Sosyal Medya

Güncel

Ahmet TaÅŸgetiren / Cemaatler ve siyaset

Ahmet TaÅŸgetiren - Karar



Halkı Müslüman bir ülke…
 
Ä°nsanların kendilerini hangi dozda, hangi kalitede olursa olsun “Müslüman” olarak tanımladıkları bir ülke...
 
Böyle bir ülkede “Ä°slam adına dışlanma” mahiyeti taşıyacak her olgu problem teÅŸkil eder.
 
Ä°nsanlar baÅŸkaları tarafından yargılanmak, Ä°slam’ın dışına düÅŸürülmek istemezler. Hatta “Falancanın yaptığı Ä°slam’sa ben öyle bir Ä°slam’da yokum” gibi tepkiler içine girerler.
 
Siyaset her ülkede olduÄŸu gibi bizde de en derin ayrışma alanıdır.
 
Bu ayrışma alanında insanların Ä°slam’la iliÅŸkilerinin nasıl seyrettiÄŸini dikkate almak, Ä°slam tebliÄŸini önemseyen herkesin önemsemesi gereken bir meseledir.
 
 
 
Dindar insanların kurduÄŸu, yönettiÄŸi bir siyasi hareket, halkı Müslüman bir ülkede hangi tür iliÅŸkilere yol açar?
 
Siyaset dili ile din dili birbirine karışır mı? Politikacılar, oy kaygısına düÅŸüp, din dilini de siyaset için kullanmaya yönelirler mi?
 
Ä°nsanların partileri deÄŸerlendirirken pek çok kriterlerinin olacağı kuÅŸkusuzdur.
 
Bu kriterlerden birisinin, hatta din alanındaki tartışmaların yoÄŸun olduÄŸu ülkelerde önemli birisinin siyasi kadroların pozitif – negatif anlamda din ile iliÅŸkileri olacağı da kuÅŸkusuzdur. Bu durumda insanlar, siyaset adamlarının dindarlığına ya da din iliÅŸkisinde soÄŸukluÄŸuna bakarak tavır belirlerler. Bunlar tabiidir.
 
Peki cemaatler de siyasi mücadelenin tarafı haline gelmeli mi?
 
Ä°LEM tarafından yapılan “Ä°slami STK’lar” araÅŸtırmasında önemli tespitlerden birisi de “Ä°slami STK’ların siyasileÅŸtiÄŸi” notu idi ve deÄŸerlendirme bölümünde “SiyasileÅŸmenin islami STK’ları toplumun tamamına ulaÅŸmaktan alıkoyduÄŸu” ifade ediliyordu.
 
Daha önce Refah Partisi dönemi ile ilgili olarak “Parti ve Cemaat” konusuna iÅŸaret ettim. Belli ki o dönemde cemaatlerin parti ekseninde hareket etmesi istenmiÅŸti. Partinin her ÅŸey, liderin de herkesin lideri olduÄŸu düÅŸünülüyordu, Buna “dini bir gerekçe” de bulunuyordu.
 
Ben o dönemde cemaatlerin cemaat olarak kalması gerektiÄŸini, insanın kiÅŸilik eÄŸitiminin hayati deÄŸerde olduÄŸu görüÅŸünü dile getirdim.
 
Türkiye, 16 yıldır dindar siyasi kadrolar tarafından yönetiliyor. Bu dönemde sistemin laik karakterinin özgürlükçü bir yorumunun gerçekleÅŸtiÄŸi bir vakıa. Bunun, dini alandaki kısıtlamalardan kurtulmak anlamına geldiÄŸi, bundan dindar toplum kesimlerinin memnuniyet duyduÄŸu da bir vakıa.
 
Peki bu durumda mevcut siyasi kadronun her yapıp ettiÄŸini Ä°slam adına onaylamak ve bütün sivil kurumlar olarak ona eklemlenmek mi gerekiyor?
 
Yani mesela cemaatlerle ya da baÅŸka sivil toplum kuruluÅŸları ile siyasi yapı arasında hiçbir alan ya da misyon farkı kalmamalı mı? Cemaatler, siyasi yapının alt birimleri haline mi gelmeli?
 
Böyle bir durumun cemaatler ya da STK’lar için “misyonumuz bitti, haydin tatile!” gibi bir misyon kaybı demek olacağı tabiidir.
 
Åžöyle bir gerçeklik var:
 
-Diyelim Ak Parti ne kadar geniş bir halk tabanına sahip olursa olsun, toplumun genelini kuşatamıyor.
 
Cemaatler islami yapılanmalar ise, onların Ä°slam’ın mesajını toplumun tamamına taşıyor olmaları lazım. Burada mesele, kendilerinin toplumun ne kadarına ulaşıyor olmasından ziyade mesajlarının ve ortaya koydukları profilin Ä°slam’ın kapsayıcı diline sahip olmasıdır. DeÄŸilse siyasi dil ile kısıtlı bir islami dil ortaya çıkar.
 
Türkiye’de cemaat olgusu, son zamanlarda çok tartışılır hale geldi. Özellikle Gülen Cemaati örneÄŸinde, eÄŸitimle ilgilenen herkesle diyaloga önem veren bir yapının içinden devlette paralel yapılanma gerçekleÅŸtiren, eline geçirdiÄŸi emniyet – yargı unsurlarını giyotin haline getiren, örgüt çıkarı için her türlü gayrı meÅŸruluÄŸa meÅŸruiyyet kılıfı giydiren ve nihayetinde zehirli bir dil üretmekten öte, darbeye kalkışan bir yapı, cemaatin en tefessüh etmiÅŸ örneÄŸi olarak ortada duruyor. Buradan bakıldığında dini bir cemaat yapılanmasının nasıl dümura uÄŸrayacağının manzarası ortaya çıkıyor. Åžimdi durup bakalım, sokaktaki insan, dinden yola çıkıp nereye varıldığına nasıl bir kanaat oluÅŸtursun?
 
Gülen cemaati ve siyaset dediÄŸimizde nereye varıyoruz? Ä°ktidardaki bir partiye yapışan, oradan emdiÄŸi iktidar ile yargıyı, emniyeti, nereye yapışmışsa orayı ifsad eden bir yapı...
 
Siyaset neden imkan verdi buna? O yapının kendisine imkan sunacağını düÅŸündüÄŸü için...
 
Sonunda birisi “Yanılmışız” dedi, diÄŸeri, kendisine baÄŸlanan yüzbinlerce insanı çamura bulanmış hale getirdi. Kaybeden ne oldu, insanların dini bir toparlanışa yönelik kanaatlerinin tükenmesi...
 
Cemaatler, bir insanın kiÅŸilik deÄŸerlerini iyileÅŸtirmek, iyi insan – iyi Müslüman yetiÅŸtirmek, ümmete artı deÄŸerler kazandırmak gibi bir misyonu küçümseyip, siyaset oynamaya kalkışmamalı.
 
Bana göre, Ä°slam’ın tüm insanlığa yönelik misyonunu önemseyen sorumluluk sahibi siyasi kadrolar da, cemaatlerin “iyi insan” yetiÅŸtirme, dünyaya Ä°slam’ın güzelliklerini taşıma misyonlarını önemsemeli, onu yapabilen bir cemaatten siyasete katkı gibi ek sorumluluklar beklememeli.
 
Böyle bir ek iÅŸin, cemaatin ana misyonunu gölgeleyeceÄŸini ve evrensel misyonuna zarar vereceÄŸini bilmeli.
 
Hatta bu yönde baskı niteliÄŸi taşıyacak “Destek vermezsek ne olur?” kaygıları oluÅŸturacak beklentiler içine girmemeli.
 
Başka siyasi yapılara destek veren cemaatlerin tepki doğurması gibi, kendisine destek verenlerin de başka muhitlerde tepki doğuracağını unutmamalı.
 
Özellikle insanların kalbi hayatına yönelik bir eÄŸitimi hedefleyen tasavvufi cemaatlerin, kalblerde teÅŸevvüÅŸe yol açacak siyasi hamlelerden kaçınmaları gerekir. Diyelim cemaat önderinin (tasavvufta mürÅŸidin) destek kararına uymayan bir insanın tarikatla ilgisinin ne olacağı sorusu ortada kalmamalıdır.
 
Son olarak ÅŸunu söylemeliyim: Cemaatleri önemli buluyorum. Ä°slam toplumlarında bu tarz yapıların insanda kalbi derinleÅŸme saÄŸlayan birer okul hüviyetinde olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ama bu zeminlerin aklın devre dışı bırakıldığı bir hale dönüÅŸmemesi gerektiÄŸine inanıyorum. Onun en dramatik örneÄŸi malum cemaatte yaÅŸandı. Müslümanın her iÅŸi seçmelidir. Tarikata seçerek girer, ibadetinde ÅŸuur diriliÄŸi taşır, “Yol”da her adımını ÅŸuurla atar, “Allah adamı” olmanın erdemini kuÅŸanır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.