Kürsü
Mustafa Kutlu- Haydut Baronlar
Follow @dusuncemektebi2
Mustafa Kutlu- Yeni Åžafak
Bütün dünya bir kuyruklu yıldızın parıldayan büyülü kuyruÄŸuna tutunmuÅŸ gidiyor.
Onun adı: Teknoloji.
EleÅŸtirmen-iletiÅŸim teorisyeni Neil Postman ÅŸöyle diyor: “Amerikalı kapitalistler iÅŸlerini çok daha hızlı yapıyorlardı ve yeni teknolojinin ortaya çıkardığı ekonomik imkânları sömürmeye diÄŸer milletlerden daha iyi odaklanmışlardı. Aralarında Samuel Morse, Alexander Graham Bell, Thomas Edison, John D. Rockefeller, John Jacob Astor, Henry Ford, Andrew Carnegie gibileri vardı ve bu insanlardan bazıları Haydut Baronlar (Robber Baron) olarak biliniyordu. Bu insanların yaÄŸmaladıkları ÅŸey Amerika’nın geçmiÅŸiydi, zira bu insanların temel düÅŸüncesi teknolojik ilerleme yolunda olmayan hiçbir ÅŸeyin korunmaya deÄŸer olmadığıydı. Bu insanlar yirminci yüzyılın mimarlarıydı (Teknopoli, Sentez Yay. 2013).
Ä°ÅŸ bu noktaya varmadan önce, Batı Avrupa’da yüzlerce düÅŸünür ve sanatçı maneviyatın önemine vurgu yapmışlardı. O nasıl bir maneviyat idiyki vahÅŸi kapitalizmin tüm insanlığı ve tabiatı sömürmesine mani olamadı. YaÄŸma bütün dehÅŸeti ile sürüyor.
Bakın Teoman Duralı bu konuda ne diyor:
“Tarihte kısa sayılabilecek zaman diliminde —1500lerden bu yana— en müdhiÅŸ olayların, çığır açıcı yeniliklerin, keÅŸifler ile icâtların; muazzam sistem kurucu filosofların, bilimadamlarının, bestecilerin, ÅŸairlerin, romancıların, tiyatro ile opera eserleri sâhiplerinin, ressamların, mühendislerin, seyyâhların, tâcirlerin, siyâsetciler ile devletadamlarının yer aldıkları, arzıendâm ettikleri, YeniçaÄŸ Batı Avrupa medeniyeti sahnesidir. Ä°ÅŸte bunlardan birkaç göz kamaÅŸtırıcı örnek: Nicolas Copernicus (1473-1543), Cristoforo Colombo (1451-1506), Amerigo Vespucci (1454-1512), Leonardo da Vinci (1452-1519), Fernan de Magellan (Por Fernão de Magalhães: 1480-1521), Martin Luther (1483-1546), Galileo Galilei (1564-1642), Isaac Newton (1642-1727), René Descartes (1596-1650), Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716), Vitus Bering (1681-1741), Abel Janszoon Tasman (1603-1659), Johann Sebastian Bach (1685-1750), William Shakespeare (1564-1618), Amadeus Mozart (1756-1791), Immanuel Kant (1724-1804), Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832), Friedrich von Schiller (1759-1805), Ludwig van Beethoven (1770-1827), Georg Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831), Christian Johann Heinrich Heine (1797-1856), Aleksandır Sergeyeviç PuÅŸkin (1799-1837), Charles Robert Darwin (1809-1882), Karl Heinrich Marx (1818-1883), Fiyodor Mihailoviç Dostoyevski (1821-1881), Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910), Piyotır Ä°lyiç Çaykovski (1840-1893), Friedrich Nietzsche 1844-1900), Miguel de Unamuno (1864-1936), Albert Einstein (1879-1955), José Ortega y Gasset (1883-1955), Martin Heidegger (1889-1976)... Saydığımız, sayamadığımız, birkaçı dışında, maneviyât yanı ağır basan bu olaÄŸanüstü ÅŸahsiyetler, artık YeniçaÄŸ dindışı Batı Avrupa ile ÇaÄŸdaÅŸ Ä°ngiliz-Yahudî medeniyetlerine giren dönemlerde yaÅŸamış olmalarına raÄŸmen, bundan önceki çaÄŸlara yön vermiÅŸ dinin etkilerini hâlâ belli ölçülerde yansıtmışlardır. BahsettiÄŸimiz etkilerin, Batı Avrupa toplum hayatından git gide siliniÅŸi 1789 Ä°htilâlikebîrle iyice belirginleÅŸerek Birinci Dünya Savaşı sonrasına deÄŸin süren bir süreçtir.
Gerek YeniçaÄŸ dindışı Batı Avrupa gerekse ondan türeyip geliÅŸmiÅŸ Ä°ngiliz-Yahudî medeniyetinin önde gelen özelliÄŸi, dünyaötesi, manevî, öyleki efsânevî kaynağı ile dayanağının bulunmaması, ikisine, özellikle de sonrakisine benzeri görülmemiÅŸ bir esneklik ve hareket kâbiliyeti kazandırmıştır. Bu dünyevî, fizikî hareket kâbiliyeti ve esneklik, söz konusu medeniyete maddî düzlemde kendisini süreklice yenilemek, deÄŸiÅŸen durumlara uyarlamak imkânını bahÅŸetmiÅŸtir. Ä°ÅŸte bahsolunan yenilenme, uyarlanma yetisi, Ä°ngiliz-Yahudî medeniyetinin fikir mimârlarınca hürriyet ÅŸeklinde nitelenmiÅŸtir.” (ÇaÄŸdaÅŸ Küresel Medeniyet, Dergâh Yay., 9. bs. 2018).
Batı’daki “güç temerküzü” Hududullah’ı çiÄŸneyerek tabiat-siyaset ve iktisat alanında bir “özgürlük” uydurdu. Bu özgürlüÄŸe karşı çıkanları mahallenin delisi ilan etti. Sonunda nasıl bir tablo ile karşılaÅŸtık dersiniz?
Henüz yorum yapılmamış.