Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

İlhami Işık: Doğuştan kör olan bir insan körleşme yaşamaz

Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, sanırım Urfa’ ya ilk kez gidişimdi. Nisan ya da Mayıs ayının son günleriydi. Havada parlak bir güneş vardı ve ağaçların hepsi baharın tadını oburca emiyor gibi yeşil ve tazeydiler. Her yerde bir zindelik ve müthiş bir enerji vardı. Hedefimde bir an önce Balıklı Gölü görmek vardı. Nemrut ‘un ve Hz. İbrahim’in efsanesine tanıklık etmiş o muhteşem mekanı görmek, beni ziyadesiyle heyecanlandırıyordu. Büyük bedestenin önünde indim. Gümrük Han'ın içinden doğrudan doğruya Balıklı Göle yöneldim. Ben denizi olan bir yerde büyümemiştim. Gördüğüm en muhteşem sulak alan Dicle nehrinin vadisiydi. Dolayısıyla Balık ve türevlerine dair, bende birikmiş bir görsel hafıza yoktu. Balıklı göldeki on binlerce balığı yan yana görünce adeta kendimden geçtim.



Gölün kenarındaki herkes bir taraftan balıklara yem atıyordu bir taraftan da yemi kapmak için adeta birbirini ezen balık sürülerinin, muazzam gösterisini izliyordu. Gölün hem kenarında yem satan küçük bir kulübe gözüme iliÅŸti. Yem satın almak üzere ona doÄŸru yürümeye baÅŸladım. Kulübede yaÅŸlı bir adam ağır hareketler ile yem isteyen insanların taleplerini karşılıyordu. Ben de sıraya girdim ve sıranın bana gelmesiyle bir kap yem alıp, balıklara atmaya baÅŸladım. Hayatımda ilk kez bir büyük balık sürüsü görüyordum. Balıkların zarif sayılmayacak hareketlerden sonra yemi yutma çabaları, doÄŸrusu keyfime keyif katıyordu. Elimdeki yem kabını hızla bitirmiÅŸtim. Dönüp bir tane daha aldım. O da bitti bir tane daha satın aldım o da bitti. Kaç kez yem satın aldığımı ÅŸimdi tam olarak hatırlayamıyorum. Ama galiba sonuncusunda yem satan yaÅŸlı adamın asık suratını fark ettim.

Ben çok eÄŸleniyordum. YaÅŸlı yem satıcısının neÅŸesiz yüz ifadesi, dikkatimden kaçmadı.‘’Amca’’ dedim, ‘’ bak ben ne kadar keyifliyim, üstelik habire senden alışveriÅŸ yapıyorum, para kazanıyorsun. Satışların çok iyi. Sen neden bu kadar keyifsizsin?’’ dedim.’’ Evladım ‘’ dedi. ‘’ ben senin gördüklerini göremiyorum’’ Yüzüne daha dikkatlice baktığım zaman gerçeÄŸi gördüm. YaÅŸlı yem satıcısı kördü. Binlerce kez özür diledim ama, sanırım içim hiç huzur bulmadı.

DoÄŸuÅŸtan kör olan bir insan körleÅŸme yaÅŸamaz. YaÅŸlı yem satıcısı da körleÅŸme yaÅŸayanlardan deÄŸildi. Bana senin gördüklerini göremiyorum demesi durumun ne kadar farkında olduÄŸunu anlatır. Onun bilinci benim bilincimden daha açıktı. Zihni daha berrak ve benim iki gözle göremediÄŸimi o doÄŸuÅŸtan kapalı gözleriyle görüyor hissediyordu.

Gerçek körleÅŸmeye örnek olacak gerçek bir hikaye anlatmak istiyorum. Sanırım yıl 1985 ti. O zamanlar Yazko adında bir yazarlar kooperatifi vardı ve bu kooperatif, 12 Eylül darbesinden ötürü daralan siyasi alanı edebiyat sanat ve felsefe dergileri çıkartarak geniÅŸletmeye çalışıyordu. Ben de Yazko’nun çıkardığı dergilerin tümüne abone olmuÅŸtum. O dönemde Yazko edebiyatta Özdemir Ä°nce’nin ''Türk Åžiirinde imgenin serüveni'' adlı bir yazısını yayınladı. O yazıda ÅŸiirin çarpıcı etkisini ifade etmek için Özdemir Ä°nce Kör bir dilenci hikayesinden söz ediyordu.

New York’ da Manhattan köprüsünün tam dibinde bir kör dilenci varmış. Adamın kör ve dilenci olduÄŸunu gösteren bütün emareler mevcutmuÅŸ. Başında ÅŸapkası, gözünde kara gözlükleri, kolunda pazubandı, boynunda levhası ve levhasının üstünde de ‘’ Ben körüm" yazısı. Bunlar yetmezmiÅŸ gibi önünde hem köpeÄŸi hem de dilenci mendili duruyormuÅŸ. Buna raÄŸmen kör dilenci günde ancak bir dolar dilenebiliyormuÅŸ.

Gel zaman git zaman adamın biri günün birinde dilenciye ÅŸöyle bir bakmış ve eÄŸilip levhasındaki ben körüm yazısını silmiÅŸ ve yerine baÅŸka bir ÅŸey yazıp çekip gitmiÅŸ. O günden sonra bizim kör dilenci günde yüz dolar kazanmaya baÅŸlamış.

Günün birinde artık sesinden mi kokusundan mı bizim kör dilenci adamı bileÄŸinden yakalamış ve demiÅŸ ki,’’ Allah aÅŸkına sen söyle, sen ne yaptın da ben daha önce günde ancak bir dolar kazanırken ÅŸimdi yüz dolar kazanıyorum’’

Adam ‘’Basit ‘’demiÅŸ ‘’ Daha önce levhanda ben körüm yazısı vardı. Onu sildim, onun yerine ‘’ bahar gelecek ama ben görmeyeceÄŸim’’ diye yazdım.

 Bazen görmemiz gereken her ÅŸey aslında gözler önünde serilidir ama biz göremeyiz. Bakış açımızı deÄŸiÅŸtirmeden de görmemiz hiç mümkün olmaz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.