Özel / Analiz Haber
Zaten Türkiye'deki kahramanların birçoğu kendilerinin kahraman olduğunun bile farkında değil
Follow @dusuncemektebi2
Bir yerlerden kahaman çıkmasını, birilerinin kahraman olmasını beklemeye gerek yok. Zaten Türkiye'deki kahramanların birçoğu kendilerinin kahraman olduğunun bile farkında değil. .
Benim çocukluk kahramanım Cüneyt Arkın'dı, babamınki de... Birçok kılıkla çıkardı karşımıza; kimi zaman Kara Murat, kimi zaman Battal Gazi, kimi zaman Battal Gazi'nin oÄŸlu ya da MalkoçoÄŸlu. Bunlar Arkın'ın tarihî kılıklarıydı. Bir de Komiser Kemal, Yıkılmayan Adam suretinde çıkardı ki karşımıza, modern çaÄŸlarda nasıl kahraman olunur gösterirdi herkese.
Benim oÄŸlumun karamanının kim olacağını bilmiyorum ama umulur ki onunki de Cüneyt Arkın olsun. "Neden bir aktörden kahraman olsun ki?" diye bir soru gelebilir akıllara. Nihayetinde kurgu dünyasının yarattığı tiplerden ibaret… Onlarca kurÅŸun yiyip de ayakta ölen birinin gerçekliÄŸini sorgulamak bile abesle iÅŸtigal çünkü böyle bir ÅŸeyin olması imkânsız. Evet, olaylara zahiri bakışla bakıldığında bu böyle görünebilir fakat bir adım sonrasını düÅŸünürsek Cüneyt Arkın'ı kahraman görmekle Fethi Sekin'in, Muhammed Fatih Safitürk'ün, Fırat Yılmaz ÇakıroÄŸlu'nun, Mehmet Selim Kiraz'ın, Necmeddin Yılmaz öÄŸretmenin, Aybüke Yalçın öÄŸretmenin, Musa Özalkan'ın, OÄŸuz KaÄŸan Usta'nın, Halil Kantarcı'nın, Mustafa Cambaz'ın ve Ömer Halisdemir'in kahramanlığını anlamanın yolu açılacaktır.
Cüneyt Arkın'dan Ömer Halisdemir'e nasıl yol açılsın ki?
Olayı biraz geriden alarak anlatmakta fayda var sanırım. Åžöyle: Sanal bir dünyada yaÅŸadığımız yalanı bize, itiraza mahal vermeyecek ÅŸekilde yutturuldu. Sanal bir dünyada yaÅŸadığımızı ve gerçekliÄŸin sorgulanması gerektiÄŸini söyleyenler ÅŸöyle demek istiyor aslında: "YaÅŸadığınız ve inandığınız her ÅŸey yalan, siz bir yalana ortak oluyorsunuz ve bu yalan düzeninin bir çarkı olarak yaşıyorsunuz. Böyle devam edin ama. Devam edin ki her ÅŸeyi yalan ve sanal olarak görmek sizi gerçekten uzaklaÅŸtıracak, bu da bizim iÅŸimize gelecek." Aslında baÅŸlı başına kendisi sanal olan bu düÅŸünceye katılmak, ÅŸikâyet edilen düzenin çarkı olmaktan baÅŸa bir ÅŸey deÄŸil. Hâlbuki yaÅŸadığımız her olay, aldığımız nefes kadar gerçek. Her gün okuduÄŸumuz, karşılaÅŸtığımız, duyduÄŸumuz bütün çirkin ve gayriinsani olayları sanal bir dünya ile açıklamanın imkânı yok. Bu ÅŸekilde düÅŸünmeye baÅŸladığımız an bir gün sıranın bize gelmesini bekleyeceÄŸiz demektir çünkü bizim deÄŸiÅŸmez gerçeÄŸe inancımız bir kez sarsıldı mı, o inanca bir ÅŸüphe girdi mi artık ondan dönüÅŸ de olmayacaktır. Yok olmayı bekleyebiliriz artık. Hâlbuki maddeyi ve manayı aynı kefede, aynı kıymette, aynı gerçeklikte deÄŸerlendirdiÄŸimizde dünyanın sanal olup olmamasının bir önemi kalmayacak. Sanal da gerçek çünkü… Hatta bir adım ileri gidip söylersem "simülasyon" denilen kavram bile gerçeÄŸin tam göbeÄŸinde çünkü simülatif dünyayı kuranların kendileri gerçek. Simülasyona inandığımız zaman, herhangi bir ÅŸeyin gerçekliÄŸine inanmamamız gerekecek çünkü vakaların olduÄŸu kadar duyguların da bir simülasyondan ibaret olduÄŸu söylendiÄŸinden aidiyet ve mensubiyet hislerimizi gömmemiz gerekmekte. Bu durumun yol açacağı ÅŸey ise elbette ki "dünya vatandaÅŸlığı"ndan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Herhangi bir kutsalı olmayan, aidiyet ve mensubiyet baÄŸlarını evrensel deÄŸerlere tâbi tutan bir insan tipi. Masalların ve destanların gerçekliÄŸinden ÅŸüphe duymayan benim gibi "hurafeciler" içinse bu elbette kabul edilebilecek bir durum deÄŸil.
Simülatif dünya inancından kahraman çıkaramazsınız. Hâlbuki kahramanlığın tek bir çıkış noktası var bizim topraklarımızda; gerek sinema olsun, gerek cenknameler, battalnameler, gazavatnameler olsun, gerek tarihî romanlar, destanlar olsun, gerekse kurgusal olmadan yaÅŸadığımız hayat olsun tek bir söylemle karşımıza çıkıyor kahramanlık: "Din ü devlet, mülk ü millet." Dünden bugüne kahramanlığın dayandığı baÅŸka bir nokta söz konusu deÄŸil. Kahraman aslında bir "serdengeçti", kendi akıbetini düÅŸünmeden sadece yapması gerekeni yapan ve yapması gerekeni yaptığı için "kahraman" payesi verilen insan.
KöroÄŸlu'ndan OÄŸuz KaÄŸan Usta'ya
Nihal Atsız'ın "Ä°nsan büyür beÅŸikte/Mezarda yatmak için/ Kahramanlar can verir/Yurdu yaÅŸatmak için" ÅŸeklinde biten Kahramanların Ölümü ÅŸiiri, ismi ve ÅŸekli deÄŸiÅŸen fakat ruhu deÄŸiÅŸmeyen kahramanlık kavramını anlatmak açısından oldukça önemli. Atsız'ın mısralarını her gün ÅŸahit olarak yaşıyoruz.
Biraz geriye gidelim; Türk ÅŸiirinin uçbeylerinden olan KöroÄŸlu'nun ne yaptığı, kim olduÄŸu ve görevi hakkında birçok rivayet ve varyant var. Biz bugün elimizde olan ve KöroÄŸlu'na nispet edilen ÅŸiirlerden biliyoruz ki o vatan için atına binip eline kılıcını alıp cenk etmiÅŸ yiÄŸit bir kahraman. "Köroglu der durman edek cengimiz/Bundan belli olsun yiÄŸit hangimiz/Üç saat sürmeli burda hengimiz/Tarih yazın ÅŸu daÄŸlara niÅŸane." Gerçekten de tarih onu ve arkadaÅŸlarını yazdı, yazdı ki yüzyıllar sonra dahi kahraman deyince, yiÄŸit deyince onun adı anılmadan, mısraı alıntılanmadan söze baÅŸlanmıyor.
Peki, Afrin ÅŸehitlerinin ya da OÄŸuz KaÄŸan Usta'nın KöroÄŸlu'ndan farkı var mı? Ä°ki farkı var: Ata deÄŸil tanka bindi, kılıç deÄŸil silah tuttu. Hepsi bu. Adı farklıymış, cismi farklıymış mühim deÄŸil. Åžekli deÄŸiÅŸen fakat ruhu aynı kötülükle kalan düÅŸmana, aynı yürekle saldırdılar. Türk ordusunun Zeytin Dalı Harekâtı sırasında Musa Özalkan'dan sonra ÅŸehit düÅŸen isim olan OÄŸuz KaÄŸan Usta 30 yaşındaydı, evliydi ve bir kızı vardı. Sanırım bu son cümleyi kurduktan sonra baÅŸka bir ÅŸey söylemek gereksiz olacak.
OÄŸuz KaÄŸan Usta gibi on binlerce ÅŸehit verdik. On binlerce kahraman, yurdu yaÅŸatmak için can verdi. Onları hep tarihin sayfalarında aramamıza gerek yok, bir gün bir polis memuru kılığına girip Fethi Sekin adıyla çıkıveriyorlar, bir gün bir öÄŸrenci kılığına girip Fırat Yılmaz ÇakıroÄŸlu adıyla, bir gün de öÄŸretmen kılığına girip Necmeddin Yılmaz, Aybüke Yalçın adlarıyla çıkıveriyorlar.Ellerine illa silah almalarına gerek yok onların. Dökülen kanlarıyla temsil ettikleri ÅŸey vatan kelimesinin lügat manası aslında…
Bir kahraman bekleyelim mi?
Osman Yüksel Serdengeçti, Bir Kahraman Bekliyoruz ÅŸiirinde beklenilen kahramanı bütün cepheleriyle anlatır. Ona bir tip çizer ve görevler verir fakat gerçekten bir kahraman beklemeli miyiz? Bu soruya düÅŸünmeden "Hayır" cevabını verebilirim çünkü beklenilen bir ÅŸeyin sun'i olacağını düÅŸünüyorum. Serdengeçti merhum, bir prototip çiziyor ÅŸiirinde; salvetiyle yeri göÄŸü, doÄŸuyu batıyı titreten, yeni fetihler yapan, Yavuz olmaya, Musa olmaya aday bir kahraman tipi. Devrin ÅŸartları gereÄŸi böyle bir tip çizimi normaldir ama bugüne gelip baktığımızda böyle bir kahraman tipi beklemenin bir manasının olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Böyle düÅŸünmüyor olmamın sebebi bu tipin sadece dışrak bir tip olması. Fetihler yapan, Allah'ın saltanatını yeniden kuran, Tur Dağı'na tecelli eden bir kahraman tipini varımızla yoÄŸumuzla beklemek bizi bugün küçük ve basit mevzuların kahramanı olmaktan alıkoyacak. Ferdin kendinde, en sıradan en basit, en gündelik olaylarda baÅŸlayan doÄŸru davranma yetisi, onu zaten doÄŸal bir süreçle kahraman hâline getirecek.
Eline silah almasına da gerek yok demiÅŸtik. Ä°ÅŸini layıkıyla yapan memur, hakkından fazlasına tamah etmeyen siyasetçi, çalışanlarının hakkını tamı tamına ve geciktirmeden veren iÅŸveren, evine helal para götürmek için çalışan baba, faize bulaÅŸmamak için kira vermeye razı olan kiracı ve kiracısına zulmetmeyen ev sahibi… Bu listeyi saymakla bitiremeyiz, iÅŸte bir kahraman olarak bu insanları da bir kenara yazmak gerekecektir çünkü o güzel aforizmada ÅŸöyle diyordu: "Adalet her ÅŸeyin yerli yerinde olması, zulüm ise hiçbir ÅŸeyin yerli yerinde olmaması."
Her ÅŸeyin yerli yerinde olması, zaten olması gereken ÅŸey fakat artık hiçbir ÅŸey yerli yerinde olmadığından, az biraz yerli yerindelik durumu, bu durumu gerçekleÅŸtiren insanı doÄŸal olarak kahraman konumuna sokacak.
Bir yerlerden kahraman çıkmasını, birilerinin kahraman olmasını beklemeye gerek yok, zaten Türkiye'deki kahramanların birçoÄŸu kendilerinin kahraman olduÄŸunun bile farkında deÄŸil. Ä°htiyaç hâsıl olduÄŸu zaman tabiri caizse genlerine yüklenmiÅŸ olan program devreye giriyor ve yapması gereken ÅŸeyi yapıyor.
Laciver Dergi - RaÅŸit UlaÅŸ
.
Henüz yorum yapılmamış.