Sosyal Medya

Yoga mı Namaz mı?

​​​​​​​Bizim imanımızda ve kültürümüzde namaz gibi bir imkan var iken, onun yerini tutması mümkün olmayan yogayı -üstelik Müslümanlara- niçin tavsiye edelim?



Hayrettin Karaman, Yeni Åžafak gazetesindeki yazısında okullarda öÄŸrencilere önerilme aÅŸamasına gelen yoganın Ä°slam nazarındaki yerini yorumlamış:

Türkiye’de emsalinin eksik olmadığını sandığım -yurt dışında yaÅŸayan ve neredeyse dilini bile unutmuÅŸ olan- bir doktor, medya sayesinde her yıl birkaç gün gündeme oturuyor; her gün gazetelerde okuduÄŸumuz “saÄŸlıklı yaÅŸama” kurallarını, kendi buluÅŸları gibi sunuyor, sonra bırakıp gidiyor.

Hayır, yaptıklarına itirazım yok, belki faydalı da oluyor, ama abartılacak bir tarafı yok.

Bir yazıya konu edinmemin sebebi ise “saÄŸlıklı yaÅŸama kuralları arasında” yer verdiÄŸi “her sabah on dakika yoga”dır.

Yoga bizim dinimize ve kültürümüze yabancı olan, Hindistan ve Uzak DoÄŸu kültürüne ait olup son yıllarda bir moda gibi dünyaya yayılan bir rahatlama ve stres atma aracı, bir eksersizdir; üstelik masum da deÄŸildir, birçok yerde bir dinin misyonerlik aracı olarak kullanılmaktadır.

Yoga yapan zihnini boÅŸaltıyor, ama eÄŸer bunda muvaffak olabilirse -ki, oldukça zordur- yoga sonrasında hayata girince, olayların ve eÅŸyanın izdihamı içinde bunalan insan ruhuna bir ÅŸey sunmuyor, bir rehberlik misyonu yok.

Buna karşı Müslümanların namazı var. Namaza duran Müslümanın ellerini kaldırması iki önemli faaliyetin sembolü: 1. Allah’tan baÅŸka her ne varsa onları arkaya atıyor, zihnini ve kalbini onlardan (mâ-sivâdan) boÅŸaltıyor. 2. Mümin gaflete düÅŸtüÄŸü için farkında olamadığı “her yerde hazır ve nazır olan Allah” ile beraber oluyor, gaflet gidiyor, zikir (O’nu anma, hatırlama, manevi beraberliÄŸi yaÅŸama) ÅŸuuru geliyor. Yogada boÅŸalma var, boÅŸluk var; ama insan için güç, güven, huzur ve sevgi kaynağı olan Allah yok. Namazda hem mâsivadan boÅŸalma, onun ağır yükünden kurtulma var, hem de tekrar normal dünya hayatına dönüldüÄŸünde -muhtemelen bir sonraki namaza kadar- müminle beraber olacak, onu yalnız bırakmayacak, bunalımlarında, çaresizliklerinde, ÅŸaşırmalarında O’na rehber, güven ve huzur kaynağı olacak bir ÅŸuur var.

Namazın maddi hareketleri de hem yogadan daha anlamlı, hem daha zengindir.

Namaz süresince adım adım Allah’a yakınlaÅŸan mümin bir noktadan itibaren miracı yaÅŸamaya baÅŸlıyor ve oturarak okuduÄŸu “tahiyyât” bölümünde âdeta Rabbi ile söyleÅŸiyor; selam alıp veriyor, Hz. Peygamber’e (s.a.) nasip olan en büyük miracın hatıralarını anıyor, namazı sayesinde kendisine de nasip olan miracın mutluluÄŸuna ve eÄŸitici tesirine mazhar oluyor.

Namaz hakkıyla kılındığında o, insana ahlak eÄŸitimi verir; kiÅŸiyi kötülük, günah, çirkinlik ve suçtan alıkoyar. Namazı hakkıyla kılmak kolay olmasa da onu devamlı kılarak mükemmeli yakalamaya gayret etmekten baÅŸka çare ve yol yoktur. Her ava çıkan avlanamaz, ama ava çıkmadan avlamak hiç mümkün deÄŸildir.

Bizim imanımızda ve kültürümüzde namaz gibi bir imkan var iken, onun yerini tutması mümkün olmayan yogayı -üstelik Müslümanlara- niçin tavsiye edelim?

Bu vesile ile Peygamberimizin (s.a.), sağlıklı yaşama ile yakından ilgili bulunan bazı tavsiyelerine yer verelim:

“Acıkmadan yemeyin, acele yemeyin, midenizi doldurmayın (yaklaşık üçte birini boÅŸ bırakın; yani dört birimle doyacaksanız bunun üçünü yiyin), haram yiyecek ve içeceklerden uzak durun, imkan bulursanız gün ortasından sonra bir süre (bir saat civarında) uyuyun, yine imkan buldukça oruç tutun. Dünya hayatının geçici, amaç deÄŸil, araç olduÄŸunu unutmayın.” (24 Haziran 2007).

Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu konudaki fetvası da şudur:

“Yoga, Hinduizm ve Budizm’de kiÅŸiye birtakım ilâhî bilgiler ve yetenekler kazandırarak, onun arınmasına ve hakikate ulaÅŸmasına aracı olması amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Son yıllarda ülkemizde bedensel egzersiz ve psikolojik terapi faaliyetleri görünümünde yaygınlaÅŸan yoga merkezlerinin önemli bir kısmı kendilerini bu dinlerden ayrıştırarak bağımsız yoga uygulayıcısı oldukları söylemiyle faaliyet göstermektedirler. Ancak yoganın dinî bir yönünün bulunmadığı ve zihinsel arınmayı amaçlayan alıştırmalar olduÄŸu söylemi tam olarak gerçeÄŸi yansıtmamaktadır. Çünkü Hint dinlerinde yoga, dinî bir uygulama olarak varlığını sürdürmektedir. (“Brahmanizm”, DÄ°A, VI, 331)

Buna göre bir Müslümanın, baÅŸka bir dinin inanç ve ibadetlerine dayandığını bilerek, yoga yapması uygun deÄŸildir.”

Åžimdi okullarımızda seçmeli Ä°slam dersleri var. Bu derslerin hocaları eÄŸer liyakatli olur ve gerekli din eÄŸitimini verirlerse örtülü misyonerliklere yer kalmayacaktır. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.