Kürsü
Osmanlı Ordusunda Venezuellalı bir subay: Rafael de Nogales Mendez
Follow @dusuncemektebi2
Hakan Albayrak- Karar
Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin Venezuela’ya devlet baÅŸkanı tayin etmesi kabul edilir ÅŸey deÄŸil.
Böyle bir ‘devlet baÅŸkanı’ en iyi ihtimalle iyi bir sömürge valisi olur.
Venezuela’nın hakiki devlet baÅŸkanı olan ve olmaya devam eden Nikolas Maduro’nun ABD karşısında dik durmasını, Filistin halkını desteklemesini ve Türkiye’ye iltifat etmesini seviyoruz; ama Venezuela’yı iyi tanıdığını ve ABD muhibbi olmadığını bildiÄŸimiz bazı Latin Amerika uzmanı dostlarımızın Maduro hakkındaki ‘MeÅŸru baÅŸkan olduÄŸu tartışma götürmez; bununla beraber ülkeyi ve siyasi krizleri kötü yönettiÄŸi de tartışma götürmez’ tespitini de göz ardı edemeyiz.
Ä°nÅŸaallah Maduro, icabında Türkiye’nin de somut yardımlarıyla, ülkesinin yakıcı meselelerini bir an evvel hal yoluna koyma dirayetini, basiretini ve kabiliyetini gösterir de, Venezuela’nın istiklâline kast eden emperyalistler ve onların yerli iÅŸbirlikçileri manevra sahasından yoksun kalırlar.
***
Gündemimizde Venezuela varken silah arkadaşımız Nogales Bey’i anmamak olmaz…
Rafael De Nogales Mendez,14 Ekim 1877 tarihinde Venezuela’nın Taçira ÅŸehrinde dünyaya geldi.
18 yaşındayken kaybettiÄŸi ebeveynlerinden kendisine yüklü bir miras kaldı.
Askerlik mesleÄŸini tahsil etmek için Avrupa’ya gitti.
Almanya ve Belçika’da muhtelif harp akademilerinde okudu. 1898 yılında Ä°spanya ordusuna katılarak Amerika BirleÅŸik Devletleri’ne karşı savaÅŸtı.
Ağır bir yara aldığı Ä°spanya-ABD harbinde önce teÄŸmen, sonra yüzbaşı rütbesine yükseldi.
Harpten sonra dünyayı dolaÅŸtı; Küba, Haiti, Fas, Tunus, Mısır, Eritre, Cibuti, Yemen, Afganistan, Endonezya, Güney Afrika, Angola ve Arjantin’i gezdi.
Birinci Cihan Harbinin baÅŸladığı AÄŸustos 1914’te önce Belçika sonra Fransız ordusuna yazılmak için teÅŸebbüste bulundu; fakat Venezuela vatandaÅŸlığından çıkması istendiÄŸi için bu ordulardan birine katılmaktan vazgeçti.
Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunun savaÅŸa girdiÄŸi günlerde Sofya’da tarihçi olarak bilinen General Savoff ile tanışması, hayatında bir dönüm noktası oldu.
Savoff, Rafael De Nogales Mendez’e “Biliyorsun, Fransızlar ve Ä°ngilizler Latin Amerika halklarının düÅŸmanıdır. Asya ve Afrika’nın yoksul halklarını eziyorlar. Onlar için ne diye savaÅŸacaksın? Sana Türk ordusunda savaÅŸmak yakışır; onlar senin kardeÅŸlerindir” dedi.
Osmanlı bayrağı altında savaÅŸmak için Venezuela vatandaÅŸlığından çıkması gerekmediÄŸini öÄŸrenen Mendez, General Savoff’un tavsiyesi üzerine, soÄŸuk bir kış sabahı, Sultan 5. Mehmed’in ordusuna katılmak üzere Sofya’dan Ä°stanbul’a hareket etti.
Osmanlı baÅŸkentinde Harbiye Nâzırı Enver PaÅŸa ile görüÅŸtü.
Venezuelalı subayı çok seven Enver PaÅŸa, ona tugay komutanlığı görevini tevdi ederek, emrine bir Arnavut yaver verdi.
Üzerinde Türk üniformasıyla Kafkas cephesine gideceÄŸi zaman, HaydarpaÅŸa Garı’nın müdürü tarafından sıcak bir ÅŸekilde “Merhaba Nogales Bey” diye karşılandı ve o günden sonra hep “Nogales Bey” diye anıldı.
Nogales Bey’in pek çok kahramanlıklarından bir tanesi, Ermeni komutan Aram’ın 30 bin kiÅŸilik birliÄŸini 12 bin Türk askeri ile bozguna uÄŸratmasıdır.
Türkiye-Ä°ran hududundaki Kotür dağı mevkiinde iki Rus birliÄŸini durdurması da kayda deÄŸer.
DoÄŸu Anadolu’dan sonra Irak ve Filistin cephelerine geçen ve Gazze müdafaasında önemli rol oynayan Nogales Bey, Türk ordusundan terhis edildiÄŸi 1918 yılı sonunda Avrupa üzerinden Venezuela’ya döndü.
Kudüslü bir Müslüman, Nogales Bey’e ÅŸöyle demiÅŸti: “Sen bir Müslüman gibi hareket ediyorsun. Bu senin köklerinden geliyor; Endülüs’ten, Gırnata’dan, Kurtuba’dan geliyor.”
Nogales Bey, Ä°spanya’da asırlar boyunca yaÅŸayan Müslümanlardan geriye kalan ve bugün Meksika’dan Arjantin’e, Küba’dan Peru’ya kadar neredeyse bütün Güney ve Orta Amerika ülkelerinde hâlâ canlılığını koruyan kültürel ve ilmi miras için ÅŸükran borcunu ödemiÅŸ bir Latin Amerikalıdır.
Selahaddin’in ordusunda Arslan Yürekli RiÅŸar’a karşı savaÅŸan bir Hristiyan’dı o.
Hilalin altında savaÅŸmayı öyle benimsemiÅŸti ki, Osmanlı ordusunun maÄŸlubiyetini ömrünün sonuna kadar hazmedemedi.
Ölümünden kısa bir süre önce bir dostuna yazdığı mektupta ÅŸöyle diyordu: “Bir gün Ä°slam Âlemi uyanacak ve bütün kolonyalist güçleri topraklarından sürecek!”
Nogales Bey, 10 Temmuz 1937’de Panama’da öldü.
***
Yukarıdaki kısa biyografiyi, Arjantinli dostum Åžemseddin Rikardo Elia’nın Nogales Bey hakkındaki bir makalesinden derledim.
Nogales Bey’in Osmanlı sancağı altındaki heyecan verici macerasını bütün teferruatıyla -hem de kendi kaleminden- öÄŸrenmek isteyenler, ilk baskısı 1924’te Buenos Aires’te yapılan Cuatro anos bajo la Media Luna (Hilâlin Altında Dört Sene) baÅŸlıklı otobiyografik eserinim Türkçe tercümesini okuyabilirler.
(OSMANLI ORDUSUNDA DÖRT YIL, Rafael de Nogales / Türkçesi: Vedii Ä°lmen / Yaba Yayınları, Ä°stanbul 2008)
Henüz yorum yapılmamış.