Sosyal Medya

Kürsü

Mehmet Ocaktan- Bölmek için değil daha güzel şehirler için seçim

Mehmet Ocaktan- Karar



Yerel seçim kampanyalarının genel seçim havasında yürütülmesine oldum olası alışamadım. Zira ÅŸu anda genel seçim yapmıyoruz, ayrıca 31 Mart yerel seçimlerinin sonucunda bir iktidar deÄŸiÅŸimi de olmayacak, o iÅŸi beÅŸ yıl sonra düÅŸünürüz. Åžimdi yapacağımız iÅŸ, yaÅŸadığımız ÅŸehirleri yönetecek baÅŸkanları seçmek...
 
Ancak siyasi partilerin meydanlara yansıyan kampanyalarına baktığımızda bir yerel seçime deÄŸil, iktidarı deÄŸiÅŸtirecek bir genel seçime gidiyoruz sanki... Her tarafta domates-patlıcan hikayeleri, bedelli askerlik vaatleri, KDV iadeleri konuÅŸuluyor. Denebilir ki, ne mahzuru var? Elbette bir mahzuru yok, ama ÅŸehirlerin sorunlarını kim nasıl çözecek onu bilmiyoruz. Çünkü adaylarımız bize yönetmeye talip oldukları ÅŸehirlerle ilgili projelerini deÄŸil, beka sorununu ve bölünme tehlikesini anlatıyorlar.
 
-Oysa ben Ä°stanbul’da yaÅŸayan bir vatandaÅŸ olarak adayların trafik sorununu nasıl çözeceklerini bilmek istiyorum.
 
-VahÅŸi ÅŸehirleÅŸme yüzünden dillere destan tarihi güzelliÄŸine hasret kaldığımız Ä°stanbul’u kim nasıl kurtaracak öÄŸrenmek istiyorum.
 
-Malum ÅŸu günlerde deprem kendisini sık sık hatırlatıyor. 1999’da yaÅŸadığımız o büyük depremden bu yana, kentsel dönüÅŸümde neden bir arpa boyu yol alamadığımızı birilerinin izah etmesini bekliyorum.
 
-Halen ÅŸehrin içindeki avuç içi kadar yeÅŸil alanlara bile bina yapılmaya devam ediliyor, yeni baÅŸkan adaylarının bu hoyratlığı sürdürüp sürdürmeyeceklerini öÄŸrenmek istiyorum.
 
Ä°ÅŸte ÅŸehirlerimizin çözüm bekleyen bunca sorunu varken, siyasetçilerin “Åžu partinin adayı baÅŸkan seçilirse memlekette bölünme tehlikesi ortaya çıkar” benzeri söylemleri dillendirmesini açıkçası abesle iÅŸtigal olarak görüyorum. Herkesin malumu olduÄŸu üzere, ÅŸu anda Türkiye’de anayasal ve yasal çerçevede faaliyet gösteren legal siyasi partiler var. Ä°ÅŸte bu partilerin gösterdiÄŸi belediye baÅŸkan adayları 31 Mart’ta yarışacaklar ve sandıktan galip çıkanlar ÅŸehirlerimizi yönetmeye hak kazanacaklar. Kaldı ki yasanın zorunlu kıldığı kriterlere uymayanlar zaten aday olamıyorlar.
 
EÄŸer bu ülkede kiÅŸisel kanaatler deÄŸil de, yasalar geçerliyse ve mevcut partiler de yasalara göre faaliyet yürütüyorsa, demek ki tamamı legal demektir. Bütün partilerle Meclis’te memleketin sorunlarını birlikte müzakere edip, sonra da onları sanki illegal partilermiÅŸ gibi lanse etmek hiç anlaşılabilir bir durum deÄŸil. Hal böyle olunca, herhangi bir siyasi partinin adayı seçimi kazanması durumunda memleket nasıl bölünecek doÄŸrusu onu anlamakta zorluk çekiyorum.
 
GeçtiÄŸimiz günlerde MHP’nin genel baÅŸkan yardımcılarından birisi aynen ÅŸu ifadeleri kullanıyordu: “Bölünme önce yerelden baÅŸlar. Siz demokratik ölçüyü kaçırır, emaneti ehline vermezseniz, yerel seçimlerle alakalı önce muhtariyetler, sonra bağımsızlık istekleri ortaya atılmaya baÅŸlanır.”
 
Siyasi partiler seçimlerle ilgili farklı yorumlar ve eleÅŸtiriler elbette yapacaklardır, bunda hiçbir mahzur yok. Ancak herhangi bir ÅŸehirde, ilçede, kasabada falan parti seçimi kazanırsa ‘bölünme tehlikesi ortaya çıkar’ diyorsanız, o zaman iÅŸler deÄŸiÅŸir. Eminim MHP’li yetkili, bu ifadelerin ne anlama geldiÄŸinin farkındadır. Hemen hatırlatalım, bu ülke büyük bir medeniyetin mirasçısı olan güçlü bir ülkedir. Dahası, bir kasabada sevmediÄŸimiz bir partinin adayı baÅŸkan seçildi diye bölünecek bir ülke de deÄŸildir.
 
Kim nasıl düÅŸünür bilemem, ama ben bu tür düÅŸüncelerin bu ülkenin savunma güçlerine ve güçlü devlet geleneÄŸine güvensizliÄŸin sonucu olduÄŸu kanaatindeyim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.