Bankalar ve mahkemelerin iki dudağının ucunda bir hayat: Pamukkale Turizm’de hukuki garabet!

DÄ°LEK GÜNGÖR / SABAH

56 yıllık yerli firma iflas ettiriliyor. 20 bin kiÅŸilik bir ekosistem bozuluyor.
Ä°ster hukuki garabet deyin, ister hata… Ama bu iÅŸte bir gariplik var.
Neden mi?
Biliyorsunuz, Pamukkale Turizm Denizli'de Bababalım ailesi tarafından kurulan bir ÅŸirket. 300 otobüsü var, 250 tane de esnafta… Geçen yıl ekimde borçları nedeniyle sıkıntıya girince konkordatoya baÅŸvuruyor. Konkordato sürecinde mahkeme, geçici komiser atıyor. Komiser ÅŸirketle ilgili rapor hazırlıyor. Raporda, ÅŸirketin borca batık olmadığı, mevcut iÅŸlerde elde edeceÄŸi gelirle borçlarını ödeyebileceÄŸi yazıyor. Åžirket, iyi niyet göstergesi olarak tenzilat deÄŸil vade konkordatosu talep ediyor. 200 milyon TL'lik borcun "ÅŸu kadarını silin, bu kadarını öderim" demiyor. Alacaklılarına 3 yıl vadeli yapılandırma planı sunuyor. Konkordato için verilen geçici mühlet bittiÄŸinde mahkeme finans kurumlarına ve adi alacaklılara soruyor. Mahkemede borcun yüzde 71'ini üstlenmiÅŸ ÅŸirketler konkordato sürecinin devam etmesini istiyor, ya da görüÅŸ bildirmiyor. Borcun yüzde 20.40'ını elinde bulunduran bankalar ise gözü kapalı "iflas etsin" diyor.
Mahkeme neye göre kime göre karar veriyor belli deÄŸil…
Yargıtay'ın kararlarına göre, bu tip davalar teknik davalar olarak adlandırılıyor. Hakim bilanço okuyamadığı için komiser atanıyor. O, ÅŸirketin neyi var, neyi yok çıkarıyor. Borcu harcı ortaya dökülüyor. Haa, hakim, komisere güvenmediyse yerine yenisini atayıp, tekrar rapor yazdırabiliyor. Ya da onların yerine bilirkiÅŸi getirip ÅŸirkete koyabiliyor. Sonra o kiÅŸilerin ÅŸirketin mali tablolarını incelemesi için konkordato sürecini uzatabiliyor. Yeter ki, başından savmasın, yaÅŸatmak istesin…
Pamukkale Turizm'de yaÅŸananlar ilk mi bilemiyorum… Ama araÅŸtıracağım.
Åžu anda ÅŸirket iflas sürecinde faaliyette bulunma izni alarak çalışmayaçalışıyor. Önümüzdeki hafta mahkemenin iflas kararının kaldırılması için istinaf mahkemesine gidecek. Oradan marta kadar karar çıkmazsa alacaklılar oturup ÅŸirketin ölüp ölmeyeceÄŸine karar verecek.
Bütün bu hikâyeyi niye anlatıyorum biliyor musunuz?
Herkes hissesine düÅŸen payı alsın diye… Konkordato süreçlerinde bankalara ve mahkemelere çok iÅŸ düÅŸüyor. Bankalar, bitkisel hayata girmemiÅŸ, sistemi iÅŸleyen firmaları yaÅŸatmaya istekli olmazlarsa, mahkemeler de teknik meselelerde ahkam keserlerse sadece yoÄŸun bakımdaki ÅŸirketler kaybetmez. Hem banka, hem esnaf, hem vatandaÅŸ, hem de ülke kaybeder.
Aman dikkat!