Sosyal Medya

Kürsü

Hüseyin Akın: Erkeklere gününü kim gösterecek?

Hüseyin Akın- Milli Gazete



Bugün 7 Mart PerÅŸembe. Yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
 
Ne olur ne olmaz, yarın unutabiliriz, ÅŸimdiden kadınlarımızın günlerini kutlayalım.
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.
 
(Bu arada bir soru: Erkekler gününü ne zaman görecek?)
 
Kadın ve erkek bu dünyaya hükümet ediyoruz.
 
DeÄŸerimiz aynı olma çabamızda deÄŸil, farklılığımızda ve de farkımızda.
 
“Fark” ne güzel bir kelimedir bir bilsek!
 
 Üstat Sezai Karakoç’un “yaÄŸmur duası”nda dediÄŸi gibi: “insandan insana ÅŸükür ki fark var”.
 
Dileseydi Yaradan bizi tek bir ümmet kılardı.
 
Tek dil, tek renk, tek tip ve tek cins olarak pekâlâ yaratabilirdi bizi.
 
Farklılıklardan arayış ve heyecan neÅŸet eder, üstünlük ve de hâkimiyet çıkmaz.
 
Ä°kisi de farklı özellikte olan gruplardan birinin kendini diÄŸerine nispet ederek üstünlük çıkarımlarında bulunması sadece kendini deÄŸil karşısındakini de yanlış okumasıdır.
 
Aynaya yanlış bakmasıdır. Aynaya “doÄŸru” bakabilmek için aynaya doÄŸru bakmak gerekir.
 
Yaradılış bakımından bir cinsin diÄŸerine rüchaniyeti yoktur.
 
Tamamlayıcılığı, yürüyüÅŸ ve de yöneliÅŸi vardır.
 
Erkek kadına, kadın erkeÄŸe doÄŸru yürür.
 
Cinsiyetlere, soylara soplara, kabilelere ayrılmış olmamız bu yürüyüÅŸü saÄŸlayabilmek içindir.
 
Kur’an bu yürüyüÅŸe “tanışmak”, “tanış olmak” diyor.
 
Her iki farklı cinste birbirinden ayrı vasıf ve karakterler vardır ki bu özellikler birinin diÄŸerine ilgi duymasını saÄŸlar.
 
Son zamanların tabiriyle söyleyecek olursak “farkındalık” oluÅŸturur.
 
Dolayısıyla erkek kendini kadında, kadın ise kendini erkekte görüp fark eder.
 
Kadınlık da erkeklik de kendi sınırları içerisinde kalarak korunması gereken kiÅŸiliÄŸe dair unsurlardır. “Kadın Hakları” diye bir kavramdan bahsediliyorsa, bu kadının maÄŸduriyeti, ezilmiÅŸliÄŸi ve sömürülmüÅŸlüÄŸü ile ilgili süregelen durumuyla ilgilidir.
 
Sömürü ve de zulüm kime ve de kimden gelirse gelsin en büyük insan hakkı ihlalidir.
 
Hâkim cins erkeÄŸin kadına yönelik sömürüsünden bahsediliyorsa ÅŸayet bunu belli bir zümreye, çaÄŸa ya da inanç biçimine hasretmemek lazım.
 
Zira her dönemde kadına yönelik haksızlıklar yapılmakta olup modern ya da klasik yöntemlerde bunun sadece ÅŸekli deÄŸiÅŸmektedir.
 
Geleneksel toplumlarda kadınlara yönelik hak ihlalleri geleneklerin aslından saptırılıp örselenmesiyle birlikte oluÅŸmaktadır.
 
Özellikle Ä°slami gelenek kadının saklanması üzere deÄŸil, sakınılması yönünde tavır geliÅŸtirmiÅŸtir. Sakınılmak bir kıymete gösterilen ihtimama konu olmaktır.
 
Erkekle kadının cazibeli farklılıklarının yanı sıra modern hayatla birlikte gittikçe artan müÅŸterekleri de vardır.
 
Bu müÅŸtereklerden en önemlisi, insan olarak, hemcinsleri tarafından birlikte sömürülmektir.
 
Feminizm kadın hakları arayışını ne yazık ki yanlış adreslerde aramaktadır.
 
Odada kaybettiÄŸini bahçede aramak, karanlıkta kaybettiÄŸini aydınlıkta baÅŸka bir yerde aramak gibi garip bir tutumdur bu.
 
Dünyayı bir iktidar alanı olarak görenler ellerinde bulundurdukları avantaj ve ağırlıkları birbirlerine karşı kullanmaya kalkarlar.
 
Bu nispet ve mücadelenin sonu yoktur.
 
Dünya dediÄŸimiz yer tahterevallinin bir tarafının hep diÄŸerinden yukarıda ya da aÅŸağıda olduÄŸu bir yerdir.
 
Yukarıdaki aÅŸağıdakini, aÅŸağıdaki yukarıdakini kısa süreliÄŸine kendinden üstte ya da altta görebilse de bu anlık bir yanılgıdan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.
 
Asıl olan tahterevallide nöbetleÅŸe ve sıralı olarak dengeyi saÄŸlayabilmektir.
 
Tahterevallinin bir ucundaki diÄŸer ucundakinin ağırlığına göre kendini ayarlayabilirse sorun çözülmüÅŸ olur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.