Sosyal Medya

Güncel

Ahmet Taşgetiren / Adaletsizliğe gerekçe üretmekten vazgeçmeliyiz

Ahmet TaÅŸgetiren - Karar



Kur’an-ı Kerim’in Tekvir suresinin 8-9’uncu ayetleri ÅŸöyledir: 
“Diri diri gömülen kızın hangi suçundan dolayı öldürüldüÄŸü sorulduÄŸu zaman....”
 
Ä°slam öncesi Arap toplumunda kız çocukları utanç sebebi sayılıyor ve doÄŸumdan sonra diri diri topraÄŸa gömülüyordu.
 
Savunma?
 
Savunma yoktu. Çünkü aÄŸzı dili yoktu çocuÄŸun.
 
Kur’an bunun kayda geçtiÄŸini ve “defterlerin bir gün açılacağı”nı (Tekvir, 10), “o gün her insanın kendisi için ne hazırlamış olduÄŸunu göreceÄŸi”ni (Tekvir, 14) bildirir. Ä°ÅŸte orada diri diri topraÄŸa gömülen savunmasız kız çocuÄŸu için de adalet gerçekleÅŸecektir. 
 
Adalet konusunuda duyarlı olmak, Müslümanın olmazsa olmazıdır.
 
Bir Müslümana “Falancayı savunmak size mi düÅŸtü?” sorusunu sormak kadar abes bir yaklaşım olamaz.
 
“Allah adaleti emreder.”
 
Bir Müslüman bu Kur’an ayetini her Cuma namazında hutbedeki Hoca’nın aÄŸzından duyar.
 
“Allah adaleti emreder.” Bu kadar açık, net.
 
“Adaleti ikame etmek-ayakta tutmak, yere düÅŸmemesine, yerlerde sürünmemesine itina etmek”, Kur’an’la Müslümana verilen görevdir. 
 
Hak hukuk ihlaline karşı titizlik!
 
Ebediyete, -hayvanlar dahil- bir baÅŸkasına, zulüm yüküyle gitmemek Müslümanın temel duyarlılıklarındandır.
 
Ä°slam’ın “Hakk-ı ibad-Kul hakkı” diye nitelediÄŸi ÅŸey, belki en çok adalet alanındaki ıskalamalarla ihlal ediliyor.
 
Maide Suresi 8’inci ayet adalet alanındaki savrulmalar noktasında o kadar net uyarılar taşıyor ki, bu ayet cümle cümle incelendiÄŸinde “Müslümanın sıkı adalet disiplini” hayat bulur. Gelin okuyalım:
 
“Ey iman edenler!
 
- Allah için hakkı ayakta tutan,
 
- Adaletle ÅŸahitlik eden kimseler olun.
 
- Bir topluluÄŸa duyduÄŸunuz kin, sizi âdil davranmamaya sevketmesin.
 
- Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır.
 
- Allah’a isyandan sakının.
 
- Allah yaptıklarınızı hakkıyle bilmektedir.”
 
***
 
Acaba kendi içimize bakar mıyız biz, yargılayan konumunda olduÄŸumuzda, bir kiÅŸiye, topluluÄŸa karşı yüreÄŸimizdeki kin kararlarımızı nasıl etkiliyor?
 
Peygamberimiz “YiÄŸit kiÅŸi güreÅŸte rakibini yenen deÄŸildir, öfkelendiÄŸinde öfkesini yenendir” buyuruyor. Öfke, kin, insanın kimyasını bozar, insanın kimyası bozulduÄŸunda da adaleti ayakta tutmak kolay deÄŸildir. ÇocuÄŸunuz, eÅŸiniz, çalışanınız, siyasette rakibiniz vs... Hadi “Öfkemi yuttum” deyin bakalım... O kadar kolay deÄŸil. 
 
Hep söylüyorum, Türkiye’de bir yargı-adalet sancısı var.
 
Cumhuriyet’in başından beri var. Adaletsizliklerden en çok zarar görmüÅŸ bu iktidar döneminde de var. Ä°ktidar, döneminin baÅŸlangıcında kurulu düzenin adaletsizliÄŸinden çekti, kapatılmaktan zor kurtuldu, sonra FETÖ güdümlü yargı döneminin çarpıklıkları geldi ve bugün de “Tehdit algıları”nın oluÅŸturduÄŸu iklimde “normalleÅŸtirilen” adaletsizlikler var.
 
En kötüsü de bu. AdaletsizliÄŸi normalleÅŸtiriyoruz, içimize sindiriyoruz, kabul edilebilir hale getiriyoruz, gerekçe üretiyoruz. Fark kalmıyor adaletsiz dönemlerle.
 
“Terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” tarzında bir ceza yasası var.
 
Bakıyorsunuz mahkemeler çatır çatır bu gerekçe ile mahkumiyet kararları veriyor.
 
Ne ilginç deÄŸil mi, aynı maddeden bir kiÅŸinin “Hem PKK’yı hem DHKP-C’yi hem FETÖ’yü bilerek isteyerek destekliyor olmak”la suçlanıp mahkum edilebilmesi... Bu örgütlerin birbiriyle savaşıyor olmaları, ideolojik anlamda tam karşı kutuplarda bulunmaları yasa maddesinin aynı kiÅŸiye uygulanmasına mani olmuyor.
 
Ä°slami alanda çalıştığınızı düÅŸünüyorsunuz ama hakkınızda PKK’yı desteklemekten dava açılıyor, solcusunuz, FETÖ’nün can düÅŸmanısınız FETÖ’yü desteklemekten mahkum oluyorsunuz, liberalsiniz, her ÅŸey oluyorsunuz...
 
Åžunu yazıp bitireyim: Öncelikle adaletsizliklere gerekçe üretmekten vazgeçmeliyiz. Çünkü adalet mülkün temelidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.