Hayrettin Karaman / Kavganın perde arkası
Hayrettin Karaman -Yeni Åžafak
Ä°slam’ı doÄŸru anlayıp uygulama amacına yönelik çalışmalar, çatışmalar, kavgalar ve iddialarda iki ana akım var.
Birinci akımın temsilcilerine göre:
Ä°slam’ın temel kaynakları Kur’an-ı Kerim ve Sünnettir, bu iki kaynakta yer alan vahyi beÅŸer anlayacak ve uygulayacaktır. Anlama ve uygulamada rehber olan alimler müctehidlerdir, mütefekkirlerdir, onlara tabi olan ikinci ve daha aÅŸağı derecedeki “alimler”dir. Vahiy ilâhîdir, kutsaldır, yanılmaz. BeÅŸerin anlayışı kutsal deÄŸildir, isabet kadar yanılmaya da açıktır. Ä°yi yetiÅŸmiÅŸ alimler iyi niyetle anlamaya çalışır da doÄŸru olanı bulamamış olurlarsa Allah onları bağışlar, üstelik sevap yazdırır ve hatalı ictihadlarıyla yapılan kulluklarını kabul eder. Ä°slam hayatın bütününü kaplar, din-devlet, din-siyaset, din-hukuk, din-iktisad, din-ictimaiyat, din-ahlak, din-estetik… birbirinden ayrılmaz. Biri Allah’a, diÄŸeri kullara, krallara, seçkinlere ait deÄŸildir. Müslüman hayatın bütün alanlarında ve atacağı her adımda dinin neresinde olduÄŸunu bilmek, düÅŸünmek ve sorumluluk bilincine sahip olmak durumundadır. Kendisi müctehid olmayan müminler gerçek manada alim olan müctehidlerin verdiÄŸi bilgiye göre bilgi, fikir ve amel sahibi olurlar. Bütün iÅŸlerinde tek bir müçtehide ve mezhebe baÄŸlı olmak mecburiyeti yoktur. Devlet baÅŸkanının istiÅŸare sonunda tercih ettiÄŸi ictihad, resmi iÅŸlerde bütün ümmetin mezhebi olur. Akaid (iman) konularında Selef, Mâtürîdî ve EÅŸ’arî mezhebleri, amel ve uygulama konularında meÅŸhur dört mezheb (bunların tamamı birden ümmet için) yaÅŸayan Ehl-i sünnet mezhepleridir. Ehl-i sünnet alimlerinin muteber gördüÄŸü, bugün tabileri bulunmayan, ama kitaplarda ictihadları ve görüÅŸleri nakledilmiÅŸ olan imamlar ve bunların mezhebleri de vardır. Ä°ctihad kapısı kapanmamıştır. Bugün bilgiye ulaÅŸma yolu dünkünden daha kolay hale gelmiÅŸtir. Çağın problemlerine Ä°slam’ın çözümünü sunmak için ictihad gereklidir ve buna ehil olanlar tarafından yapılacaktır.
Ä°ÅŸte Ehl-i sünnetin ana çizgileri bundan ibarettir ve ben bu grubun içindeyim.
İkinci akımın temsilcilerini iki fırkaya ayırmak gerekiyor:
a) Laik/ılımlı Ä°slam taraftarları: Bunlara göre Ä°slam iman, ibadet ve ahlaktan ibarettir. Bunların dışında kalan konular dine/Ä°slam’a dahil deÄŸildir, insanlar yaÅŸadıkları çağın gerektirdiÄŸi gibi bu alanları düzenler ve uygularlar.
b) Teorik olarak veya sözde Ä°slam’ı, birinci gruptakiler gibi kabul ettikleri halde uygulamada iman, ibadet, kısmen ahlak, zikir ve nafile ibadetlerin dışında kalan Ä°slam ile ve ümmetin dertleriyle ilgilenmeyenler, dahası ilgilenenleri Ehl-i sünnetin dışına atanlar, dar çerçeveli Ä°slam anlayış ve uygulamalarına dokunmadıkları sürece laik düzenle bir dertleri olmayanlar, Ä°slam’a aykırı düzenin deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸine inanan ve çeÅŸitli yollardan bu amaca ulaÅŸmak için çaba gösteren gayret-i diniyye sahibi Müslümanları ve bunların liderlerini “reformcu, mezhebsiz, Ehl-i sünnet düÅŸmanı, terörist…” ilan edenler, tek mezhebe baÄŸlanmayı ÅŸart koÅŸup gerektiÄŸinde diÄŸer mezheplerden istifade etmeyi caiz görmeyenler, ictihad kapısı kapalıdır deyip ehli oldukları alanlarda ve lüzumuna mebni ictihadda bulunanlara cephe alanlar, kendi metbûlarını (hoca, ÅŸeyh, lider…) yanılmaz, doÄŸrunun tek temsilcisi bilenler…
Ehl-i sünnet alimlerinin temel kitaplarına bakıldığında bu gruplar içinden yalnızca birincisinin sahih Ä°slam’ı ve gerçek manada Ehl-i sünneti temsil ettiklerini görürüz. DiÄŸerlerinin inanç, görüÅŸ ve uygulamaları Ehl-i sünnete aykırıdır.
Kim neyi, hangi ismi ve kutsal kavramı ve ÅŸahsı kullanırsa kullansın biline ki, perdenin arkasındaki kavga bu üç grup arasındadır.
Açık laik-ılıman Ä°slam taraftarlarının sahih Ä°slam kaynaklarına göre savunulacak tarafları yoktur. Ülkemizde ve Ä°slam dünyasında iki yüz yıldan beri bunlar vardır ve giderek sayıları artmaktadır.
Örtülü ılımancılar ise ya hıyanet veya cehalet ve taassup çamuruna saplanmışlardır.
Peki, durum bu ise ümmetin hali ne olacak; birlik, beraberlik, dayanışma, ortak düÅŸmana karşı güçlenme nasıl olacak?
Çare Ehl-i sünnetin ÅŸu temel kurallarında saklıdır:
Ehl-i kıbleyi tekfir etmemek.
Ehl-i sünnet dışında ama Ä°slam’ın içinde kalan müminleri de kardeÅŸ bilmek, ümmeti Ä°slam’da birleÅŸtiren ilkeler çerçevesinde birlik, beraberlik ve dayanışma yollarını aramak.
Henüz yorum yapılmamış.