Sosyal Medya

Kürsü

Mehmet Ocaktan: Siyasetteki ayrıştırıcı dil makul vicdanları yaralar

Mehmet Ocaktan- Karar



31 Mart yaklaÅŸtıkça siyasi mücadele kızışıyor ama aynı zamanda siyasetin dili de keskinleÅŸiyor. Aslında normal bir siyasi mücadelede, tansiyonun yükselmesinde çok anormal bir durum yok. Ä°ÅŸin doÄŸası gereÄŸi siyasetteki yarışın içinde zaman zaman sertlikler olabilir.
 
Ancak bu kez durum biraz farklı, zira Türkiye ekonomik anlamda sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Ekonomideki bu zorluklar, doÄŸal olarak siyasette rüzgârların daha da sert esmesine yol açmış bulunuyor. Özellikle iktidar bloÄŸu mücadeleyi ‘beka’ meselesi üzerinden yürütmeyi daha sonuç alıcı bir yöntem olarak görüyor.
 
Bu yüzden de seçmen kitlelerinin 31 Mart’a iliÅŸkin muhtemel eÄŸilimini ölçmek çok kolay deÄŸil. Bu çerçeveden bakıldığında ortaya çıkan anket sonuçlarının ne anlam ifade ettiÄŸini kestirmek de pek mümkün deÄŸil. Ama eÄŸer ekonomik sıkıntı birebir insanların cebine yansıdıysa, beklenmedik sonuçlar ortaya çıkabilir.
 
Ä°ÅŸte tam da bu yüzden AK Parti, insanların doÄŸrudan yaÅŸadığı problemlere dönük çözüm odaklı bir kampanya yürütürse eminim daha saÄŸlıklı bir yol izlemiÅŸ olacaktır. Zira kutuplaÅŸtırıcı söylemler bugüne kadar tümüyle satın alınmış ve tüketilmiÅŸ bulunuyor. Unutmayalım, özellikle ekonomik zorlukların yaÅŸandığı dönemlerde insanlar genellikle daha alıngan olurlar. Dolayısıyla fayda saÄŸlaması umulan keskin söylemler, toplumdaki tedirginliÄŸi tetikleyip hiç istenmeyen sonuçlar üretebilir.
 
***
 
Åžunu açıkça ifade etmek gerekiyor ki; mesela MHP’nin muhalefet partilerinin tümüne yönelik “Zillet ittifakı” benzeri söylemlerinin, özellikle siyasallaÅŸmamış kitlelerin AK Parti’ye yöneliÅŸini engelleyebileceÄŸi kanaatindeyim. Çünkü bu tür itibarsızlaÅŸtırmaya yönelik söylemler, hedef alınan siyasi partilerden daha çok, vatan aidiyeti güçlü ama kendisini siyasi bir kampın fedaisi gibi görmeyen makul vatandaÅŸların vicdanlarını yaralayabilir.
 
Maalesef CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte Türkiye siyasetine hem daha ayrıştırıcı hem de aşırı milliyetçi bir söylem dili hakim olmaya baÅŸladı. Her ne kadar ana gövdeyi AK Parti oluÅŸtursa da yeni sistemin fonksiyonel unsuru MHP olduÄŸu için, iktidarın siyaset dilinde ağırlıklı olarak aşırı milliyetçi renklerin hakim olması kaçınılmazdır.
 
KuruluÅŸ felsefesi açısından bakıldığında, “9 ışık” rüzgârlarının sert estiÄŸi bu yeni durumun AK Parti açısından sürdürülebilir olması mümkün deÄŸildir. Ama kabul etmek gerekiyor ki ÅŸu anda AK Parti’nin tek seçeneÄŸi MHP’dir. Bu yolun bir sonunun olup olmayacağını ÅŸimdiden kestirmek mümkün deÄŸil belki ama, sandıkların yüzde 50+1’e kilitlendiÄŸi bir sistemde ÅŸimdilik her iki parti de mecburen birlikte yürümek durumundadırlar.
 
Bu noktada bir yanlış anlamaya yol açmaması için hemen belirtelim, partilerin bir araya gelmesine, koalisyonlar oluÅŸturmalarına asla negatif anlam yüklemek gibi bir niyet içinde olamayız. Farklı partilerin bir araya gelerek ortak akılla memleketin meselelerine çözüm aramaları demokratik bir zenginliktir. Ama bu, partilerin kendi kimliklerinden, iddialarından vazgeçerek aynileÅŸmeleri, tektipleÅŸmeleri anlamına da gelmemelidir.
 
Ä°ÅŸte meselenin bu yönü AK Parti açısından biraz karışık görünüyor, çünkü AK Parti çok önemli demokratik ve ekonomik hedeflerle yola çıktı ve 2013’e kadar da bunların büyük bir bölümünü hayata geçirdi. Ve daha da önemlisi bu parti 70 milyonu kucaklama hedefine sahip bir misyonun partisiydi. Ama ÅŸimdi kendi koyduÄŸu hattın gerisine, bir baÅŸka deyiÅŸle MHP’nin hatlarına geri çekiliyor.
 
AK Parti’nin reformist kimliÄŸini kaybetmesi sadece söylem zenginliÄŸini zayıflatmakla kalmadı, bu partinin etrafında kendi namı hesabına varlık alanı oluÅŸturan kesimler ya da cemaat yapılanmaları sürekli AK Parti’nin kredisini tüketen bir görüntü sergilemeye devam ediyorlar. Mesela hiçbir gereÄŸi yokken kimi ve neyi temsil ettiÄŸi belli olmayan bir hoca çıkıyor ve AK Parti adına insanları ayrıştıran ÅŸöyle bir vaaz verebiliyor: “Bu seçimden zaferle çıkmamızı nasip eyle, biz biliyoruz ki bu Ä°slam’la küfrün savaşıdır bu savaÅŸtan Ä°slam’ın çıkmasını nasip eyle, kafir güruha fırsat verme, onlara bir baÅŸkanlık, bir muhtarlık dahi ihsan eyleme yarabbi.”
 
Ne yazık ki bu tür ayrıştırıcı ve kutuplaÅŸtırıcı tavırlar, toplamda AK Parti’nin hesabına yazılmaktadır ve de haksızlıktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.