Kürsü
Gıybet haram değil miydi?
Follow @dusuncemektebi2
İslam’a göre, gıybet şiddetle yasaklanmış bir fiildir. Fakat fiiliyatta bunun yansımalarını pek göremezsiniz. Sorduğunuzda gıybetin haram olduğunu ifade eden insanlar, bir tanıdıkla karşılaştıklarında hemen dedikoduya başlar ve gıybeti meşru bir davranış olarak göstermeye çalışırlar. Peki, bu kimseler gıybetin haram olduğunu kabul ettikleri halde fiiliyatta neden bunun aksi bir tutum sergilerler?
Gıybet bağımlısı olan kiÅŸinin bu soruya makul bir cevap verebilmesi için bir insan olarak zaaflarını tanıması, insanların kusurları ile neden meÅŸgul olduÄŸunun farkına varması gerekir. Kendini yetersiz gören insan, diÄŸerlerinin kusurlarını afiÅŸe ederek ben daha iyiyim hissine kapılır ve hata odaklı bir bakış açısına sahip olur. Dedikoduyu meÅŸrulaÅŸtırmak, bu kiÅŸiyi yaÅŸadığı kompleks çukurundan çıkarmaz aksine daha da batırır.
Gıybet kiÅŸinin yaÅŸadığı içsel çatışmalarının, kiÅŸisel komplekslerinin, güvensizliÄŸinin dışavurum ÅŸeklidir. Birçok konuda yetersiz ve eksik olduÄŸuna inanın kiÅŸi, yetersizlik duygularını bastırmak için ötekilerin kusurları ile meÅŸgul olur. Oysa kendini yatıştırmak için kullandığı yöntem hem haramdır hem de onun insanlarla iliÅŸkilerine büyük zarar getirmektedir.
Gıybet bağımlısı kiÅŸi mutsuzluk, iletiÅŸim sorunları, stres ve ruhsal sıkıntılar yaÅŸamaya ve yalnızlaÅŸmaya baÅŸlar. Fakat ilginçtir tutulduÄŸu marazi hastalığın farkına varmak yerine savunma mekanizmaları üretir ve kendisinin diÄŸerlerinden daha iyi olduÄŸuna inanır. Zira bağımlısı olduÄŸu gıybet hastalığı onun idrakini tıkamış, duygularını köreltmiÅŸtir.
Gıybet kiÅŸiye üç noktada zarar getirir:
Ä°nsanların gıybetini yapan ve kusurları afiÅŸe eden kiÅŸiye karşı bir husumet oluÅŸur. Karşı tarafın kin ve nefret okları bu kiÅŸinin üzerine yönelir ve kiÅŸi yalnızlaşır. Zira hiç kimse gıybetini yapan bir kiÅŸi ile yakınlık kurmak ve ona olumlu bir nazarla bakmak istemez.
Olumsuz bir fiilin yayılması, zayıf ve duyarsız kiÅŸiler üzerinde özendirici bir etkiye sahip olabilir. Zira davranışlarımızın büyük çoÄŸunluÄŸunu ötekileri taklit ederek ÅŸekillendiririz. Yani hepimiz bir baÅŸkası için ayna görevi üstlenmekteyiz. O nedenle olumlu davranışları yayıp, olumsuz davranışları terk ederek sorumluluÄŸumuzu yerine getirmeliyiz.
Allah’ın örttüÄŸü bir hatanın aÅŸikâr edilmesi, o kiÅŸinin günahına ortak olmak demektir. Hz. Peygamber, “Kim bir kiÅŸinin kusurlarını örterse kıyamet günü Allah o kiÅŸinin kusurlarını örter” buyurur ve hataları örtmeyi tavsiye eder. KiÅŸi baÅŸkalarının hatalarını örttüÄŸü gibi kendi hatalarını da aÅŸikâr etmeyip, tövbe ile Allah’tan yardım istemelidir. Resulullahın ÅŸu ifadesi bu konuda bizlere yön göstermektedir: “Ä°ÅŸlediÄŸi günahları açığa vuranlar dışında ümmetimin tamamı affedilmiÅŸtir.”
KUYUYA DÜÅžENE EL UZATINIZ
Hata edenin hatasını örtmek bir erdemdir. Fakat Müslüman bununla da kalmayıp hata edenin hatasını iyileÅŸtirmesi için destek vermeli ve bu kiÅŸiye nefretle deÄŸil ÅŸefkatle bakmalıdır. Zira hata eden kiÅŸi zarardadır, sahip olduÄŸu deÄŸerleri kaybetmiÅŸ ve manen yoksullaÅŸmıştır. Dinimiz yoksulluÄŸa düÅŸün kiÅŸiye el uzatmanın bir sorumluluk olduÄŸunu belirtir…
Kuyuya düÅŸen bir kiÅŸi için ne yaparsınız? Uzaktan nasihatler verip beklemeyi mi tercih edersiniz? Ä°ÅŸi oluruna mı bırakırsınız? Dua ile yetinir misiniz? Elbette düÅŸen insana dua eder ve tavsiyede bulunursunuz. Ama çözüme ulaÅŸmak için bunların yanında o kiÅŸiye tutunabileceÄŸi bir ip de uzatmanız gerekir. Gıybet bağımlısı kiÅŸi tıpkı bu kimse gibi kuyuya düÅŸmüÅŸtür, bu kiÅŸiye dua edebilir ve kuyudan çıkması için destek verebilirsiniz.
Fatma Tuncer - Milli Gazete
Henüz yorum yapılmamış.