Kürsü
Abdurrahman Dilipak: Güçlü devletler stratejik mevkilere güç kaydırarak mevzi kazanmaya çalışıyor
Follow @dusuncemektebi2
Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit
BahçeÅŸehir Kıbrıs Üniversitesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. NurÅŸin AteÅŸoÄŸlu, Bulgaristan’da 400 ABD askerinin katılımıyla baÅŸlatılan ve 8 ay sürecek askeri tatbikatın, “Rusya’ya karşı kuÅŸatma ve caydırma politikası” olduÄŸunu belirtti. ABD Balkanlar’daki askeri varlığını da tahkim ediyor, DoÄŸu Akdeniz’deki askeri varlığını da. DAEÅž’i Sina ve Fergana bölgesinde konuÅŸlandırdı.
AteÅŸoÄŸlu’na göre, yeni SoÄŸuk SavaÅŸvari olan bu durum, ABD’nin Rusya’ya karşı kuÅŸatma ve caydırma politikasıdır. Ve bölgemizde devam eden savaÅŸlar da aslında vekalet savaÅŸlarıdır. Vladimir Putin de boÅŸ durmuyor; “ABD, Avrupa’ya füze sistemleri konuÅŸlandırırsa buna aynı ÅŸekilde karşılık veririz, yeni silahlar ve teknolojiler geliÅŸtirmeye devam ediyoruz” diyor.
“En önemli engellerden biri Montrö BoÄŸazlar SözleÅŸmesi”..
Montrö BoÄŸazlar SözleÅŸmesi’ne göre “Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelere ait savaÅŸ gemileri 21 günden fazla kalamaz” ama Romanya, NATO üyesi olduktan sonra ABD kendine yeni bir açık kapı bulmuÅŸ durumda. ABD bu yolla Romanya ve Bulgaristan üzerinden Rusya’ya mesaj yolluyor.” Hasan Köni de bu konuya dikkat çekiyor: “ABD Rusya’yı Ukrayna’nın alt tarafında sıkıştırmaya çalışıyor.”
Gerçek ÅŸu ki, güçlü devletler stratejik mevkilere güç kaydırarak mevzi kazanmaya çalışıyor. Bu da varolan “dehÅŸet dengesi”ni ve “savaÅŸ riski”ni her gün biraz daha artırıyor. Bu da tehdidi daha da artırıyor.
Havada, karada, denizde ve uzayda giderek daha fazla çatışma riski taşıyan ciddi bir rekabet sözkonusu. “Ä°t dalaÅŸları”, “Tacizler” artık sıradanlaÅŸtı. ABD Kuzey Kore’yi bıraktı Çin’le cedelleÅŸmeye baÅŸladı.
Suriye’deki ABD varlığını da bu çerçevede deÄŸerlendirmek gerek. ABD’nin “Arap NATO’su” projesi, Çin’in FAV adasını kiralaması da aynı politikanın sonucudur.
Haberlere bakın, Bulgaristan’ın güneydoÄŸusundaki Novo Selo Amerikan-Bulgar Kara Kuvvetleri poligonunda 23 Åžubat’ta tatbikat baÅŸlatıldı. ABD Silahlı Kuvvetleri, Avrupa güçlerinden 400 personelin yanı sıra tam teÅŸekküllü M2A3 Bradley, UH-60 Blackhawk ve HH-60 Pave Hawk helikopterleri, M1064 mayın atar zırhlı araçları ve diÄŸer silahları kademeli olarak Novo Selo’da konuÅŸlandıracak. Bulgar Kara Kuvvetleri personelinin de katıldığı tatbikatta atış ve uçuÅŸlar gerçekleÅŸtirilecek. Senaryosuna iliÅŸkin bilgi verilmeyen tatbikat, 19 Ekim’de sona erecek. Bulgaristan’da 1962’de kurulan Novo Selo Kara Kuvvetleri Askeri Üssü, 2008’de ABD Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına sunulmuÅŸtu.
TSK’nın 3 denizde birden cumhuriyet tarihinin en büyük deniz tatbikatı “Mavi Vatan” 103 gemi ile ve Hava Kuvvetlerinin desteÄŸinde, Ä°HA’ların da kullanıldığı 1-10 Mart tarihleri arasında 10 gün sürecek bir tatbikat gerçekleÅŸtiriyor. Zaten kara birliklerimiz aylardır, GüneydoÄŸuda sınır boyunda.
Bu süreçte bütün taÅŸlar yerinden oynadı. AB daha önce, Venezuela’ya karşı ABD’nin yanında yer aldığını açıklarken, 25 Åžubat’ta AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic, ABD’ye askeri müdahaleden kaçınılması uyarısında bulundu. ABD’li politikacıların ‘askeri müdahaleyi sık sık gündeme getirmesi sonrası, Avrupa’dan bu açıklamanın gelmesi ‘Washington’a bir uyarı olarak yorumlandı. Venezuela’da çoÄŸunluÄŸu muhalefetin elindeki Ulusal Meclisin BaÅŸkanı Juan Guaido, kendini “geçici devlet baÅŸkanı” ilan etmiÅŸ ve baÅŸta ABD olmak üzere Avustralya, Kanada, Kolombiya, Peru, Ekvador, Paraguay, Brezilya, Åžili, Panama, Arjantin, Kosta Rika ve Guatemala gibi ülkeler tarafından tanınmış, son olarak Avrupa Parlamentosu da aynı yönde adım atmıştı. Meksika, Türkiye, Rusya, Ä°ran, Küba, Çin ve Bolivya ise Venezuela Devlet BaÅŸkanı Nicolas Maduro hükümetine desteklerini yinelerken, Maduro da geliÅŸmeler üzerine ABD ile diplomatik ve politik iliÅŸkileri kestiÄŸini ancak ticari iliÅŸkilerinin süreceÄŸini açıklamıştı. Bu durumda aslında hem BM Güvenlik Konseyi, hem de NATO ittifakı içinde derin bir çatlak oluÅŸmuÅŸtu.
Åžimdi, durup dururken Trump’ın kendine yönelik komplolardan söz etmesi, KuÅŸner’in Ankara ziyaretinin arkasında, cevabını arayan bir sürü soru bıraktı.
Mesela ÅŸu haber de sıradan bir haber deÄŸil: New York Times gazetesi, ABD’nin Suudi Arabistan’a nükleer silah yapımında kullanılmak üzere nükleer reaktör satma planı yaptığını iddia etti. Ä°ran için Nükleer silaha sahip olmak, Suudi Arabistan için olduÄŸundan daha kolay. Ä°ran ve Suudi Arabistan arasındaki gerilim ve tehdidin Nükleer tehdit seviyesine yükseltilmesi Siyonist lobiyi çok mutlu edecektir. Böyle bir tehdit, Ä°ran yanında Mekke ve Medine’ye yönelik bir tehdit olacaktır. Siyonistler böylece bir taÅŸla iki “kuÅŸ” vurmuÅŸ olacaklardır.
Bu savaÅŸ, sadece “vekalet savaşı” olarak ülkelerde deÄŸil, mesela Deutsche Bank ile ya da LIBOR ile yaÅŸanan kriz de, Volkswagen krizi ya da Samsung, Huawei krizi de asıl büyük derin hesaplaÅŸmanın yansıması.
Dikkatler Venezuela, Suriye’ye çekilse de, dünyanın baÅŸka yerlerinde, Avrupa ve Amerika’da önemli geliÅŸmeler yaÅŸanıyor. Nisan ayının ilk günlerinde bölgemizde önemli geliÅŸmeler yaÅŸanacak. Sürekli ötelenen ve üzeri örtülen sıkıntılar sessiz ve derinden varlıklarını sürdürüyor ve hatta büyümeye devam ediyor. Bu da halklar üzerinde gelecek günlerin geçen günleri aratacağı endiÅŸesini artırıyor.
Hele bunlar olurken bir de “Ä°spanya›da 26 yaşındaki bir kiÅŸi, annesini öldürüp, parçalara ayırdı ve beden parçalarını yemek kaplarına koyup piÅŸirerek, köpeÄŸiyle beraber yedi” gibi haberler bu iÅŸin tuzu biberi oluyor. Sahi Kaşıkçı’nın cesedine ne olmuÅŸtu! Sakın gelenler cesedi yemiÅŸ olmasın(!). Hani bir türlü bulunamıyor da! Biliyorsunuz batılı “beyaz efendilerimiz” de, Patrice Lumumba’yı, Ä°ngilizlerin Mısır’da Müslüman esirlere yaptıkları gibi asit havuzlarında eritmiÅŸlerdi.
Dünya, ABD, Ä°ngiltere, Rusya, Çin ya da Suriye’den, Ä°ran’dan, Filistin’in iÅŸgal altındaki topraklarından, Mısır’dan gelecek kötü bir haberin tedirginliÄŸini yaşıyor.
Selam ve dua ile.
NOT: Dünkü yazımda sözünü ettiÄŸim gazeteci Sırrı ÇaÄŸlar, zamanla ilgili bir bilgi notu gönderdi. O bilgi notu ÅŸöyle: Sayın ErdoÄŸan’ı, Ä°BB’deki BaÅŸkanlığı sonrası, AK Parti’nin kuruluÅŸ çalışmalarının devam ettiÄŸi dönemde, Temmuz 2002 yılında, kurucularından olduÄŸum Habertürk’te konuk etmiÅŸtim.. Üstelik o dönemde Sayın ErdoÄŸan’ı birkaç TV dışında ekranlara konuk etmek neredeyse imkansızdı. Canlı yayınlanan ‘’Basın Kulübü’’ programında ise, Sayın ErdoÄŸan’a yönelik her türlü muhalif ve sert sorularıma karşılık, programın arasında kendisi ‘’Birlikte çalışabilir miyiz’’ teklifini getirmiÅŸti. Kendisine “evet” ya da “hayır” diyemedim, çünkü o dönemde mesleÄŸimi yapmak istiyordum. Yazıdaki “BaÅŸkanlığı” dönemi deÄŸil, hemen sonrası ile ilgilidir.
Henüz yorum yapılmamış.