Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay: Bu gençler cellatlarından daha uzun yaşayacak

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Mısır’da darbeci general Sisi’nin katliam yapar gibi emrinde cellat gibi iÅŸ gören yargıçlara sipariÅŸ ettiÄŸi idamlar Mısır’ın özgürlük ve onur mücadelesi tarihine çok ilginç ibretlik manzaralar katmış oldu. Bu manzaralarda tartışmasız ve net bir biçimde haksız yere mahkum edildikleri ölüme onurla ve kahramanca yürüyen gençler damgasını vururken, onları katledenlerin bariz kötülükleri, yargıyı mücrim bir iktidarın emrine sunan yargıçların kötülükleri de kayda geçmiÅŸ oldu.
 
Her bir gencin bir taraftan yürekler daÄŸlayan bir hikayesi, bir yandan da çevresine ışık saçan bir kiÅŸiliÄŸi var. Daha ÅŸimdiden hikayeleri ve parlak kiÅŸileri dilden dile dolaÅŸmaya baÅŸlamış durumda.
 
Ä°dam edilen 9 kiÅŸinin kendilerine isnat edilen olayla hiçbir ilgileri olmadığından hiç kimsenin kuÅŸkusu yok. Bütün bir yargılama sürecinin devlet imkanları marifetiyle bir cinayet hazırlığı ÅŸeklinde olduÄŸunu herkes gün gibi görüyor. Muhakemede ortaya çıkarılması beklenen bir hakikat yoktu. Yargıçlar zaten adaleti zerre kadar önemsemiyorlardı. Önemsedikleri tek ÅŸey haklarında haksız yere cinayet kararı verilmiÅŸ olan gencecik delikanlıları bir an önce sallandırmaktı.
 
Gençlerin ölümüne, itham edildikleri baÅŸsavcı cinayetinden çok önce karar verilmiÅŸ olduÄŸu, öldürülmek için özel olarak seçilmiÅŸ oldukları her bakımdan belli. Hepsi Mısır’ın farklı bölgelerinden dengeli bir dağılımla seçilmiÅŸ olmaları dikkat çeken noktalardan biri.
 
BaÅŸka dikkat çeken bir dağılım da her birinin üniversitelerin farklı fakültelerinden olması. Ama hepsini yaÅŸarken birleÅŸtiren bir ÅŸey, hepsinin de iyi eÄŸitimli, çevrelerinde liderlik vasıflarına sahip gençlerden olmaları, tabi bir baÅŸka ÅŸey de hepsinin itham edildikleri bir suçu itiraf ettirmek için aynı iÅŸkence sürecinden geçirilmiÅŸ olmaları.
 
Bu gençlerden biri olan, aynı zamanda Müslüman KardeÅŸlerin Ä°rÅŸad Bürosu üyesi Muhammed Taha Vahdan’ın oÄŸlu olan Ahmet Taha Vahdan hapse girdikten birkaç ay sonra dünyaya gelmiÅŸ olan kızı Leyla’ya veda mektubunda ÅŸunları söylüyor: “Kızım Leyla, bil ki senin baban hiçbir suç veya günah iÅŸlemedi. Bütün hayalim, seni korumak ve korunabileceÄŸin bir vatana ulaÅŸmaktı, tabii ki içinde yaÅŸayacağın bu kadar büyük bir hapishane deÄŸil. Beni affet seni kucağıma alamadığım ve tertemiz alnından öpemediÄŸim için, ama bizi kimsenin ayıramayacağı ve vedalaÅŸmanın olmayacağı cennetin kapısında bekleyeceÄŸim.” Ahmet Taha üç yıllık tutukluluÄŸu esnasında kızını sadece uzaktan iki kez görebildi.
 
9 gençten biri olan Ezher Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öÄŸrencisi Ahmet Mahrus da veda mektubunda katliyle suçlandığı baÅŸsavcı HiÅŸam Bereket’i tanımadığına ve ismini ilk kez duymuÅŸ olduÄŸuna Allah’ı ÅŸahit tutarak yemin ediyor.
 
Son yazımızda Sisi’nin idamcı hakimlerinin tipolojisini ortaya koymuÅŸtuk. Bunlar da ÅŸehitlerin tipolojisi. Bu maktuller onları ölüme mahkum eden hakim-cellatlarından daha uzun yaÅŸayacak bunda hiçbir kuÅŸku yok. Onları öldürme emri veren diktatörden de daha uzun, daha namlı, daha saygın ve daha onurlu yaÅŸayacakları da ÅŸimdiden belli olmuÅŸtur.
 
Onları idam yoluyla bir tür Kaşıkçı cinayeti marifetiyle katlettiren Sisi’nin bütün bu cinayetlerinin arkasında derin bir korkunun olduÄŸu da çok açık. En güçlü olduÄŸu, insanların hayatına mal olan bu ÅŸiddeti ortaya koyduÄŸu anlar aslında onun en zayıf, en korkak, ecelinden kaçmak için cinayetleri göze alan bir çaresizlik içinde olduÄŸu anlardır.
 
Tıpkı Firavunlar gibi, kehanette görünen sonundan kaçabilmek için o günlerde köle durumunda bulunan Ä°srailoÄŸullarının “erkek çocuklarını katletmesi” gibi. Oysa erkek çocuklarını katletmesi bile Firavun’u beklenen sondan kurtaramamıştı.
 
Sisi Rabia meydanında en az 3 bin kiÅŸiyi olabilecek en vahÅŸi ÅŸekillerde dünyanın gözü önünde katletti. Kendisini savunma bakanı olarak atamış olan seçilmiÅŸ meÅŸru bir cumhurbaÅŸkanını silah zoruyla devirmiÅŸ olmasına “darbe” demeyen “demokratik, medeni batı” onun savunmasız-silahsız barışçıl gösterilerini yapmakta olan bu kadar insanı bir günde bu vahÅŸilikte öldürmesi karşısında bile ağız deÄŸiÅŸtirmedi.
 
Fransa daha yeni kendisiyle 30 anlaÅŸmaya imza attı. Yalan olmasın bu imzaları atarken, Macron bir yandan da insan hakkı ihlallerini Ä°slami terörizme de baÄŸlayarak, bunun üzerinden Sisi’ye güya mesaj da verdi. Ama bu mesajı Sisi’nin alınması için hiçbir sebep yoktu. Çünkü bu söylemin kendisi Sisi’nin kendi cürümlerini aklayıp pazarlamak için baÅŸvurduÄŸu bir söylemdi zaten. Macron, Sisi ile yaptığı anlaÅŸmalarla üstüne bir de promosyon vermiÅŸ oluyordu.
 
Åžimdi Rabia meydanında katledilemeyenleri mahkeme prosedürleriyle ve idam ederek katlediyor Sisi.
 
Böylece “Kaşıkçı Cinayeti Modeli” Mısır’ın da resmi uygulaması olarak temayüz etmiÅŸ oluyor.
 
Bakalım, medeni dünya Mısır’daki Kaşıkçı tarzı cinayetleri ne zaman görecek?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.