Sosyal Medya

Kürsü

Abdülhamid'in hanımının mektubu: Bizi sürgüne gönderirken dört yaşındaki oğlumuz için ayırdığımız paraları bile aldılar

Geçen gün, Sultan Abdülhamid’in İstanbul’da çıkan 31 Mart Hadisesi’ni bastıran Hareket Ordusu’nun kumandanı Mahmud Şevket Paşa’ya Selânik’teki sürgün günlerinde gönderdiği bir dilekçeyi yayınladım…



Murat Bardakçı / Haber Türk
 
Sultan Abdülhamid, Ä°stanbul BüyükÅŸehir Kütüphanesi’nin yeni satın aldığı bir evrak kolleksiyonunda bulunan 5 Temmuz 1909 tarihli dilekçesinde kendisine de tahttan indirilen aÄŸabeyi BeÅŸinci Murad ile ailesine gösterdiÄŸi ihtimamın gösterilmesini beklediÄŸini söylüyor ve bazı taleplerinin yerine getirilmesi hâlinde Alman Bankası’ndaki bütün parasını orduya devredeceÄŸini vaadediyordu. Devrik hükümdar dilekçesinde “Ä°yi ve kötü, fakat iyi niyetle 34 yıl vallahi ve billâhi geceli gündüzlü devlet ve millete hizmet ettim. Åžeyhülislâm Efendi vasıtasiyle ettiÄŸim yemine aykırı hal ve harekette bulunmadım. MeÅŸrutiyet aleyhinde nüfuzumu kullanmadım. 31 Mart olayından vallahi bilgim yoktur. Ä°ÅŸte buralarını yeminle temin ederim” diyor ve içerisinde bulunduÄŸu vaziyeti de “…Servet ve eÅŸyam zaptedildi. PeriÅŸan ve ÅŸâyân-ı merhamet (merhamet gerektiren) bir halde kaldım” diye anlatıyordu.
 
Yayınım hayli ilgi çekti ama bazı çevreler bana demediklerini bırakmadılar. “Sultan Abdülhamid gibi büyük bir insanı zayıf gösteren böyle bir belge nasıl yayınlanır?”dan “Bunu yayınlamaktan maksadın nedir?”e, “Åžimdi zamanı mıdır?”dan tutun belgenin “sahte” olduÄŸuna kadar hayli tuhaf ithama maruz kaldım.
 
Åžu kadarını söyleyeyim: Belge yayınına karşı akıl, idrak ve ilim dışı böyle iddialara cevap vermeye lüzum hissetmek bile sadece zaman kaybıdır!
 
Bugün yine aynı kütüphanenin, yani Taksim’deki Atatürk Kitaplığı’nın satın aldığı evrak kolleksiyonunda bir baÅŸka belgeyi yayınlıyorum: Sultan Abdülhamid’in en küçük oÄŸlu Âbid Efendi’nin annesi Naciye Hanım’ın, kocası Abdülhamid’i tahtından indiren Hareket Ordusu’nun kumandanı ve sonranın sadrazamı Mahmud Åževket PaÅŸa’ya 26 Mart 1912’de gönderdiÄŸi mektubunu…
 
Bartınlı bir aileye mensup olan Naciye Hanım, mektubunda kocası Sultan Abdülhamid ile beraberce Selânik’e sürgüne gönderildikleri sırada ellerinden alınan ve içerisinde oÄŸlunun yegâne serveti olan paraların bulunduÄŸu çantanın kendilerine geri verilmesini istiyor, Yıldız Sarayı’ndaki eÅŸyalarının sabık hükümdarın büyük oÄŸlu Åžehzade Selim Efendi’ye teslim edilmesi ricasında bulunuyor ve Sultan Abdülhamid’in Maslak ÇiftliÄŸi’nin küçük oÄŸlu Âbid Efendi’ye verilmesi konusundaki talebini hatırlatıyor…
 
Bu taleplerin hiçbiri yerine getirilmedi ve Sultan Abdülhamid’in oÄŸlunun istikbali için ayırdığı nakit para ile hisse senetlerinden de bir haber alınamadı!
 
Mektubun enteresan ama gayet acı olan bir baÅŸka tarafı: Naciye Hanım’ın imzasının altında mahkûm mektuplarını hatırlatırcasına “GörülmüÅŸtür” kaydı ve Ordu KöÅŸkü Muhafızı Rasim Bey’in imzası var!
 
Naciye Hanım 1923’te Ä°stanbul’da vefat etti, bir sene sonra bütün OsmanoÄŸulları ile beraber sürgüne gönderilen oÄŸlu Âbid Efendi ise zorluklarla dolu bir hayat yaÅŸadı. Fransa’da iyi bir tahsil görmesine ve Arnavutluk Kralı Zog’un kızkardeÅŸlerinden biri ile evlenmesine raÄŸmen sonraki senelerde büyük sıkıntılar çekti. Fransa’da kapı kapı dolaşıp sabun sattı, sonra Lübnan’a geçti, Suudi Kralı Faysal’ın baÄŸladığı cüz’i bir aylıkla yaÅŸadı ve hayattan 1973’te Beyrut’ta ayrıldı.
 
Sultan Abdülhamid’in hanımlarından ve küçük oÄŸlu Âbid Efendi’nin annesi olan Naciye Hanım, Mahmud Åževket PaÅŸa’ya gönderdiÄŸi mektubunda günümüzün Türkçesi ile ÅŸöyle diyor:
 
“AÅŸağıdaki konularda muhtelif tarihlerde yaptığım müracaatların tamamı cevapsız kaldığı için durumu yeniden ifadeye teÅŸebbüs ediyorum.
 
Zevcim sabık hâkan Abdülhamid Han Hazretleri ile beraber Selânik’e geldiÄŸimizde içerisinde gerek benim ve gerek oÄŸlum Âbid Efendi’nin yegâne serveti olan nakit para, hisse senetleri ve daha bazı özel evrakın bulunduÄŸu çanta bana ait dairenin baÅŸ kalfası olan ve bugün burada yanımızda bulunan Mâhıenver Kalfa’nın elinden alınmış ve karşılığında o zaman belediye reisi olan Hâzım Bey’in baÅŸkanlığındaki komisyon tarafından bugün bende bulunan bir mazbata verilmiÅŸti.
 
Bu çanta ile içerisindekilerin tarafıma aynen iadesini defalarca istirham ettim ama yerine getirilmedi. Mevduatımın güzel ÅŸekilde muhafaza edileceÄŸine emin isem de, bunların kendi elimde bulunmasını daha ziyade muvafık bulduÄŸum için tarafıma iadesinin saÄŸlanmasına himmet buyurmanızı rica ederim.
 
Ä°kinci olarak: Yıldız Sarayı’nda kalan benim ve oÄŸlum Åžehzade Âbid Efendi ile yanımda bulunan Dilbeste Kalfa’nın eÅŸyasının nereye teslim olunması lâzım geleceÄŸi daha önce padiÅŸahın (Abdülhamid’den sonra tahta geçen Sultan ReÅŸad’ın) emri ile sorulmuÅŸ, Åžehzade Selim Efendi Hazretleri’ne teslimi tarafımızdan cevaben bildirilmiÅŸ ve ÅŸimdiye kadar hiçbirÅŸeyin verilmediÄŸi haber alınmıştır. Dolayısı ile bu eÅŸyanın da biran evvel Selim Efendi’ye teslim edilmesini ve neticenin tarafıma bildirilmesini rica ediyorum.
 
Üçüncü olarak: Maslak ÇiftliÄŸi’nin oÄŸluma verilmesi konusunda pederi sabık hâkan hazretleri (Abdülhamid) tarafından seyahatimiz sırasında yapılan talebin neticesine ve çiftliÄŸin devir muamelesinin yerine getirildiÄŸine dair de henüz bir haber gelmemiÅŸtir.
 
Ä°ÅŸte, mâruzatım kısaca bunlardan ibarettir. Ä°stirhamlarının biran evvel yerine getirilmesini ve tarafıma bilgi verilmesini gerek kerîm olan zâtınızdan ve gerekse de MeÅŸrutiyet’in adâletinden beklerim efendim.
 
26 Mart 1912.
 
Selânik’te Ordu KöÅŸkü’nde sabık hâkan hazretlerinin zevcesi Naciye”.
 
 
Sultan Abdülhamid’in hanımı Naciye Kadınefendi’nin Mahmıd Åževket PaÅŸa’ya gönderdiÄŸi mektup. Mektubun sonunda “GörülmüÅŸtür” kaydı var.
 
 
Sultan Abdülhamid’in Naciye Hanım’dan olan oÄŸlu Åžehzade Âbid Efendi.
 
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.