Sosyal Medya

Kürsü

Leyla İpekçi: Bu mahkemede yerlerimiz her an değişir

Leyla İpekçi- Yeni Şafak



''Bu gördüÄŸünüz mahkeme bir gün tekrarlanacak. Sadece yerlerimiz deÄŸiÅŸecek. Güçlü olan ile zayıf olanın yeri deÄŸiÅŸtirecek. Sizin karşınızda tek tek duracağız!” Böyle haykırıyordu Sisi rejiminin hakimlerine yakını idam edilen bir kadın.
 
Darbeye direndiÄŸi için halkı korkutmak gözdağı vermek üzere gençler habire idam ediliyor Mısır’da. Sadece Müslümanların deÄŸil, vicdanı örtülmemiÅŸ tüm insanların haykırması, utanması, en azından nüfuzlu kiÅŸilerin yazıp çizerek, diplomatların nota vererek vs bir ÅŸeyler yapması gereken korkunç bir zulüm seyrettiriliyor dünyaya.
 
“Sevgili kızım” diyordu idamdan önce bir baba yazdığı mektubunda: “Kalbimin nuru, bilesin ki baban hiçbir suç iÅŸlemedi. Bütün uÄŸraşım seni koruyup kollayacak bir vatan oluÅŸturmak, seni bu büyük hapishane gibi ortamdan kurtarmaktı.”
 
Çocuklarımızı hangi ideolojide, hangi hayat tarzında filan yetiÅŸtireceÄŸimiz olmamalı bizi davaya düÅŸüren. Çocuklarımıza vicdani duruÅŸun nasıl olacağını sergileyecek bir yaÅŸantı sürdürmemizdir onlara bırakılacak yegâne miras. Çünkü bir emanet varsa, gönül temiz iken alınıyor emanet. Selim kalple, halis niyetle korunuyor emanet. Vatan ya da gönül.
 
***
 
“Sizler firavunun askerlerisiniz! Allah firavunu helak edince beraberinde askerlerini de helak etti. Ä°nÅŸallah sıratta yan yana duracağız. Sizlerden tek tek soracağız her yaptığınız zulmün hesabını. Bizleri ailelerimizden ayırdığınız her anın hesabını. Çocukları için yas tutan ve ciÄŸeri yanan her ana baba için tek tek soracağız! Ve diyeceÄŸiz ki Rabbimiz onlardan intikamımızı defalarca al. Gönlümüz ferah oluncaya kadar.”
 
Böyle haykırıyordu mazlum kadın mahkemede. Firavunu kanlı canlı bir diktatör olarak görmekten ve tarihte kalmış bir figür olarak kodlamaktan ziyade: Onun bizim nefsimizin en aÅŸağı görüntüsünden, en karanlık zaaflarımın, en zalim huylarımızın canlanmış suretinden ibaret olduÄŸunu algılamamız gerektiÄŸini hatırlattı bana. Zira gençler idam edilirken, bizler de kalbimizle katil olmaya devam ediyoruz basiretsizliÄŸimizden.
 
***
 
Mısır’da demokratik bir seçimle iktidara gelen Mursi yönetimine (küresel aktörlerin tahakküm dolu ittifakına mesafeli yaklaÅŸtığı için) darbe yaparak halkın seçimini yok sayan bir yönetim var. Darbeye ve zorbalığa karşı çıkan halkın üzerine ateÅŸ saçarak her türlü insanlık dışı ve hileli yöntemlerle uluslararası camianın gözü önünde bu zulme onay verenler Mısır’ı yönetiyor bugün.
 
Sisi ve yönetimi darbeye karşı gelen gençlere iÅŸkence etmekle yetinmedi, idam etmeye baÅŸladı pek çoÄŸunu üst üste. Gözdağı niyetine. Bu darbeci yönetim, uluslararası camia derken misal AB ile herhangi bir meÅŸruiyet sorunu yaÅŸamadan insan haklarını ihlal edip duruyor.
 
Biz ise on yıllardır teröre maruz kalırken, hendek ve çukur tuzaklarından, 6-7 Ekim kanlı provokasyonlarından, mayından, molotoftan, canlı bombalardan binlerce gencimizi feda ederken Türkiye’nin kendini savunma hakkını küçümseyip engelliyorlar.
 
Üstüne bir de Amerika gibi bir küresel aktör, Türkiye’nin sivil halkına ve masum gençlere zulmeden teröristlere silah ve maddi destek vermeyi de giderek meÅŸru hale getirdi.
 
***
 
Bunlar olurken sanki bunlar ve çok daha fazlası hiç olmuyormuÅŸ gibi: Entelektüellik adına küresel Batılı aktörlerin demokratik deÄŸerleri defalarca katletmesini görmeyip, 15 Temmuz darbesi baÅŸarılı olsaydı Sisi gibi bir yönetim altında yaÅŸayacak olan ama bunu AKP düÅŸmanlığı adına vicdanlarına yediren bir zümre var.
 
Anlatabildim deÄŸil mi, kalbimizle ve dahi tavırlarımızla ne çok vebal taşıdığımızı. Ä°ster siyasette, ister diplomaside, bürokraside.
 
Gözümüzün önünde halk tarafından seçimle gelmiÅŸ bir liderin kaldığı mekanı dakikalarca top atışına tutan, delik deÅŸik eden, devletin onlarca resmi binasını vatandaşın paralarıyla alınan helikopterleri tankları çalıştırarak bombalayan, milletin meclisine bombalar atan bir ‘küresel ittifakı’ görmezden gelip:
 
Ülkesine halkına ve demokratik deÄŸerlerine sahip çıkmak için tankların karşısına silahsız dikilen sivil kitleleri suçlayan, küçümseyen, hakir görüp alay eden bir vicdan… Ä°deolojilerin esiri olmaya devam edip duruyor.
 
***
 
Gençlerin muhalefet etme dürtülerini harekete geçirecek pek çok yanlış vukuat var evet; çevrecilikte ve kentsel dönüÅŸümde yapılan yanlışlar, belediyecilik istismarları, kültür sanat mevzularındaki yetersizlikler, liyakatsız kadrolar, kripto cemaatlerin önlenemez istihdamı, hukukun istismarı vs…
 
Ve gençler de ideolojik veya siyasi ve hatta insani gerekçelerle bu haksızlıklara karşı çıkayım derken bütünüyle Mursi’nin, Maduro’nun veya yeterince rehin alınamayan liderlerden bir an önce kurtulup itaatkâr liderleri kukla gibi yöneten küresel aktörlerin bütün kışkırtıcı tuzaklarına düÅŸmeye devam ediyorlar.
 
Böyle iÅŸte. Her ÅŸey gözümüzün önünde olup duruyor. Mahkeme kesintisiz kuruluyor. Sıratta yaşıyoruz hep beraber. Mısırlı kadının haykırışını hepimiz nefsimizin firavun huylarına haykırıyoruz, haykıracağız. Hem sanık hem yargıç olarak!
 
Seven vatanındadır ve ÅŸimdi ya da sonra vicdanında kavuÅŸuyor kavuÅŸacak. Nefret eden ise yabancı ve ayrı kalıyor. Ä°lahi cümbüÅŸ iÅŸte, vicdanı da sahibi biliyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.