Sosyal Medya

Kürsü

Rasim Özdenören: Bu ülkede halen iki siyaset tutumu ön alıyor, Projeye dayalı siyaset, Ayak oyunlarına dayalı siyaset

Rasim Özdenören- Yeni Şafak



Bu ülkede halen iki siyaset tutumu ön alıyor: 1. Projeye dayalı siyaset, 2. Ayak oyunlarına (entrika) dayalı siyaset...
 
Projeye dayalı siyaset üzerine konuÅŸacak fazla bir ÅŸey yok, onun sınırları belli...
 
Ama diÄŸerinin belirlenmesi gerekiyor: Onların ülke meseleleri ile ilgili bir kaygısı bulunmuyor. Entrikaya “gönül vermiÅŸ” olanlar kendi kiÅŸisel çıkarı neyi gerektiriyorsa ona göre bir gidiÅŸ istikameti belirliyor.
 
Söylenmeden de belli, demokrasilerin temel dayanakları siyasal partilerdir. Siyasal partiler ülke yönetimi için birbiriyle yarışır. Yarış için de ülkeyi hangi esaslara göre yöneteceÄŸini programında belirtir, öngördüÄŸü yatırımları projeleriyle açıklamaya giriÅŸir. Ancak ayak oyunları üzerine kurulu bir tutum benimseyenlerin böyle bir derdi yoktur. Onların derdi sureta karşı çıktığı öteki partilerin politikasına muhalefetten ibarettir. Onları kıyasıya eleÅŸtirirler. Ne ki eleÅŸtirdiÄŸi konularda kendisinin ne yapacağı hususunda suskun kalırlar. Çünkü önerebilecekleri bir proje yoktur. Onun yerine ÅŸöyle bir söylemi tercih ederler: örneÄŸin iÅŸçilere ücretlerinin yeterli olmadığını, iÅŸçi ücretlerinin yukarıya çekilmesi gerektiÄŸini bildirirler. Emekli maaÅŸlarının yetersizliÄŸinden, asgari ücretin düÅŸüklüÄŸünden bahisle bu ücretlerin de yükseltilmesi gerektiÄŸini ileri sürerler. Ancak ücretlerin yükseltilmesinin hangi kaynaktan karşılanacağı hususu meçhuldür. Besbelli ki, hasbelkader iktidara gelseler, mevcut hazineden bir defalığına ücretlerde bir ayarlama yapabilirler. Ama kaynak hazinenin mikyası ile sınırlı olduÄŸundan mevcut birikim tüketildikten sonra yeni vergilere veya mevcut vergilerin oranını yükseltmeye gitmek zorunda kalacaklardır. Ama bunu umursamazlar, umursamalarına da ihtiyaç yoktur, nasıl olsa iktidar olma niyetleri yoktur!
 
Ayak oyunlarıyla ülkeyi yönetmeye talip olanların öteki müracaatgâhı ideolojik argümanlardır... Muhaliflerini kurulu düzenin ilkelerine ihanetle itham eder veya kendince fetiÅŸ saydığı deÄŸerlere muhaliflerinin itibar etmediÄŸini, böyle giderlerse ülkeyi batıracaklarını ileri sürerler... DeÄŸerlerimiz, ilkelerimiz elden gidiyor, vatan batıyor yaygaralarıyla ortalığı velveleye vermeye çalışırlar.
 
Kendi iç iÅŸlerinde ise sadece sen git, ben geleyim savaşımı verilir. Biri gidip öteki gelse onun da ne yapacağı belli deÄŸildir. Çünkü hiçbiri belli bir projeyi yürürlüÄŸe koyma derdini gütmez. Bunların aÄŸzından: “Ben gelirsem ÅŸu iÅŸi ÅŸöyle kotaracağım, ÅŸunların yapılması gerekirken bunlar yapılıyor, bu iÅŸin doÄŸrusu ÅŸudur!” kabilinden bir söylem iÅŸitilmez. Bunun yerine: “O gitsin, ben geleyim...” Ä°yi de niye? Cevap yok!
 
Proje temeline dayalı siyaset güdenlerin söylemi nettir: onlar hukuk, iktisat dış politika konularında ne yapacaklarını sarih biçimde açıklarlar. Hangi yatırımlara öncelik verileceÄŸini önceden bildirirler. Hangi alanda ne yapılacağı önceden belli olduÄŸu için, onun baÅŸarısı nesnel olarak ölçülebilir. Ve hesabı sorulabilir.
 
Bir ülkede niçin bazı siyasal aktörlerin boyuna kaybettiÄŸi ve ötekilerin niye boyuna kazandığı onların güttüÄŸü bu iki siyaset tutumuna bakarak açıklanabilir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.