Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Mahmud Erol Kılıç: İngiliz Sünniliği ve İngiliz Şiiliği arasında sıkışan Anadolu irfanı

Allah'ın adıyla ve Merhabalar diyerek ilk köşe yazımızı sizlere sunmak istiyoruz muhterem okuyucular.



Hatırlayanlarınız olacaktır 1982 yılında Müslümanlığı seçen meÅŸhur Fransız düÅŸünür Roger Garaudy kısa bir müddet sonra da Türkiye'ye gelmiÅŸti. Bir cumartesi günü Taksim'de bir otelde konuÅŸma yapacağını öÄŸrenen bir üniversite öÄŸrencisi olarak bendeniz büyük bir merakla kendisini dinlemeye gitmiÅŸtim. Üzerinden yaklaşık otuz sene geçmiÅŸ bir konferansın tam olarak muhtevasını bugün sizlere nakledemeyebilirim belki ama peÅŸinden bir gazetecinin kendisine sorduÄŸu soru ve aldığı cevap hiçbir zaman aklımdan çıkmadı. Sorsanız biyolojik evrimi belki de saatlerce size savunacak bir gazetecinin entelektüel tekamülü hiçe sayan sorusu ÅŸöyle idi: “Biz sizi tanıyoruz Bay Garaudy. Önceleri Marksist-Leninist ve ateist idiniz. Sonra Maoist oldunuz. Daha sonra Sovyet veyahut Çin eksenli devlet Marksizmini tenkid ederek Avrupa Komünizmi (Eurocomunism) yaklaşımını benimsediniz. Bir müddet böyle devam ettiniz. Bu arada Budizm'e ilgi duydunuz ve ben Budist bir Marksistim dediniz. Sonra Katolik kökenlerinizi keÅŸfettiniz ve Hristiyan bir Marksistim dediniz. Latin Amerika'da bir elinde Ä°ncil bir elinde Das Kapital tutan bir papazın baÅŸlattığı 'Özgürlükçü Ä°lahiyat' akımına sempati duydunuz, onları destekleyen yazılar yazdınız. Sonra Marksizm artık bitmiÅŸtir dediniz ve Marksizm ideolojisinden ayrıldınız. Bir müddet sonra Vatikan ve Hristiyan ilahiyatı ile de ters düÅŸmeye baÅŸladınız ve oradan da koptunuz. Åžimdi ise Müslüman oldum diyorsunuz. Size sorum ÅŸu: Bundan sonra ne olmak istiyorsunuz?”.
Yeni Müslüman olmuÅŸ ve de ülkemizi ziyarete gelmiÅŸ bir misafire böyle terbiyesizce bir soru sorduÄŸu için biraz da gençliÄŸin verdiÄŸi heyecanla çok kızmıştım o gazeteciye. Ama aldığı cevap karşısında o tatmin oldu mu bilmiyorum ama ben çok keyiflenmiÅŸtim. Bir müddet süren o tefekküri sessizlikten sonra Garaudy; “Evet arkadaşım bu saydıklarınızın hepsi doÄŸru. Ama ÅŸunu bilmenizi isterim ki defineciler aradıkları hazineyi buluncaya kadar önce yatay olarak yüzeyde dolaşırlar. Oraya kadarki ellerindeki cihaz üstünde durdukları yerin altında kıymetli bir maden olduÄŸu sinyalini kendilerine verinceye kadar. Ondan sonra satıhta dolaÅŸmayı bırakırlar ve kazmaya baÅŸlarlar. O ana kadar yatay devam eden arayışları artık dikey hale gelir. Benim hikayem de böyle. Her nereye gittimse samimi olarak ontolojik yerimi arıyordum. Ama nereyi kazdımsa altından o çıkmadı. Åžimdi ise bir yere geldim, çok canlı hissediyorum ayağımın altı kaynıyor. O noktanın adı Ä°slam. Ama arayışım bitmeyecek. Åžimdi de onun dikey katlarında kendimi aramayı sürdüreceÄŸim, merak etme…”.
Bu müthiÅŸ cevap karşısında salon alkıştan yıkılmıştı. Ve aynen dediÄŸi gibi de yaptı rahmetli. Vefatına kadar sonraki otuz yıllık hayatını Ä°slam maneviyatı platformunda dikey olarak kendini aramakla geçirdi. O arayışın yapısı gereÄŸi olan münzeviliÄŸini zaman zaman insanlık ahvali üzerine yaptığı yorumlarla bozdu. Aydın sorumluluÄŸuna sahip birisi olarak halvetini encümende yaptı. GörüÅŸlerini yazdığı pek çok kitapta dile getirdi. Ama bir tanesi var ki bugün için çok mühim ikazlar ihtiva ediyor. Adeta bir çığlık var, bir haykırma var o kitapta. Fransızcası Entegrizm olan ve Türkçesi mütercim tarafından daha güncel bir kelime tercih edilerek tercüme edilen bu kısa eserde (Garaudy, Yobazlıklar, trc. Cemal Aydın, Ä°stanbul 2016) modern insanın nasıl tek düze ve dayatmacı bir anlayışa geldiÄŸinin analizi yapılmakta. Hususen ananeden kopan Müslüman'ın nasıl seviyesizleÅŸtiÄŸinin anlatıldığı 3. bölüm hakikaten üzerinde uzun uzun durmayı gerektiren cesur tespitler içeriyor. Tespitin özeti muazzez Ä°slam dininin nasıl bir ceza hukuku alt dalı haline indirgendiÄŸinin içsel dinamiklerini anlamanın lüzumu diyebiliriz.
Günümüzde bir taraftan Ä°ngiliz SünniliÄŸinin diÄŸer taraftan Ä°ngiliz ÅžiiliÄŸinin nasıl Ariflerin Ä°slamını öldürdüÄŸünü anlamak istiyorsanız bu kitabı tavsiye ederim. O ariflerin “Göçtü kervan kaldık daÄŸlar başında” sözlerindeki ikazı ve “daÄŸ başı”nın neresi olduÄŸunu anlamak istiyorsanız tavsiye ederim. Anadolu irfanı nasıl yetim kaldı, yerine tekfirci yaklaşım nasıl geçti anlamak istiyorsanız bir kere daha tavsiye ederim. Maateessüf! Batı tıp fakültelerinde hala kaynak kitaplardan birisi olan Tıp Kanunları kitabının, Ariflerin Makamları'na dair meselelerin, Namazın Sırları'na dair risalenin yazarı büyük bilge Ä°bn-i Sina'nın, Erdemli bir Medeniyet nasıl inÅŸa edilir derdinde olan bir Uzluk oÄŸlu Farabi'nin yedi asırdır bu topraklarda yaÅŸayan alimler tarafından ancak eserleri üzerine ÅŸerhler, haÅŸiyeler yazılırken yedi asır sonra gelen yeni yetme molla özentileri tarafından tüyler ürpertici bir mantıkla nasıl kafir ilan edildiÄŸini merak ederseniz hararetle tavsiye ederim. 
 
YENİ ŞAFAK ARŞİV

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.