Osmanlı gözüyle Doğu Asya
Follow @dusuncemektebi2
Mizanü''l-Hakk müellifi Mustafa bin Abdullah, nâm-ı diğer Kâtip Çelebi, dostlarının ifadesiyle Hacı Halife, tam 390 yıl önce bu ay İstanbul''da doğdu. Sahib-i himmet, iyi huylu, az konuşur ve hâkim-meşreb bir zat idi. "İlmi, toplumun ayakta durmasına ve devamına vasıta sayıyor, bilginleri toplumun kalbi olarak görüyor, bilgiye dayanan hiçbir nesneyi küçük görmüyordu." Cihannüma adlı beşerî coğrafya kitabını yazmaya 1648''de başladı, sonra ikinci bir yazıma giriştiyse de tamamlamaya ömrü vefa etmedi. Kitap, Müteferrika''nın 11. yayını olarak 1732 yılında matbu hale getirildi.
Kâtip Çelebi''nin Uzak Asya hakkındaki kaynakları neler veya kimlerdi, bilmiyorum. Fakat özellikle Çin ve Japonya hakkında verdiÄŸi bilgiler, çaÄŸdaÅŸ araÅŸtırmacıların tesbitleriyle adeta birebir örtüÅŸmektedir. Mesela, bundan sadece beÅŸ yıl önce yapılmış bir çalışmada, Çinmerkezli haraç-ticaret sistemi ÅŸöyle tasvir edilmektedir:
"Merkezdeki Çin, çok sayıda uydu ülkeden vergi almakta, karşılığında onlara ''hediyeler'' sunmaktadır. Haraç sistemi bir ticarî iliÅŸkiler ağıyla bütünleÅŸmekte, adeta onunla ortak yaÅŸamaktadır. Siam (Tayland), Japonya ve güney Çin arasındaki ticaret, haraç misyonlarından saÄŸlanan kazanca baÄŸlıdır; haraçdışı ticaretin kârı son derece düÅŸüktür. Haraç-ticaretin üç temel veçhesi vardır: 1. Haraç misyonlarının getirdiÄŸi resmî haraç maddeleri ile Çin''in lutfettiÄŸi ''hediyeler'' arasındaki çiftyönlü iliÅŸki; 2. Haraç misyonlarına eÅŸlik etmelerine ruhsat verilen sınırlı sayıdaki tüccar grupları tarafından Pekin Meclis Binası''nda ruhsatlı ticaret; 3. Çin''in kara hudutları boyunca ve belirli Çin limanlarında tacirler arasındaki sınır ticareti. Bu ticaret aynı zamanda Avrupa ülkeleriyle DoÄŸu Asya arasında da bir ara ticaret iÅŸlevi görüyordu." (Takeshi Hamashita: "The Tribute Trade System and Modern Asia," Japanese Industrialization and the Asian Economy, eds. A. J. H. Latham and H. Kawakatsu, London: Routledge, 1994, s. 93-4.)
Kâtip Çelebi ise 350 yıl önce Cihannümâ''da ÅŸu bilgileri vermektedir: "Hıtay (Çin) ülkesine kara tarafından varan, elçi gibi varır ve illâ tacir ve baÅŸka kimseyi girmeye komazlar. Tüccar serhadde yakın geldikte onar nefer yazılıp bu taraftan ilettikleri malların bazısını Hakan''a peÅŸkeÅŸ çekerler. Atları da mutlaka Hakan alır. On ya yirmi neferi Hanbalık''a (baÅŸkent) gönderirler, kalanı on konak beride Kancu adındaki ÅŸehir yemhanesinde konup oturur, yiyecekleri Hakan tarafından verilir. BeÅŸ kiÅŸiye günde bir koyun ve bir ÅŸinik pirinç ve baÅŸka gerekli olan ÅŸeyler tayin olunur. Mallarından Hakan''a yakışık alan alınıp peÅŸkeÅŸlerinin bahası da tam olarak verilir ve ne kadar durursa riayet olunup gittikleri zaman da Hakan tarafından nice ihsanlar olur. Ancak adam başına kırkar dirhem gümüÅŸ haraç alınır." (Cihannümâ''dan özetleyen Orhan Åžaik Gökyay: Kâtip Çelebi, Ankara: Türkiye Ä°ÅŸ Bankası, ts, s. 195.)
Aynı dönemde Japonya''da köy hayatı çekilmez derecede sıkıntılıydı. Az sayıdaki zengin köylüye karşılık sayısız yoksul köylü bulunuyordu. "Bu ölçüde yoksullaÅŸma köylülerin çocuklara bakmasını imkânsız hale getiriyor, onları kürtaja ve bebekleri öldürmeye zorluyordu. Bu tür uygulamalar, o kadar dehÅŸet verici boyutlara ulaÅŸtı ki, resmî fermanlarla yasaklanması icab etti. Bu fermanların tabiatıyla hiçbir hükmü yoktu. Bebek öldürme gayet yerinde bir uygulama sayılıyor ve mabiki diye adlandırılıyordu. Bu kelime gündelik dilde köklerinden koparılmak suretiyle seyreltilen sebzeler için kullanılıyordu." (G. B. Sansom: Japan: A Short Cultural History, New York: Appleton-Century-Crofts, 1943, s. 515.)
Kâtip Çelebi aynı uygulamayı ÅŸöyle tasvir ediyordu: "Bu ada halkının insanları... açlığa ve susuzluÄŸa ve sıcaÄŸa ve uykusuzluÄŸa çok sabreder ve dayanırlar. DoÄŸan çocukları sert soÄŸuklarda bile ırmaklara sokup yıkarlar. Memeden kestikten sonra analarından ayırıp güç yerlerde büyütürler ve ava alıştırırlar. Lâkin fakirlikten iÄŸrenç nesne görmezler. Bundan ötürü çoÄŸu karılar oÄŸulları fakir olup ulular hizmetine varmasın deye onları öldürürler." (Age, s. 183.)
Ä°lim bitimsiz, ömür kısadır.
Mustafa Özel - Yeni Åžafak ArÅŸiv
Henüz yorum yapılmamış.