Sosyal Medya

Kürsü

Kemal Öztürk: En büyük tehlike inandırıcılığı kaybetmektir

Kemal Öztürk- Yeni Şafak



7 yılda 14 seçim yaÅŸayınca iki ÅŸey oluyor: Biri yoruluyoruz. Sahada seçmen ya da partilerde gözüken budur.
 
Ä°kincisi tecrübe kazanıyoruz. Bende ikisi de oldu sanırım!
 
Hem seçim yorgunuyum herkes gibi, hem de 14 seçimi yakından izlemiÅŸ, içinde yer almış ve sürekli notlar tutmuÅŸ biri olarak piÅŸtim sanırım. Yaşım ilerledi demek istemiyorum tabi!
 
Bu nedenle olsa gerek, sahada gördüklerimiz, kampanyaların seyri, adayların tutumları, konuÅŸmaları izlerken olayın nereye doÄŸru seyrettiÄŸini aÅŸağı yukarı kestirebiliyoruz.
 
Yine de itiraf edeyim, bu seçimdeki kadar öngörülmezlik, kararsızlık ve karmaÅŸa diÄŸer seçimlerde pek görmedim ÅŸahsen.
 
SON DÜZLÜKTE HATA YAPAN KAYBEDER
 
Seçimlerin tamamlanmasına 17 gün kaldı. Kararsız seçmendeki belirsizlik bu aÅŸamadan sonra azalacak ve bir karara dönüÅŸecek. Benim iddiam o ki, sandık başında karar verecek ya da deÄŸiÅŸtirecek çok seçmen olacak bu sefer.
 
Son düzlükte yapılacak her hata ölümcül etki yaratabilir. Klasik olarak CHP genelde son düzlükte tökezler ve yarışı AK Parti önde tamamlar. Bu seçimde açık bırakılan mikrofonlar, ezanla, selayla, Fatiha süresiyle alaycı konuÅŸmalar, ‘Kürdistan, PKK’ gibi riskli kavramları, nereye gideceÄŸini düÅŸünmeden kullanmalar… CHP ‘birazdan tökezleyip düÅŸeceÄŸim’ dercesine sinyal vermeye baÅŸladı.
 
CHP içinden bir yönetici de çıkıp, son düzlükte böyle riskli iÅŸler yapmayın, düzeyinizi koruyun demiyor. Hatta Edremit’teki açık mikrofon krizine sebep olanları önce disipline gönderdik dediler, sonra yanlışlık oldu, disipline baÅŸkası gönderildi dendi. Nereden baksanız tutarsızlık.
 
CHP Ä°stanbul adayı Ekrem Ä°mamoÄŸlu bunu bildiÄŸinden olsa gerek, parti yöneticilerine ‘bu seçimde en önemli mesele hata yapmamaktır’ demiÅŸti (dün yayınladığım röportaj).
 
Ä°stanbul’da her iki adayla da konuÅŸan ve çalışmalarını izleyen biri olarak, burada seçimin saÄŸlıklı, düzeyli ve olması gereken gibi gittiÄŸini düÅŸünüyorum. Her iki aday da Ä°stanbul’a odaklanmış, genel siyaset havasından uzak, yerel politika konuÅŸuyor, baÅŸka tartışmalara da girmiyor. Mesela Ä°stiklal Caddesi’ndeki ezanın ıslıklanması iddialarına ikisi de hiç girmedi.
 
EZANIN ISLIKLANDIÄžI Ä°DDÄ°ASI
 
Ancak genel siyasetin ve özellikle Ankara’daki seçim ortamının aynı olduÄŸunu söyleyemem. Ä°stiklal Caddesi’ndeki ezanın ıslıklanma olayını iyice araÅŸtırmadan ve doÄŸrusunu öÄŸrenmeden en yüksek perdeden bu olaya tepki göstermek doÄŸru mu? Zira AK Parti’yi savunan gazeteciler, yazarlar ve kanaat önderleri bile bu olayın iddia edildiÄŸi gibi ezanı protesto olmadığını ısrarla yazdılar, söylediler. Hal böyleyken, buradan siyaseten bir argüman çıkartıp, bunu da son düzlükte CumhurbaÅŸkanı’nın kampanyasının bir parçası yapmak doÄŸru olmadı.
 
Yine Ankara’da Mansur YavaÅŸ ile sahtekarlıktan sabıkalı bir kiÅŸi arasındaki karmaşık ve mahkeme süreci devam eden bir tartışmaya AK Parti sözcüsü düzeyinde müdahil olmayı da tartışmalı bir durum olarak görüyorum. Hele hele Mansur YavaÅŸ hakkında apar topar dava açılması, onu maÄŸdur durumuna sokacak bir riski bile barındırıyor. Oradaki tartışma kafaları karıştırır ama Cumhur Ä°ttifakı’na yarar mı bilemiyorum.
 
AK PARTÄ°’NÄ°N GÜCÜ Ä°NANDIRICILIÄžINDAN GELÄ°R
 
Tüm bunlardan bağımsız olarak ÅŸunu söylemeliyim:
 
AK Parti’nin en büyük gücü inandırıcılığından, kendini, projelerini anlatmasından ve geleceÄŸi konuÅŸmasından gelir. AK Parti her zaman, ‘ben neden daha iyiyim?’ onu anlatmış ve ‘diÄŸeri neden kötü’ kısmını ön plana çıkarmamıştır.
 
Bu seçimde, ittifaklar meselesi yüzünden neden daha iyi olduÄŸunu deÄŸil de, diÄŸerlerinin neden kötü olduÄŸunu anlatmaya odaklanmış gibi bir hava esiyor.
 
Oysa AK Parti’nin tüm seçimlerinde durum böyle deÄŸildi. AK Parti, umut vererek seçim kazanmıştır hep, korkutarak deÄŸil.
 
Hatırlayınız, CHP 2002-2009 yılları arasındaki tüm seçimlerinde AK Parti’nin ‘Atatürk, laiklik, rejim düÅŸmanı’ olduÄŸunu iddia ettiÄŸi kampanyalar yapmıştı. ‘AK Parti ne kadar kötü’ dediÄŸi ve insanları korkuttuÄŸu her seçimi kaybetti CHP. Ve daha önemlisi inandırıcılığını yitirdi.
 
AK Parti ve ErdoÄŸan’ın en büyük gücü inandırıcılığı ve kendi projelerini anlatmasıdır. Bu iki konuya zarar verirlerse ve inandırıcılıklarını zedelerlerse büyük tehlike baÅŸlamış olur. Seçimde birkaç ÅŸehri kaybetmek bir zarar vermez, önemli olan inandırıcılığı kaybetmemektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.