸlayayım.
- Edebiyat karın doyurmuyor, tarih geçmiÅŸi geri getirmiyor, coÄŸrafya insanın kaderi, bulunduÄŸun çizginin dışına çıkamıyorsun, felsefenin ne zaman bir hayrını gördük ki ÅŸeklinde yakınmalar.
- “GüvendiÄŸim daÄŸlara kar yaÄŸdı” sendromu. Dağın karla buluÅŸması hayal kırıklığı oluÅŸturuyorsa söyleyecek söz kalmamış demektir. Herkesin ümidini baÄŸladığı daÄŸları hatta sıradaÄŸları var. Bir gün bu daÄŸlara kar yaÄŸdığında, çığ düÅŸtüÄŸünde ya da bulunduÄŸumuz yere çivilenip kalıyoruz. Bodur aÄŸaçlara bile daÄŸ muamelesi yapan her an hayal kırıklığına hazır olmalıdır.
- “Odamda yer kalmadı kitaptan” kompleksi. Buna, “Hanım kızıyor” refleksi de diyebilirsiniz. Kitapların en büyük özelliÄŸi evin diÄŸer eÅŸya ve mefruÅŸatını kamufle ediyor oluÅŸudur ki bu durum bazı kadınların hiç tahammül edemeyecekleri bir görüntüdür. Bu yüzden odayı iÅŸgal eden kitapların kafaları istila etmesi de kendiliÄŸinden gerçekleÅŸmiÅŸ olur.
- Yazmadan dönme okumadan dönmeden çok daha farklıdır. Bu tarz dönmeler kıl dönmesine benzer. BulunduÄŸu en yakın yere ve çevreye zarar verir. OlumsuzluÄŸunu dıştan ziyade içe doÄŸru yayar. Birilerinden cesaret alarak yazmayı bırakmaya vesile kılmak ve bu dönüÅŸte bir hikmet esintisi oluÅŸsun ister. Bu tür dönüÅŸlere “dön baba dönelim” döngüsü denir.
- “Elim kaleme gitmiyor” tükenci. Daha baÅŸlamadan bitirmek, ham iken olgun meyve salınımına durmak bu tür tükenç emareleridir.
- Kitapçı dükkânı açmak. AÅŸçı olduktan sonra yemeklerle arası açılan adamın hali gibidir. AÅŸçı nasıl kokusu ile doyarsa yemeÄŸin, kitapçı da kolisiyle kutusuyla doyar.
- “Okuyacak halden okunacak hale geldim” seviyesi. Buna bir baÅŸka tabirle “n’oldum delisi” de denilebilir. Bu deli çeÅŸidi bir makama gelmiÅŸtir. Kitap sadece masa süsü olarak yer alır bir tarafta. OkunmuÅŸ kitapların suyunu içer gibi bu ÅŸahıslar kitap okuyucuların nefesleriyle idare ederler. Hep onların ağızlarına bakarlar. Kitap okuma faslından geçip dudak okuma faslına giriÅŸ yaparlar.
- Yorgunluklarını ve de hayat karşısında yenilgilerini aslında yeni bir dönemin baÅŸladığına hamlederler. “Ben bittim arkadaÅŸ” demeyi gururlarına yediremediklerinden “ÅŸiir bitti”, “hikâye gitti”, “roman zaten yoktu”, “tarihin sonu geldi”, “dijital kıyameti yaşıyoruz”, “ahır zamandayız” gibi gerekçelerle vaziyeti kurtarmaya çalışırlar.
- Okumayı yazmayı bırakan kiÅŸiler cümlelerini yere düÅŸürmüÅŸ, ya da saÄŸa sola fırlatıp atmış kiÅŸilerdir. Bu tür kiÅŸilerin cümlesinin cümlesi yoktur. Cümleleri yanlış iliklenmiÅŸ gömlek düÄŸmeleri gibidir. EÅŸyaların deÄŸerleri deÄŸil fiyatları ilgilerini çeker. Rakamlara iman ederler.
- Okumadıkları kitaptan içinde bulundukları durumun kitaptaki yerini öÄŸrenmeye çalışırlar. Bulamayınca da “kitaplar bizi anlamıyor” diye ÅŸikâyet ederler.
Kitaptan irtibat eden o kadar çoktur ki toplasan ciltler dolusu kitap olur.
Henüz yorum yapılmamış.