Sosyal Medya

Kürsü

İbrahim Tenekeci: Herkesin haklı olduğu bir yerde hakikat yara alır

Ä°brahim Tenekeci- Yeni Åžafak



Ä°stiklal Harbi, ağırlıklı olarak Yunan istilacılara karşı verilmiÅŸtir. Yani büyük devletimizi parçalayan Batı dünyasıyla herhangi bir hesaplaÅŸma içine girilmemiÅŸtir. SavaÅŸ bitmiÅŸ ve önümüze yeni bir yol haritası konulmuÅŸtur. Batıya gidiyor gibi görünen ama hiçbir yere çıkmayan, bizi sadece aslımızdan ve coÄŸrafyamızdan uzaklaÅŸtıran bir haritadan bahsediyoruz. Ara bölgeden öteye geçemedik, geriye de dönemedik.
 
Sayın Süleyman Soylu, batı dünyasını kastederek, “kendi topraklarımızda egemen olmamızı istemiyorlar” dedi. Yüz yıllık hikâyenin özeti iÅŸte bu cümledir.
 
Dâhili ve harici geliÅŸmeler, iktisadî operasyonlar, darbe teÅŸebbüsü, iç iÅŸgal giriÅŸimi, beklenmedik siyasî hamleler vesaire. Batı dünyasıyla bağımsızlık savaşına daha yeni giriyoruz. YaÅŸananların ‘istiklal ve istikbal mücadelesi’ olarak görülmesinin esas nedeni budur. Denklik sınavından geçiyoruz.
 
Beka meselesi, bu seçimin de tartışmalı baÅŸlıklarından biri. “Altı üstü bir belediye baÅŸkanı seçeceÄŸiz, beka bunun neresinde” diyenler, demeyenler kadar var. Herkesin haklı olduÄŸu bir yerde hakikat yara alır.
 
ÜLKEMÄ°ZÄ°N DERTLERÄ°
 
Siyaset, kamplaÅŸmayı da ister istemez beraberinde getiriyor. Ayrıştırıcı dil, seçim boyunca hâkimiyet kuruyor. Kimine göre bu dili en çok Sayın ErdoÄŸan kullanıyor. Bir ÅŸey diyemeyiz. Dileyen dilediÄŸi gibi düÅŸünmekte serbesttir.
 
Ana muhalefet partisinin lideri, bir doÄŸu ilimizde konuÅŸma yapıyor. “Türkiye’nin en büyük derdi, on yedi yıllık mevcut iktidardır” diyor. Bölücü terör örgütüne bu gözle baksaydı gerçekten de ÅŸaşırırdık.
 
AK Parti darbeyle iktidara gelmiÅŸ olsaydı yahut birtakım güçler tarafından atansaydı, ana muhalefetin bu cümlesi haklı bir çıkış olarak kayıt altına alınabilirdi. Sayın ErdoÄŸan’ı iktidara taşıyan ve ısrarla orada tutan, sanki milletin kendisi deÄŸilmiÅŸ gibi konuÅŸanlar, ikincilik için yarışmaya mahkûmdur. Dokuz mu oldu?
 
Tek Adam zihniyetine karşı demokrasiyi savunduklarını iddia edenlerin önemli bir kısmı, darbe teÅŸebbüsünün yaÅŸandığı gece, bankamatiklerin veya market raflarının önündeydi. Evinin balkonundan darbecileri alkışlayan da az deÄŸildi. Peki, meydanlara koÅŸan, vücutlarını tanklara siper edenler kimlerdi?
 
Elbette ülkemizin birçok derdi, sorunu, sıkıntısı var. Bunlardan biri de millî bir ana muhalefet partisinin olmayışıdır.
 
SON YILLARDA
 
Tekrar beka meselesine dönelim. Beka kavramını sadece parçalanmak olarak anlayanlar hayli fazla. Kelime aslında devamlılık manasına da geliyor.
 
Türkiye, son yıllarda bir istikamet tutturmuÅŸtur. Gücü ölçüsünde baÅŸarılı da olmuÅŸtur. Resmi ve sivil birçok kuruluÅŸumuz, Ä°slam coÄŸrafyasında imar ve ihya faaliyetlerini sürdürmektedir. Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü, TÄ°KA, AFAD, Ä°HH ve niceleri. Arakan’dan Afrika’nın uzak köÅŸelerine kadar gidilmekte, yaralar sarılmakta, gönüllere dokunulmaktadır. (Konuyla ilgili fikir edinmek isteyenler TÄ°KA’nın resmi twitter hesabına bakabilir mesela.) Millî gelire göre en çok insanî yardım yapan milletiz, ülkeyiz. Ä°kinci veya üçüncü parti iktidara geldiÄŸinde, bunlar devam edecek mi dersiniz? Ä°stikametin deÄŸiÅŸtirileceÄŸini kendileri söylüyor zaten. Beka kelimesinin anlamlarından birini yineleyelim: Devamlılık.
 
Birinci Cihan Harbi’nin sonunda fikrî ve coÄŸrafî bütünlüÄŸümüzü kaybettik. Bir asır sonra, milletimizin ana gövdesi yeniden bütünlük fikrine kavuÅŸmuÅŸ görünüyor. Parçalanmak istenen evvela bu fikridir.
 
Öte yandan: Sınırlarımızın hemen üstünde namlusu ülkemize dönük bir terör ordusu kuruldu ve süratle modernize edildi. Orada bir devlet kurulması halinde burada neler yaÅŸanır? Bunu sorun etmeyenlerin hiç durmadan domates ve patates demesi, bizi Sayın Bahçeli’nin haklı itirazına götürüyor.
 
Aynı tereddüt yine önümüze geliyor: Yerel seçimlerin bütün bu konularla ne ilgisi olabilir?
 
Ä°ktidar partisinin bu seçimlerde hatırı sayılır miktarda oy kaybetmesi, erken seçim tartışmalarını hızlandıracak, hatta önü alınmaz bir isteÄŸe dönüÅŸtürecektir. Sonrasını az çok tahmin edebiliyoruz. Kimler kimlerle…
 
Devleti yönetenlerin ve karar mertebesinde olanların hatalarını en sık dile getiren, hatta bundan dolayı sıkıntı yaÅŸayan isimlerden biriyim. Buna raÄŸmen böyle düÅŸünüyorum.
 
Son bir soru: Batı dünyasının ülkemize verip de tuttuÄŸu bir sözü hatırlayan var mı?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.