Ziya Selçuk: Necip Fazıl okudum, hayatım değişti
Follow @dusuncemektebi2
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, bugünkü köşe yazısında oldukça ilgi çekecek bir konuyu ele aldı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'la olan söyleşisini anlatan Alçı, Bakan Selçuk'un Necip Fazıl Kısakürek'i okuduktan sonra yaşadığı değişimi köşesine taşıdı.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, bugünkü köÅŸe yazısında oldukça ilgi çekecek bir konuyu ele aldı. Milli EÄŸitim Bakanı Ziya Selçuk'la olan söyleÅŸisini anlatan Alçı, Bakan Selçuk'un üstad Necip Fazıl Kısakürek'i okuduktan sonra yaÅŸadığı deÄŸiÅŸimi köÅŸesine taşıdı.
Ä°ÅŸte Nagehan Alçı'nın yazısının o bölümü...
Ziya Selçuk’un çok ilginç ve dokunaklı hikayesi
Milli EÄŸitim Bakanı Ziya Selçuk dikkatle ve umutla takip ettiÄŸim, ceberrut bürokrasi geleneÄŸini aÅŸmak isteyen, Türkiye’nin en önemli sorunu olan eÄŸitimde herkese ‘acaba bu kez baÅŸarabilir miyiz?’ dedirten bir isim. Hiçbir ÅŸeyi laf olsun ya da adet yerini bulsun diye yapmıyor. Kelimeleri eÄŸip bükmüyor. Bana çok sahici, çok samimi geliyor. O nedenle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kendisinden bir akÅŸam yemeÄŸi daveti alınca zevkle ve merakla gittim.
Yemek sürerken sahneye geldi Selçuk ve sözlerine ÅŸöyle baÅŸladı: "Benim gibi utangaçlığımdan 20 yaşına kadar hiçbir kadınla konuÅŸmamış biri için bu akÅŸam sizlere hitap etmek anlamlı ama bir o kadar da heyecan verici…"
Bir an yanlış duyuyorum zannettim. 20 yaşına kadar hiçbir kadınla konuÅŸmamış mı Ziya Selçuk? Bu bilinen bir bilgi mi? Bizim masayı yokladım, herkes ÅŸaÅŸkın, internete baktım bir ÅŸey göremedim. Yani koskoca Milli EÄŸitim Bakanı 20 yaşına kadar nasıl olur da karşı cinsten biriyle konuÅŸmaz?
Ziya Bey yemekten sonra teker teker masaları dolaşıp sohbet etmeye baÅŸladı. Her masada öÄŸretmenler ve bir ya da iki ya gazeteci veya sanat ve televizyon camiasından tanıdık kadın simalar…
Bizim masaya gelir gelmez dayanamadım, pat diye "Neden o kadar utangaçtınız? Nasıl oldu da 20 yaşına kadar hiçbir kadınla konuÅŸmadınız?" diye sordum. Bakan Selçuk bütün samimiyeti ile baÅŸladı anlatmaya. Ama öyle bir hikaye anlattı ki…
"Okulda istemediler, gerizekalı dediler"
Ankara’nın bir köyünde yaÅŸayan bir çocuk. Ana, babası ÅŸehre göçmeye karar veriyor, Selçuk’u da babaannesinin yanında erkek olsun diye köyde bırakıyorlar.
4.5 yaşında ilkokula baÅŸlıyor. Daha miniminnacık bir çocuk. Sınıftakiler ondan büyük. Onlara yetiÅŸmesi zor. Åžöyle tarif etti o günleri: "ÖÄŸretmen A harfi çiz diyor, ben ters A çizip, ortasına da iki nokta koyuyorum. Daha küçük bir çocuÄŸum, aklım oyunda. Nereden bileyim A'yı. Köyde gördüÄŸüm ineÄŸin gözlerine benzetiyorum ters A’yı. Ä°çine nokta koyuyorum. Ama bunu anlamadılar. Beni gerizekalı zannettiler. Sonra ÅŸehre gittik, orada da okulda uyum sorunları oldu. Hep kaçardım, defalarca sınıfta kaldım."
"Asosyaldim"
Selçuk okul hayatı boyunca hem öÄŸretmenleri hem arkadaÅŸları tarafından damgalanmış, farklı olmakla itham edilmiÅŸ. "Ben asosyaldim" dedi. "Peki nasıl oldu da 180 derecelik bir fark yarattınız kendinizde? Asosyallikten iletiÅŸim uzmanına dönüÅŸümü nasıl baÅŸardınız?" diye sorunca baÅŸladı ÅŸu inanılmaz öyküyü anlatmaya:
"Bir Adam Yaratmak'ı okudum, kendimi yarattım"
"Ä°nsanlarla iletiÅŸim kuramıyordum. DediÄŸim gibi ben asosyaldim. Sonra Necip Fazıl’ın, 'Bir Adam Yaratmak’ adlı piyesini okudum ve ben de kendimi yarattım."
Kendini tamamen kendi yöntemleri ve kendine meydan okumaları ile yaratmış Selçuk. ‘Meselâ’ dedi; "Otobüse biniyordum ve o gün için kendime ödevler veriyordum. Tanımadığım iki kiÅŸiye saat sormak ya da selamlaÅŸmak gibi. BaÅŸka bir gün kumaÅŸ almayacağım halde kumaÅŸçıya giriyor ve pazarlık yapıp çıkıyordum. Böyle böyle iletiÅŸim kurmayı, sosyalleÅŸmeyi baÅŸardım."
Sonrası müthiÅŸ bir baÅŸarı öyküsü. Okul tarafından anlaşılmayan, kabul görmeyen, içe kapanık bir çocuk kendi kendini inÅŸa etmeye karar veriyor ve kendini yetiÅŸtirme süreci baÅŸlıyor. Önüne geleni okuyor, felsefeye ve psikolojiye merak sarıyor…
Ziya Selçuk’un hayatı edebi eserlere konu olabilecek çok istisnai bir varoluÅŸ hikayesi…
ergün
Mart 09, 2019 Cumartesi 20:37
Düşünce mektebi üstün dökmenle çukura batan ziya efendiyi mi kurtarmaya çalışıyorsunuz bu tür yazıları sitenize taşıyarak. ne kadar deişmiş hayatı acaba ustun dökmenin faşistliği gibi mi mesela