Kürsü
Ali Haydar Haksal- Müslüman’ın Dili ve Üslubu
Follow @dusuncemektebi2
Ali Haydar Haksal- Milli Gazete
Güzellikler ve iyilikler ruhunun yoÄŸunluÄŸunda olan Müslümanların hâl ve davranışları kendini belli eder. Güzel ve iyi konuÅŸan, bakan, görenlerin dünyası baÅŸkadır. Ä°nsan, insanın muhatabı olunca karşılıklı konuÅŸma, sohbet ve davranışlar insana hem güven verir, hem de kiÅŸilerin kiÅŸiliklerini ortaya koyar.
Fazlalıklar hayatı olumsuz etkiler. Olumsuzluklar kiÅŸileri yanlış yön ve yollara sürükler. Ä°nsan dilinin ve sözünün sahibiyse aÄŸzından çıkanları bin tartar. Tartının bir ölçüsü yok. Ä°nsan zihni kendiliÄŸinden iyi ve güzel olanları süzer. Sözün sahibi iç denetimle kendisini, kiÅŸiliÄŸini ortaya koyar.
“Cahil cesur olur” diye bir deyimimiz var. Deyimler de hayatın ve zamanın süzgecinden geçer. Bin tartı derken zihnin kendi kendisini denetleme iradesidir. Ä°ç dünyasında birikenlerin kendi üslubunca dışa yansımasıdır. Cahil ile konuÅŸmanın tartışmanın hiç bir karşılığı olmadığı gibi bir deÄŸeri de olmaz. BoÅŸa geçen zaman olur.
Söz kalabalığına, hayat ihtirasına kapılanların zihni denetimleri ve kendi kendilerini kontrolleri zordur.
Bilgi birikimi sadece deneyimlerle gerçekleÅŸmiyor. Deneyimlerin elbette yararı vardır ama yeterli deÄŸildir. Bilgi birikimi sürekli bilgilenmeyle olur. Okuma ve düÅŸünmeyle. Günümüz insanının absürt meÅŸguliyetleri düÅŸünme alanlarını daraltır, zaman da bırakmaz.
Siyasilerin aşırı meÅŸguliyetleri, zorunlu olmadıkları hâlde ayrıntılara kapılışları kendilerine zaman bırakmaz. Bırakın okumayla bilgilenmelerini yanlarında bulunun teknik danışmanların konumları bile düÅŸündürücüdür. Yeterli olmayanların sadece görünüm olarak önerileri yanılsamalara neden olur. Okumayan toplumun danışmanları da ancak reklâm ve tanıtım eksenli bir duruÅŸa sahiptirler. Kendilerine bile yetmeyen kimselerdir.
Kimi sultanlar yanlarında bilge ve âlim insanları bulundururlar. Büyük sultanların büyüklükleri, onları hayata hazırlayan, duyarlı ve diri tutanların gücünden kaynaklanır. Osmanlı sultanlarının kimileri ÅŸairdir, bilgi sahibidirler. Åžairlikleri öyle boÅŸ deÄŸil. Bir Fatih, bir Yavuz veya Sultan Süleyman veya diÄŸerleri. Åžiirleri hem bilgi hem duyarlık yüklü.
Ya da kimi sultanlar tasavvuf terbiyesinden geçmiÅŸ, kendileri verilen göreve öyle gelmiÅŸlerdir. Biliriz ki tasavvufta kimi temel öngörüler var ya da öÄŸüt tarzında ilkeler. Az konuÅŸma, az uyuma ve az yeme gibi. Günümüz insanlarını bu tartıya tabi tuttuÄŸumuzda bu ölçülere uyanları göstermek o kadar zor ki.
Dil ve üsluplarına bakın kimin ne olduÄŸu kolayca anlaşılır, bilinir ve tanınır. Gören gözler için bir bakış bile yeterlidir.
Zehir saçan dillerden bir hayır beklenemez. Öfkenin dili öfke çocukları doÄŸurur. Åžiddete sürükler. Sevgi dili sevgi ile donanımlı çocuklar yetiÅŸtirir. Sevgi merhamet yüklüdür. Sözünü ettiÄŸimiz merhamet, acımanın karşılığı deÄŸildir. Merhameti adalet ile hakkaniyetle eÅŸ tutmak gerekir. Olumsuzluklardan sakınan bir yaÅŸama üslubudur merhamet. Mazlumun hakkını gözeten, zorda olan insanları feraha çıkarma, elinde tutma, güven verme tarzı.
GüvensizliÄŸin dili zehir zemberektir. Ancak insanı sözleriyle yaralamaya ve öldürmeye dönük bir bakış.
Öldürücü nesneler sadece metal olanlar deÄŸildir. Ölümsüz ve kahredici sözler insan ruhunu da öldürür. Öyle konuÅŸma üslupları var ki en öldürücü silahtan daha tehlikelidir.
Acı ve kahredici sözler kurÅŸun gibi ağızdan çıkınca bir daha geri dönmez. DönemediÄŸi gibi geçip gittiÄŸi yerleri, kiÅŸileri yakar ve öldürür.
Sözünün eri ve sahibi olanlar sözlerinin geçip gittiÄŸi yerlerde güller açar. Orada her ÅŸey hayat bulur. Sözün inceliÄŸi ve güzelliÄŸi etkisini daima sürdürür. Åžiirin gücünün kaynağı da budur. Åžiir gibi konuÅŸmak, ÅŸiir gibi yaÅŸamak, dilinin güzelliklerini ÅŸiir ile donanımlı hâle getirmek güzel ve iyi insanların hüneridir. Hüner ehli güzel sözlerin sahipleridirler.
Henüz yorum yapılmamış.