Sosyal Medya

Güncel

Beşir Ayvazoğlu / ‘Medeniyetimizin musikisinden ayrı kalmayın!’

BeÅŸir AyvazoÄŸlu - KARAR



CumhurbaÅŸkanlığı Klasik Türk MüziÄŸi Korosu, Cemal ReÅŸit Rey Konser Salonu’nda bugün saat 11.30’da Mehmet Güntekin yönetiminde “Esâtîz-i Elhan” isimli bir konser veriyor. “Musiki Üstatları” anlamına gelen “Esâtîz-i Elhan”ın eski musikimizle azçok iliÅŸkisi olanlara hemen büyük müzikolog ve bestekâr Rauf Yekta Bey’i hatırlattığından eminim.
 
Yenikapı Mevlevihanesi ÅŸeyhi Celâleddin Dede’den tanbur, aynı mevlevihanenin neyzenbaşısı Cemal Dede ile Aziz Dede’den ney öÄŸrenen Rauf Yekta Bey, Zekâi Dede ve Bolâhenk Nuri Bey’den klasik repertuarı meÅŸk etmiÅŸtir. Ancak çalışmalarını musiki tarihi ve nazariyatı  üzerinde teksif ettiÄŸi için bestekârlık ve icracılığı ikinci planda kalır. Çok genç yaÅŸta mükemmel bir ÅŸekilde öÄŸrendiÄŸi Arapça, Farsça ve Fransızca sayesinde derin bir musiki bilgisi edinen ve geçen yüzyılın baÅŸlarında çıkan Åžehbal, Yeni Mecmua, Hâle ve Nota gibi dergilerde çok sayıda makalesi yayımlanan Rauf Yekta Bey, musikimizin temel kaynaklarına derinliÄŸine vâkıftı. Lavignac’ın Encyclopedie de la Musique’i için de “La Musique Turque” maddesini o yazmıştır. Eski musikimiz hakkında yazılmış ilk ilmî metin olan bu madde deÄŸerini hâlâ koruyor.
 
***
 
Rauf Yekta Bey, büyük bestekârlar hakkında da kapsamlı metinler yazmaya da karar vermiÅŸti. Bunlardan ancak beÅŸini yazabilmiÅŸ, üçünü neÅŸredebilmiÅŸtir: Hoca Zekâi Dede Efendi (1902), Hoca Abdülkadir Meragî (1902) ve Dede Efendi (1924). Safiyüddin ve Hacı Arif Bey cüzlerinin niçin basılmadığını kendisi ÅŸöyle anlatıyor:
 
“O tarihte bir taraftan Encümen-i TeftiÅŸiyye ve Muayene nâmı verilen sansür heyetinden müsveddelerin basımı için izin almaktaki zorluklar, diÄŸer taraftan bu gibi telif eserlere okuyucular tarafından gösterilen raÄŸbetin azlığı hevesimi kırmış ve daha doÄŸrusu eserin basımına devam etmekliÄŸime maddî imkân bırakmamıştı.”
 
Basılabilen -yukarıda isimlerini zikrettiÄŸim üç cüz- musikimizin büyük bestekârları hakkında yazılmış ilk önemli metinlerdir. CumhurbaÅŸkanlığı Klasik Türk MüziÄŸi Korosu, bugün iÅŸte bu bestekârların Rast, Hicazkâr, Hicaz, Nevâ ve UÅŸÅŸak makamlarında seçkin eserlerini seslendirecek. Bu eserler arasında Meragî’nin meÅŸhur “Haydarname”siyle Dede Efendi’nin eÅŸsiz “Rast Kâr-ı Nev”i de bulunuyor
 
 
 
Konserde, yaÅŸayan en önemli tanburilerimizden biri olan Murat Aydemir’in Rauf Yekta Bey’den seslendireceÄŸi Mahur PeÅŸrev’in ardından Hüseyin Kıyak, Anıl YurttaÅŸ ve Aybige Demir Okan’dan Dede Efendi ve Zekâi Dede’nin nefis ÅŸarkılarını dinleyeceÄŸiz. KeÅŸke siz de bizimle olsaydınız.
 
***
 
CumhurbaÅŸkanlığı Klasik Türk MüziÄŸi Korosu’nun bugünkü konserinde solist olarak da yer alacak olan Hüseyin Kıyak, asıl mesleÄŸi edebiyat öÄŸretmenliÄŸi olmakla beraber kendini musikiye vakfetmiÅŸ çok genç, çok titiz bir araÅŸtırmacıdır ve musikimiz hakkında bir hayli yayını vardır. Bunlardan son ikisini çok önemsiyorum. Yüzyıllık Metinlerle Tanburi Cemil Bey (2016) isimli birinci kitapta, Cemil Bey hakkında geçen yüzyılın baÅŸlarından itibaren yazılmış yazılar tozlu gazete ve mecmua koleksiyonları bir bir taranarak bir araya getirilmiÅŸtir. Bunun nasıl büyük bir sabır ve emek iÅŸi olduÄŸunu, böyle bir iÅŸe soyunmamış olanlar bilemezler.
 
GelmiÅŸ geçmiÅŸ en büyük tanburilerimizden biri olan Cemil Bey gramofon devrine yetiÅŸtiÄŸi için icralarının büyük bir kısmı günümüze ulaÅŸmıştır ve bu musikimiz açısından büyük bir ÅŸanstır. Ancak musiki dahil, zengin kültürümüzün mahfuz olduÄŸu yazılı metinlerin çok büyük bir kısmı alfabe engeli yüzünden hâlâ ulaşılamaz haldedir. Bu hazineden istifade edebilmek için eski harfleri bilmek de yetmez; eski dile ve kültüre vâkıf, hiç olmazsa aÅŸina olmak gerekir. Bir misal: Ahmet Rasim’in kitaplaÅŸmamış yazılarının -ki çok büyük bir kısmı Ä°stanbul inanılmaz zenginlikteki kültürünü yansıtır- künyeleri ve birer ikiÅŸer cümlelik özetleri iki büyük cilde ancak sığmıştır. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin eski müdürlerinden rahmetli Muzaffer Gökman’ın hazırladığı Ahmet Rasim bibliyografyasını inceleyiniz, göreceksiniz. Bütün bunların gün ışığına çıkması için Hüseyin Kıyak gibi bilgili, meraklı ve çalışkan gençlere ihtiyaç var.
 
***
 
Hüseyin Kıyak, Cemil Bey hakkındaki yazıları toparlayıp yeni harflere çevirerek musiki tarih ve kültürümüze hakikaten büyük bir hizmette bulunmuÅŸ, daha sonra Mesut Cemil’in yazılarının peÅŸine düÅŸmüÅŸtür. Mesut Cemil, Tanburi Cemil Bey’in oÄŸludur; babası gibi tanbur virtüözü, babası gibi kedici, radyocu, Türkçeyi fevkalade güzel konuÅŸan bir spiker ve üslûp sahibi bir yazar… Onun kaleminden çıkma Tanburi Cemil’in Hayatı (1947), biyografi edebiyatımızın seçkin örneklerinden biridir. Hüseyin Kıyak’ın bu bu çiçeÄŸi burnundaki çalışması da Mızrabı, Yayı ve Kalemiyle Mesud Cemil (2019) adını taşıyor.
 
Ä°ki kitap da Kubbealtı NeÅŸriyatı tarafından yayımlandı ve ikisinin de tasarımı Ersu Pekin’e ait. Bu kitaplardaki güzel yazıları okuyup baba-oÄŸul iki büyük virtüözün dünyasında gezinirken aynı zamanda kitap mimarisinin nefis örneklerini temaÅŸa ediyorsunuz.
 
***
 
“Esâtîz-i Elhan” program broÅŸürünün sonunda Türk Musiki Vakfı’nın logosu kullanılmış; altında ÅŸöyle bir motto var:
 
“Medeniyetimizin musikisinden ayrı kalmayın!”
 
Esâtîz-i Elhan’ın Dede Efendi cüzünün iç kapağı. Dede Efendi isminin altındaki satırda “Bu sahifede muharririn mührü  bulunmayan nüshalar sahte olduÄŸundan bayii kanunen mes’uldür” yazıyor. Bizdeki nüsha mühürsüz olduÄŸuna göre korsan nüshalardan biri olsa gerek. Korsan yayıncılık demek ki yeni bir iÅŸ kolu deÄŸil.
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.