Sosyal Medya

Kürsü

Hakan Albayrak: Dışişleri Bakanlığı o açıklama ile Abdurrahim Heyit’in hayatını kurtardı

Hakan Albayrak- Karar



DoÄŸu Türkistanlı ozan Abdurrahim Heyit’in Çin zindanında öldüÄŸü iddia edildi. Çin yönetimi, Heyit’in “SaÄŸlıyım iyi, kötü muamele görmüyorum…” dediÄŸi 26 saniyelik bir videosunu yayımlayarak bu iddiayı yalanladı. Åžimdi bazı çevreler, DışiÅŸleri Bakanlığı’nın ‘Abdurrahim Heyit öldü’ haberi üzerine yapmış olduÄŸu açıklamayı alaya alarak bakanlığı tefe koyuyor.
 
Halbuki TÜRKÄ°STANDER (Uluslararası Türkistanlılar DerneÄŸi) BaÅŸkanı Burhan Kavuncu’ya göre DışiÅŸleri Bakanlığı o açıklama ile Abdurrahim Heyit’in hayatını kurtardı.
 
Söz konusu açıklamada denilmiÅŸti ki: “Keyfi tutuklamalara maruz kalan bir milyondan fazla Uygur Türkünün toplama kamplarında ve hapishanelerde iÅŸkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları artık bir sır deÄŸildir… 21. yüzyılda toplama kamplarının yeniden ortaya çıkması ve Çin makamlarının Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikası insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır… Böyle bir ortamda, bir bestesi yüzünden 8 yıl hapse mahkum edilen deÄŸerli halk ozanı Abdurrehim Heyit’in hapishanedeki ikinci yılında vefat ettiÄŸi haberini derin teessürle öÄŸrendik. Bu elim hadise, Türk kamuoyunun Sincan bölgesindeki ağır insan hakları ihlalleri konusundaki tepkisini daha da kuvvetlendirmiÅŸtir. Bu haklı tepkinin Çin makamlarınca dikkate alınmasını bekliyoruz… Abdurrehim Heyit’i ve Türk ve Müslüman kimliÄŸine sahip çıkmak uÄŸruna hayatını kaybeden tüm soydaÅŸlarımızı rahmetle anıyoruz… Bu vesileyle, Çin makamlarını Uygur Türklerinin temel insan haklarına saygı göstermeye ve toplama kamplarını kapatmaya davet ediyoruz.”
 
Burhan Kavuncu, Medyascope TV'ye verdiÄŸi beyanatta bu açıklamanın hayatî önemine ÅŸöyle iÅŸaret etti: “Video, Türkiye’nin tepkisinin üzerinden 24 saat geçmeden yayınlandı. Biz burada DışiÅŸleri Bakanlığına teÅŸekkür ediyoruz; bu deÄŸerli sanatçının hayatını kurtardı. DışiÅŸleri Bakanlığının açıklaması olmasaydı Abdurrahim Heyit belki de yaÅŸamıyor olacaktı.”
 
***
 
DoÄŸu Türkistanlı birçok Ä°slam âlimi, akademisyen, sanatçı ve gazetecinin Çin yönetimi tarafından zindana tıkıldığı malum. Yakınlarının onlarla görüÅŸtürülmemekten ve onların saÄŸ olup olmadığını dahî bilememekten ÅŸikâyet ettikleri de malum. Bazı vakalarda Çinli yetkililerin ‘Yakınınız öldü’ dedikleri -fakat cenaze teslim etmedikleri- de malum. Son zamanlarda böyle vakalar çoÄŸaldı. ‘Abdurrahim Heyit öldü’ haberi iÅŸte bu ortamda doÄŸup yayıldı ve bunun sorumlusu bu ortamı oluÅŸturan Çin yönetimidir.
 
Ä°htimal ki Çin yönetimi “Abdurrahim Heyit’i öldürdüÄŸümüz takdirde alacağımız tepkiyi ölçelim” diyerek bizzat kendisi imal etti o haberi. Kavuncu bunu ima ediyor.
 
TÜRKÄ°STANDER’in -Çin yönetimi tarafından yayımlanan Abdurrahim Heyit videosuyla ilgili- açıklamasındaki ÅŸu satırlar çok önemli: “Böyle bir videonun Çin rejimi tarafından yayınlanması, uzun süredir kayıp veya toplama kampında / hapiste olduÄŸu düÅŸünülen ama haber alınamayan çok sayıda akademisyen, sanatçı, din adamı, gazetecinin durumunu da gündeme getirmelidir. Bundan önce Çinli makamlar tarafından öldüÄŸü açıklanan ama cenazeleri ailelerine verilmeyen Abdulahad Berat Mahsum Hacim, Muhammed Salih Damolla, Abdulveli Abdulkerim Qarim gibi din adamlarının durumu da aydınlatılmalıdır. Benzeri bir çok vak’ada, ziyarete giden yakınları ile görüÅŸtürülmeyen mahpuslarla ilgili, aylar sonra ‘öldüÄŸü ve defnedildiÄŸi’ bilgisi verilmektedir. Mesela Hoten ÅŸehrinde yukarıda adı zikredilen Abdulahad Berat Mahsum Hacim’in 2017 Kasım ayında öldüÄŸü ve defnedildiÄŸi, ailesine 31.05.2018’de söylenmiÅŸtir. Ne cenaze ne mezar yeri gösterilmemiÅŸtir. Belki de o haber de yalandı. Yeterli tepki gösterilmediÄŸi için daha sonra öldürülmüÅŸ olabilir. Yine 3.12.2018’de ‘bir sene önce öldüÄŸü’ açıklanan Kerem Qari de belki hala ölmemiÅŸtir.”
 
***
 
Çin yönetiminin, DoÄŸu Türkistanlı mahpusların ölüm haberlerinin bundan böyle ÅŸaibeyle karşılanmasını temin ederek cinayet konusunda elini rahatlatmaya matuf bir tezgâh kurmuÅŸ olması da muhtemel. Bunu planlamadıysa bile, Türkiye Cumhuriyeti’nin Abdurrahim Heyit konusunda düÅŸtüÄŸü durumun buna yarayacağını düÅŸünmüÅŸ olabilir. Öyleyse ÅŸayet, yanıldığının resmidir: Muhaceretteki DoÄŸu Türkistanlılardan binlercesi, Abdurrahim Heyit’in saÄŸ olduÄŸunu belgeleyen videonun yayımlanması üzerine “#MeTooUyghur” etiketiyle paylaÅŸtıkları sosyal medya mesajlarında Çin yönetimine ‘Biz de tutuklanan ve kendilerinden haber alamadığımız yakınlarımızın hayatından endiÅŸe ediyoruz; onların yaÅŸadığını belgeleyen videolar da yayımlayın’ çaÄŸrısında bulundular, bulunuyorlar.
 
Abdurrahim Heyit hadisesi, DoÄŸu Türkistanlıların Çin zindanlarında öldürülmesini kolaylaÅŸtırmaya deÄŸil tam tersine zorlaÅŸtırmaya hizmet edecek gibi görünüyor.
 
Dikkat! Ölümü gösterip sıtmaya razı etme durumu doÄŸmasın. Abdurrahim Heyit saÄŸ olduÄŸu için Rahman’a ÅŸükür gerek. Bununla beraber, ‘Çin zindanlarındaki DoÄŸu Türkistanlı kardeÅŸlerimiz saÄŸ olsunlar da nasıl olurlarsa olsunlar’ diyemeyiz. Onlara reva görülen iÅŸkenceleri ‘ehven-i ÅŸer’ diye sineye çekeneyiz. Müslüman Uygur yahut Kırgız Türkü olmaktan ve öyle davranmaktan baÅŸka suçu (!) olmayan insanların zindanlara / toplama kamplarına tıkılması baÅŸlı başına iÅŸkencedir. “Tüm dinlerin ve inançların ÇinlileÅŸtirilmesi” siyaseti doÄŸrultusunda DoÄŸu Türkistan’da uygulanan sıkı yönetim baÅŸlı başına bir iÅŸkencedir. Bu mezalim bitinceye kadar mücadeleye devam!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.