Güncel
Ali Haydar Haksal / DeÄŸerler ve ilkeler
Ali Haydar Haksal - Milli Gazete
Zamanın hızlı akışında, döngüsünde, ciddî bir deÄŸerler yitimi var. DeÄŸerlerin yitimiyle birlikte ilkesizlikler de hayatın bir özü hâline dönüÅŸüyor. Giderek bir millet asıl merkezinden uzaklaşıyor. BambaÅŸka bir alana doÄŸru savruluyor.
Bu alan neresidir, neler olacak, bu, zamanla belli olacak. Büyük bir boÅŸluk oluÅŸuyor. Ä°nsanlığı besleyecek ana düÅŸüncelerden ve ilkelerden uzaklaşıldıkça yozlaÅŸmalar oluyor. Artık bir deÄŸerin veya kavramın bir anlamı kalmıyor. Ne söylenirse söylensin ne yapılacaksa yapılsın karşılık bulmuyor.
Ä°nsanlığın sınandığı birçok yön var. Öncelik nefsi ve dünyevî sınanma insanı tutumunu belirliyor.
DüÅŸünce boÅŸlukları oluÅŸmaya baÅŸladıktan sonra insanların savrulmaları kolaylaşıyor. Âdeta ayakları yer tutmuyor. Kaygan bir zeminden söz etmenin bir anlamı bile olmuyor. Hayatın kendisi ve tarzı tamamen kayganlaşıyor. Ölçüleri ve deÄŸerleri olmayan toplumlar için hemen her ÅŸey geçerli oluyor, yani mubahlaşıyor. Ä°lkesizlik ile istenilen yere doÄŸru gidebiliyor, savrulabiliyor.
Milletlerin kiÅŸiliklerini oluÅŸturan erdemler ve deÄŸerler ana ilkelerdir. Müslümanlar için ise özellikle olması gerekenler bulunur. Bunlar; haramlar, ÅŸirke ve inkâra götüren oluÅŸlar, buna zemin hazırlayan süreçlerdir.
Ä°nsanın deÄŸersiz kılınması, insana insan olarak bakılmaması ve yanaşılmaması önemli sorunlardan. Ä°nsana insan olarak yaklaşıldığında bir gönül bağı ve akışı saÄŸlanıyor. Kalpten kalbe bir güven bağı ve yolu açılmış oluyor. En beklenmedik bir zamanda bu baÄŸ insanları birbirine baÄŸlıyor.
DespotluÄŸun, acımasızlığın, buna baÄŸlı hile ve desiselerin yerleÅŸmesi insanı insan olma özelliklerinden uzaklaÅŸtırıyor. Hangi toplumun ne gibi özellikleri var, hangi düzlemde kendi olabiliyor, kendisin tanımlayan durumlar nedir gibi sorular ister istemez sökün ediyor.
Ä°nsanlık ne yazık ki giderek ilkelliÄŸe doÄŸru hızla kayıyor. Ä°slâm öncesi karanlık dönemlere yeniden sürükleniliyor. Irk, renk, boy, konum farklılıkları giderek ağırlık kazanıyor. Öfke gücün etkili olduÄŸu bir dönem yeniden devreye giriyor. Gönül ehli insanların veya çevrelerin de güç ve öfke dairesine dâhil oluÅŸları zor olan dönemi daha da zorlaÅŸtırıyor. Ä°nsanlar adeta firavunlaşıyorlar. Kendilerine baÄŸlı ya da kendi hizmetlerinde olan köleler ya da karşıtları gibi bir sınıflamaya doÄŸru gidiliyor.
Bu sadece Müslümanlar açısından deÄŸil insanlık açısından da böyle. Müslümanlar da bundan fazlasıyla etkileniyorlar.
DeÄŸerler yitimi söz konusu olunca kiÅŸilerin Müslüman olup olmamaları çok da önemli olmuyor yakın bir gelecekte insanlığın artık tamamen dindışı bir hayata doÄŸru gittikleri zamanla görülecek. Böyle olunca artık Müslümanlara ait bir dünyadan söz edilemeyecek. Bu, giderek da baskın hâle geliyor.
BoÄŸazlarından haram lokmalar dizim dizim oluyor. Ä°slâm’ın reddettiÄŸi, yasak saydığı hiçbir ÅŸey artık olumsuzlanmıyor. Kabul görüyor ve benimseniyor. Küçük oluÅŸlar büyük uçurumlara doÄŸru götürüyor.
Bir başına Müslüman olma bilinci bile çok deÄŸerli. Bu deÄŸerden kopuÅŸ insanı kendinden uzaklaÅŸtırıyor.
GüvensizliÄŸin olduÄŸu bir zamanda güven duygusunun yeniden oluÅŸumu sahih Müslümanlara baÄŸlı. Ödünsüz ve cihat ruhuyla yaÅŸama bilinci. Hak rızasına baÄŸlı bir hayat tarzı. Tartıda dünyalık mı, hakkaniyetlik mi, adalet mi, adaletsizlik mi, insaf mı insafsızlık mı, vicdan mı vicdansızlık mı, hakka davet mi ötelemek mi ve ötelemelere neden olmak mı? Bunların tamamı tercihlere baÄŸlı. Müslüman hak rızasına olan yönelim ve tercihlerinden ancak huzurlu olabilir. Yönünü ve akarını bulabilir. Tek bir kiÅŸi bile kalsa haktan ayrılmaması tek ilke.
Henüz yorum yapılmamış.