Güncel
Çocuklarda siber zorbalıkla başetme yolları
Dijital gelişmelerle günlük yaşamın parçası haline gelen, özellikle ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların yaşamlarını etkileyen "siber zorbalık" tehdidine karşı ebeveynlerin de sanal dünyayı yakından takip etmesi gerekiyor.
Dijital geliÅŸmelerle günlük yaÅŸamın parçası haline gelen, özellikle ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların yaÅŸamlarını etkileyen "siber zorbalık" tehdidine karşı ebeveynlerin de sanal dünyayı yakından takip etmesi gerektiÄŸi bildirildi.
Ä°letiÅŸim teknolojileri aracılığıyla bir kiÅŸi ya da gruba zarar verme davranışı olarak tanımlanan siber zorbalık, sanal ortamda kullanıcıların diÄŸer kiÅŸileri tehdit etmesi, aÅŸağılaması, onlara cinsel içerikli mesajlar göndermesiyle gerçekleÅŸiyor. Bu durum, anlık mesajlaÅŸma, e-posta, online oyunlar ya da internet forumları üzerinden gerçekleÅŸebildiÄŸi gibi sosyal medya sitelerindeki paylaşımlara yorum yapılmasıyla da mümkün hale gelebiliyor.
"Sosyal medya, çocukları disiplin komisyonlarından daha çok korkutuyor"
AA muhabirine açıklama yapan BiliÅŸim Teknolojileri EÄŸitimcileri DerneÄŸi Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Burcu Yılmaz, siber zorbalığın kabul görmek, sevilmek ve bir gruba ait olmak isteyen çocuklarda üzüntü, isyan, öfke, daha ileri boyutlarda da bunalım, depresyon, hatta intihar hissiyle mücadele etmeye neden olduÄŸunu ifade etti.
Çocukların kıyafetiyle ilgili yapılan kötü bir yorumdan, dinlediÄŸi müzik grubunun aÅŸağılanmasına kadar sanal ortamdaki tüm negatif davranışların siber zorbalıkla iliÅŸkilendirilebileceÄŸini belirten Yılmaz, ÅŸöyle devam etti:
"Åžu an çocuklar için en büyük yaptırımın sosyal medya olmaya baÅŸladığını görüyoruz. Yani sosyal medya, çocukları disiplin komisyonlarından daha çok korkutuyor. Disipline verilmekle tehdit edilmek çocuk için bir ÅŸey ifade etmiyor ama çocuÄŸa 'Sosyal medyada senin hakkında ÅŸöyle ÅŸöyle paylaşımda bulunurum' dendiÄŸi an o kadar büyük bir yaptırıma sahip ki. Böyle bir ortamda çocukların paylaşımları ya da fotoÄŸrafları altına gelen kötü yorumlar onları derinden etkileyebiliyor. Çocuklar bizim kadar güçlü, mücadeleci deÄŸiller. Bu gibi durumlar onların dünyalarını altüst ediyor. "
Siber zorbalığa maruz kalmış çocukların bu durumla genelde tek başına mücadele etmeye çalıştığına dikkati çeken Yılmaz, "Aileler, zorbalığa maruz kalmış, eve yara bere içinde gelmiÅŸ çocuÄŸun yaÅŸadığı sıkıntıları tahmin edebilir ve hemen harekete geçebilir ancak yüzeysel bulgu gözlemleyemedikleri çocuklarının siber zorbalığa maruz kaldığını, benzer sıkıntıları yaÅŸadığını ve bu sıkıntılarla tek baÅŸlarına mücadele etmeye çalıştıklarını kestiremiyorlar." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, çocuklarını siber zorbalıktan koruyabilmek için ebeveynlerin dijital teknolojileri daha fazla kullanmaları tavsiyesinde bulunarak ÅŸunları söyledi:
"Ä°nternete hakim olmak ailelerin sorumluluÄŸu haline geldi. Yani dijital teknolojileri kullanmayı en az çocuklar kadar bilmeleri gerekiyor. Veliler, en azından düzgün 10 YouTube kanalı, en faydalı 10 uygulama hakkında bilgi sahibi olmak zorunda ya da çocuklarının Facebook, Twitter veya Instagram'da kimleri takip ettikleri, arkadaÅŸlarının kim olduÄŸu konusunda bilgi sahibi olmak zorundalar. Takip, yönlendirme ve sahip çıkmadan bahsediyoruz. Anne babalar çocuklarına sahip çıkmak zorunda ve bunun için de dijital teknolojileri daha fazla kullanmaya özen göstermeli."
Çocuklar sanal dünyanın merkezinde yer alıyor
Marmara Üniversitesi Ä°letiÅŸim Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık da çocukların akıllı telefon, tablet ve bilgisayarlarıyla dijital dünyanın merkezinde bulduÄŸunu anlattı. Bu sebeple sanal dolandırıcılar ya da kötü niyetli kullanıcıların çocuklara kolaylıkla eriÅŸebildiÄŸini aktaran Kırık, "Çocukların bilgilerinin ve fotoÄŸraflarının izinsiz ÅŸekilde elde edilmesi, kullanılması, çocuÄŸun bu yolla ÅŸantajlara maruz bırakılması ya da oyun kisvesi altında çocukların dolandırılması ve kötü niyetli insanlara alet edilmesi yaÅŸanan en büyük sorunlar arasında yer alıyor." dedi
Siber zorbalık kavramının hangi hukuki fiillere karşılık geldiÄŸinin bilinmediÄŸine iÅŸaret eden Kırık, bu noktada hukuki bir karışıklık olduÄŸunu dile getirdi. Kırık, "DoÄŸrudan siber zorbalık ifadesi yer almasa da siber zorbalığı kapsayan olaylar için uygulanabilecek hükümlerin mevcudiyeti göze çarpıyor ancak yasal düzenlemelerde mutlaka siber zorbalık tanımsal olarak açık bir ÅŸekilde belirtilmeli ve hangi hukuki fiillere karşılık geldiÄŸi açık bir ÅŸekilde ifade edilmeli." diye konuÅŸtu.
"Ailelere eÄŸitimler verilebilir"
Kırık, anne babaların dijital teknolojileri iyi kullandığı gerekçesiyle kontrolü çocuklara bırakmaması gerektiÄŸini ve ebeveynlerin çocuklarını siber zorbalık tehlikesinden koruyabilmesinin iyi birer dijital okuryazar olmalarıyla mümkün olabileceÄŸine dikkati çekerek "Çocukların dijital çağın içine doÄŸdukları doÄŸrudur ancak bu gerekçeyle tüm yetkiyi onlara vermek doÄŸru deÄŸildir çünkü kontrolü çocuÄŸa verdiÄŸinizde çocuk zamanla 'Nasıl olsa anne ve babam bu konularda bilgi sahibi deÄŸil, ben de istediÄŸimi yaparım.' duygusuna kapılıyor ve siber korsanlar, sanal dolandırıcıların maÄŸduru durumuna geliyor." dedi.
Ailelerin de dijital okuryazarlık dersleri alması gerektiğini vurgulayan Kırık, şunları kaydetti:
"Bu konuda yerel bazlı çalışmalar yapılabilir. Özellikle belediyeler aracılığıyla ebeveynlere verilecek dijital okur yazarlık eÄŸitimleri velilerin bilinçlenmesini saÄŸlayacaktır. Milli EÄŸitim Bakanlığının projesi olarak okullar aracılığıyla nasıl çocuklar eÄŸitim görüyorlarsa ailelere de bu ÅŸekilde eÄŸitimler verilebilir. Hem veliler, dijital dünyadaki zorluklar ve güvensiz ortam konusu hakkında bilgi sahibi olur hem de çocuklarına doÄŸru bir bilgi akışı saÄŸlamış olurlar çünkü günümüzde çocuklar bu noktada ebeveynlerden çok çok daha sosyal medyayı kullanıyorlar. Bunun önüne geçilebilir."
Henüz yorum yapılmamış.