Sosyal Medya

Güncel

Ahmet Taşgetiren / Seçime bir ay kala kampanyalar

Ahmet TaÅŸgetiren - Karar



Seçime bir ay kaldı. Çok bir zaman deÄŸil, az bir zaman da deÄŸil.
 
“Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı, Söz ola aÄŸulu aşı, YaÄŸ ile bal ede bir söz” denilmiÅŸ.
 
Bir yerde sözlerin mücadelesi seçim kampanyaları.
 
Seçim ortamında söz üretmek, kuÅŸkusuz bir stratejiyi gerektirir. Hangi sözle kime ulaÅŸacaksınız, ya da hangi sözünüz kimi sizden uzaklaÅŸtıracak?
 
Seçim bir yerel seçim.
 
Söz stratejisini belirlerken ana tercih ÅŸu noktada:
 
 
 
- Acaba yerel konular mı tartışılsın, insanların yaÅŸadıkları yerleÅŸim biriminin sorunları üzerine mi konuÅŸulsun, yoksa ülke sosyolojisi içindeki genel ayrışmalar üzerine mi çalışılsın?
 
Türkiye'de bir seçim söz konusu olduÄŸunda iki alan da cevap verir: Ä°nsanlar yerel sorunları da önemser, seçimde tercihleri etkileyen genel ayrışmalar da vardır. 
 
Baktığımızda iktidar cenahında ikili bir duruÅŸ söz konusu: CumhurbaÅŸkanı'nın çizgisi, adayların çizgisi.
 
***
 
Önce CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın stratejisine bakarsak:
 
CumhurbaÅŸkanı bir anlamda iç-dış tehdit deÄŸerlendirmesi üzerinden yürüyor. Seçimi kazanmanın “Beka meselesi” ile ilgisine vurgu yapmak, “Zillet Ä°ttifakı” diye nitelediÄŸi taraf seçilirse “Beka”nın tehlikeye gireceÄŸini ifade etmek, karşı tarafı Kandil'in-Pensilvanya'nın güdümünde olmakla suçlamak... Tabii ki bunlar, toplumun etkileneceÄŸi düÅŸünülerek oluÅŸturulan bir kampanya stratejisi. Belki ÅŸöyle düÅŸünülüyordur: HDP Kandil ile, CHP-Ä°YÄ° Parti Pensilvanya ile, Saadet de bu “ÅŸer ittifakı”na yakın durmakla suçlanırsa en azından insanlardan bir kısmı etkilenir ve bu ittifaka oy vermekten kaçınır. Ä°nsanların bir kısmı böyle bakmaya ikna edildiÄŸinde de yerel sorun vs. hiçbir ÅŸeye takılmadan oylarını Cumhur Ä°ttifakı'na akıtır.
 
Acaba böyle mi olur? Bu stratejinin bir ölçüde etkili olmadığını söylemek mümkün deÄŸil. Sosyolojik zemin böyle bir kamplaÅŸma iklimine yakın. Ancak bu stratejinin saÄŸlığını test etmek için iki hususa daha bakmak gerekiyor: Bir, bu söylem ya tutmazsa veya daha risklisi tepkiye yol açarsa. Tutmazsa, “beka gündemi”ni toplum ıskalıyor anlamına gelir. Tepki ihtimali de, toplumun neredeyse yüzde 50'ye yakın kısmının CumhurbaÅŸkanı tarafından dışlandığı gibi bir algıya varmasıyla ilgilidir. “HDP'ye yönelik suçlama partiyedir, kitleye deÄŸil” yaklaşımının HDP'ye oy veren insanları etkilemediÄŸi oyların düÅŸmemesinden anlaşılıyor. DiÄŸer partilere verilen oylarda düÅŸme olmadığında o kitlelerle CumhurbaÅŸkanı arasındaki iliÅŸkide tahribat olması da kaçınılmazdır. Tehlike, CumhurbaÅŸkanı'nın hitap ettiÄŸi “Cumhur” alanının daralması noktasındadır.
 
Åžunu söylemek lazım: CumhurbaÅŸkanı'nın genel üslubuna bu ses yakışıyor. Bir toplum kesiminde heyecan uyandırdığı da doÄŸru. Ama toplum çeÅŸitliliÄŸine baktığınızda bu strateji üzerinde yeniden düÅŸünmek gerektiÄŸi açıktır.
 
Benim kanaatime göre CumhurbaÅŸkanı'nın daha barışçıl, daha serinkanlı, daha kendinden emin, daha vatandaşın doÄŸruyu seçeceÄŸine güvenli bir dil geliÅŸtirmesi hem her seçim için hem de CumhurbaÅŸkanı'nın toplumun bütünüyle kuracağı gönül bağı için çok daha faydalı olacaktır. “Agresif” dersem kimse rahatsız olmasın ama o algıyı veren bir kampanyanın faydalı olacağını sanmıyorum.
 
***
 
Adayların çizgisine gelince:
 
Üç ÅŸehir stratejik önem taşıyor. Üç ÅŸehrin simaları öne çıkıyor. Ä°stanbul'da Binali Yıldırım, Ankara'da Özhaseki, Ä°zmir'de Zeybekci. Binali Bey, deklare etti “Bu bir yerel seçimdir, gerilime gerek yok, çözümleri konuÅŸalım.” Zeybekci, Ä°zmir'de çalışıyor, Ak Parti'ye mesafeli bir iklimde mesafeyi kapatacak dil üretme çabasında. Ankara'da Özhaseki, yerele ağırlık veriyor ama kampanyayı CumhurbaÅŸkanı'nın temalarıyla da sentezlemeye çalışıyor.
 
Åžöyle bir soru üzerinde düÅŸünülmeli:
 
Ak Parti kampanyası dendiÄŸinde acaba CumhurbaÅŸkanı'nın sergilediÄŸi performans mı belirleyici olacak, yoksa yerel adayların çizdiÄŸi profil mi? Åžu da sorulabilir: Bu iki strateji birbirini bütünleyip, tahkim mi edecek, yoksa mesela CumhurbaÅŸkanının baskın söylemi, yerel adayların “Bu iÅŸ yerelde kalsın” yaklaşımını görünmez hale mi getirecek?
 
Hayat memat meselesi haline gelen bir seçimin toplumu gereceÄŸi muhakkak.
 
Buna mı yönelmeliyiz?
 
Sonuçta seçimden sonra da toplumla içiçeyiz. Birlikte yaÅŸayacağız. BilenmiÅŸ hisler ne kadar azaltılırsa, toplumsal barış o ölçüde mümkün hale gelir.
 
Seçime bir ay var. Herkesin kendine yeniden bakmasına yeterli bir süre bu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.