Kürsü
Mustafa Kutlu- Bıçak kemiğe dayanınca
Follow @dusuncemektebi2
Mustafa Kutlu- Yeni Åžafak
”Bıçak kemiÄŸe dayanınca” ne oluyor dersiniz? Feryat-figan-isyan-intikam vesaire. Bütün bunlar oluyor, ezilenler her yola baÅŸvuruyor ama nafile. TaÅŸtan ses geliyor dünyadan gelmiyor. Ä°ÅŸin sonu intihara varıyor. Yani binlerce yoksul, aç, ölümden kaçan insan patlak-plastik botlarla Ege’yi, Akdeniz’i, sınırı geçmek istiyor. Tel örgüler, duvarlar.
Ufacık bebelerin cesetleri sahile vuruyor. Bazı fotoÄŸraflar “yılın fotoÄŸrafı” seçiliyor, o kadar. Ben bu yazıyı yazarken ekranda ÅŸöyle bir haber vardı: ManÅŸ’ı geçen altı göçmen yakalanmış, BirleÅŸik Krallık parlamentosu ayaklanmış. Topu topu altı kiÅŸi.
Sayın ErdoÄŸan BM’de yaptığı konuÅŸmada “Dünya beÅŸten büyüktür” demiÅŸti. Bu söz epeyce dikkat çekti. Ama bence üzerinde pek durulmayan ikinci cümle çok önemli idi. “Dünya nüfusunun yarıdan fazlasının gelirine 62 kiÅŸi el koyuyor”. (Oxfam’a göre kiÅŸi sayısı 26).
O hayranlık ile takip edilen onca filozof-ilim adamı-sanatçı yetiÅŸtirmiÅŸ medeniyetin, hümanizmin, özgürlüÄŸün, demokrasinin, hür düÅŸüncenin merkezi kendi kutsal konforunu böyle koruyor. Lanet olsun.
“Küresel Güç” analizi yapan komploculara bakılırsa dünyadaki gelirin %90’ına dünya nüfusunun %10’u el koyuyor. Daha ileri gidenler var. Bunların sayısı yüz civarında imiÅŸ. Kim oldukları bilinmesin diye bu servet sahiplerinin üzerlerine ezoterik bir tül örtülmüÅŸtür. Rivayet muhtelif. Ancak yine de “Dünyanın en zengin 10 ferdi” baÅŸlığı ile listeler yayımlanıyor.
20. yazıda gelip dayandığımız nokta bu işte. Tablonun dehşetini yansıtan raporlar, rakamlar var.
Bunlardan birine göre dünyanın en zengin 5 ülkesiyle en fakir 5 ülkesi arasında 1820’den günümüze ÅŸöyle bir fark oluÅŸmuÅŸ: Ä°ki yüzyıl sonunda (2013) da aradaki fark 88 kat artmış. Aynı kuruluÅŸun 2018 raporuna göre dünya nüfusunun yarısının toplam serveti 26 milyarderin servetine eÅŸit. (Oxfam).
ArkadaÅŸlardan rica ettim “2018 Dünya EÅŸitsizlik Raporu”nu internetten çıkarıp gönderdiler. (Bende bu gibi kaynaklar yok. Zaten internet yok. Benimki kör görmez sezer misali. Ama sözümüzü üfürükten tayyare sanmasınlar diye bazan kaynak ve rakam zikrediyoruz). “Rapor”dan bazı tesbitleri aktarıyorum:
* “Yazan ve koordine edenler: Facundo Alvaredo, Lucas Chancel, Thomas Piketty, Emmanuel Saez, Gabriel Zucman.
* Gelir eÅŸitsizliÄŸi dünyada bölgeden bölgeye büyük deÄŸiÅŸiklik göstermektedir. En düÅŸük olduÄŸu yer Avrupa, en yüksek olduÄŸu yer ise OrtadoÄŸu’dur.
* 2016’da, ülkenin en çok kazanan %10’luk kesiminin (en üst %10’luk gelir dilimi) toplam ulusal gelirden tek başına aldığı pay Avrupa’da %37, Çin’de %41, Rusya’da %46, Kanada ve ABD’de %47; Sahraaltı Afrika, Brezilya ve Hindistan’da %55 civarındadır. OrtadoÄŸu’da, tahminlerimize göre dünyanın en eÅŸitsiz bölgesinde ise en üst %10’luk kesim ulusal gelirin %61’ine sahiptir.
* Artan gelir eÅŸitsizliÄŸi ve geçtiÄŸimiz kırk yılda kamudan özele yapılan büyük transferler bireyler arasında servet eÅŸitsizliÄŸine yol açmıştır.
* En üst servet paylarındaki büyük artış komünizmden kapitalist ekonomilere geçmelerini takiben Çin ve Rusya’da da tecrübe edilmiÅŸtir. En üst %1’lik servet dilimi 1995 ve 2015 yıllarında sırasıyla %15’ten %22’ye ve %30’dan %43’e yükselmiÅŸtir.
* Ekonomik eÅŸitsizliÄŸe büyük ölçüde, özel kiÅŸi ya da kurumlara veya kamuya ait olabilen sermayenin mülkiyetindeki eÅŸitsizlikler yol açar. 1980’den beri gerek zengin gerekse geliÅŸmekte olsun, neredeyse bütün ülkelerde kamudan özele büyük servet transferleri olduÄŸunu gösteriyoruz.
* Küresel gelir ve servet eÅŸitsizliÄŸiyle mücadele, ulusal ve uluslararası vergi politikalarında önemli deÄŸiÅŸimleri gerekli kılmaktadır.
* Finansal varlıkların mülkiyetini kaydeden küresel bazda bir finansal sicil sistemi vergi kaçırma, kara para aklama ve yükselen eÅŸitsizliÄŸe ciddi darbeler indirebilir.
* Vergi kaçırma bunlar içinde ilk sıralarda gelmektedir. Vergi cennetlerinin yükseliÅŸi küresel dünyada servetin ve sermaye gelirlerinin doÄŸru düzgün ölçülmesini ve vergilendirilmesini zorlaÅŸtırmaktadır. Öte yandan toprak ve emlak kayıtları yüzyıllardır mevcuttur, servet giderek finansal kıymet görünümü aldığından bugün hane halkının elindeki servetin büyük bir bölümü kayıt altına alınamamaktadır. (Tapınak Åžovalyeleri izin vermiyor galiba).
* Yakın tarihli araÅŸtırmalar fırsat eÅŸitliÄŸi hakkındaki kamusal söylem ile eÄŸitime eriÅŸimdeki eÅŸitsizlik gerçeÄŸi arasında devasa bir uçurum olabileceÄŸini göstermektedir.
* Hem mevcut eÅŸitsizliÄŸi hem de eÅŸitsizliÄŸin daha da artmasını önlemek için, kamunun eÄŸitim, saÄŸlık ve çevrenin korunmasına yatırım yapmasına ihtiyaç vardır. Bunu yapmak ise çok zordur.”
Bu arkadaÅŸlar ne diyor? Åžudur: Mevcut düzen devam edecektir, ancak bunu ıslah mümkündür.
Bu dahi “Sürdürülebilir kalkınma” kabilinden bir ham hayaldir.
“ÇaÄŸdaÅŸ Küresel Medeniyet”in vardığı nokta insanın insana zulmüdür.
Bu medeniyetin varoluÅŸ, âlem, dünya, insan, hayat, ahlâk, bilim anlayışı toptan terkedilmedikçe ne adalet ne hürriyet vücut bulabilir.
Hemen sorulacak: Çare nedir?
Çare öncelikle “zihniyet deÄŸiÅŸimi”dir. Bunu saÄŸlayacak olan “Ä°syan ahlâkı”dır. Dünyaya söyleyecek sözümüz vardır. Jack Ellul “Söz düÅŸtü” demiÅŸti, ben de “YiÄŸit düÅŸtü yerden kalkar” diyorum.
Henüz yorum yapılmamış.