Özel / Analiz Haber
Bir toplum nasıl yok olabilir: Universe 25 deneyi
John B. Calhoun’ un 1972′ de laboratuvar ortamında fareler için kurduğu düzenek tam bir ütopyaydı ve aslında giderek artan dünya nüfusunun sonucunda insanlığı nasıl bir sonun bekleme ihtimali olduğuna dair önemli sonuçlarda ortaya koyuyordu.
Calhoun’u ünlü deneyinin adı Universe 25 (25. Evren). 25 diye anılmasının nedeni aslında kendisinin 1958 yılından itibaren benzer deneyi defalarca tekrarlamış olması. Deneyin düzeneÄŸi ÅŸu biçimde:
Yaklaşık 2.5 metreye 2.5 metre tabanı ve 90cm duvar yüksekliÄŸi olan bir kapalı bir düzenek düÅŸünün. Her duvarda zeminden 50 cm yüksekliÄŸe kadar dikine çıkan, duvara yapışık 16 tane tünel ve her tünelde 4 adet oda. Yani duvar başına 64, toplam 256 oda.
Åžimdi bu ortama tamamen saÄŸlıklı ortamlarda büyütülmüÅŸ, 4 diÅŸi 4 erkek fare bırakalım. Ve onların keyifle yaÅŸamlarını sürmeleri için uygun ortamı hazırlayalım. Isı 20 dereceye sabitlensin, sınırsız temiz su kaynağı olsun ve tünelin tepesinden onları besleyecek bol bol besin verilsin.
Bu ÅŸanslı 8 fare mutlu, mesut hayatlarına devam ederken elbette üreyecekler. Ä°lk 104 gün boyunca fareler ortama alışmaya çalışıyor. Calhoun bu dönemi ”ilk evre” olarak adlandırıyor. Bu evrede her fare kendi alanını seçiyor ve yuvalarını düzenliyor. Bu dönem sonrasında tam da beklendiÄŸi üzere hızlı bir nüfus artışı baÅŸlıyor. ”Patlama evresi” olarak adlandırılan bu dönemde nüfus, yaklaşık olarak 60 günde bir 2 katına çıkıyor ve 315. günde 600’ün üstünde bir nüfusa ulaşılıyor.
Aslında halen çok büyük bir sıkıntı yok, sonuçta düzenek yaklaşık 3000 fareyi alabilecek kapasitede, farelerin saÄŸlık kontrolleri düzenli yapılıyor, beslenme konusunda da kimsenin bir sıkıntısı yok.
Ancak ortada ilginç bir durum söz konusu. Odaların bazılarında fare popülasyonu diÄŸerlerinden daha fazla oluyor, oysa her oda yemek ve suya kolayca ulaÅŸabilinecek bir yerde duruyor. Zaman içinde anlaşılıyor ki aslında fareler yemeklerini birlikte yemekten, sosyalleÅŸmekten hoÅŸlanıyorlar. Bu durumda bazı odalar kapasitesinin çok üstünde fare barındırırken, diÄŸerleri ise yarı dolu ya da tamamen boÅŸ oluyorlar
Bu arada fareler arasında hafiften huzursuzluklarda baÅŸ göstermiyor deÄŸil. Ne gibi derseniz, huzurun kaçmasının nedeni açlık deÄŸil, kalabalık. Çünkü yeni doÄŸan fareler zaten halihazırda kalabalıklaÅŸmış bir popülasyona gözlerini açıyorlar. Ve iÅŸte bu dönemde “duraklama dönemi ” denilen evre baÅŸlıyor. Fareler arasındaki sosyal baÄŸlar kırılmaya baÅŸlıyor, çünkü gereÄŸinden fazla sosyallik söz konusu. Erkek fareler yuvalarını korumaktan vazgeçiyor, kendi bölgesinden çok avluda dolanmaya baÅŸlıyorlar ve haliyle daha zayıf gördükleri rakiplerine saldırmaya. Zamanla saldırıya uÄŸrayan zayıf fareler de saldırganlaÅŸmaya baÅŸlıyor ve onlarda baÅŸkalarına saldırmaya.
Bu arada diÅŸi fareler arasında da baÅŸka türlü deÄŸiÅŸimler oluyor, yavrularını korumaktan vazgeçiyorlar ve hatta onlara saldırıp yemeye baÅŸlıyorlar.
Az sayıda fare (deney sahibi bunlara “beautiful ones” diyor) en üst kattaki odalara çekiliyor ve hatta bazıları odanın giriÅŸini kapatmaya çalışıyor. Bunlar aÅŸağıdaki karmaÅŸadan izole bir biçimde, sistemle uyumlu olarak hayatlarını yemek yeyip, uyuyarak geçirmeyi tercih ediyor. ÇiftleÅŸmiyorlar, savaÅŸmıyorlar.
Nüfusun zirve noktası olan 2200 fareye 560. günde yani bir buçuk yılda ulaşılıyor. Ve bu noktadan sonra gittikçe daha çok hızlanan bir nüfus düÅŸüÅŸü baÅŸlıyor ve 610. günde nüfus 100 ün altına düÅŸüyor. Calhoun’un tabiriyle ”ölüm evresi’baÅŸlıyor.
Kalan yüz kadar fare aslında ilk baÅŸlardaki ÅŸartlarla aynı koÅŸullara ulaÅŸmış olsa da artık yeni doÄŸumlar olmuyor, hayatta kalma dürtülerini yitirdikleri için son diÅŸi farenin ölümü ile deney sonar eriyor.
Bu arada izole olarak yaÅŸayan “beautiful ones” ne alemde derseniz, onlar zaten ilk ölümlerini içgüdülerini yitirerek yaÅŸamış olanlar. Calhoun, kolonideki inanılmaz çöküÅŸü fark ettiÄŸi esnada bu fareleri düzenekten dışarı çıkartıp yeni bir sisteme yerleÅŸtiriyor. Bu ekosistemde doÄŸal olarak nüfus daha azken, yer sıkıntısı da tamamen ortadan kaldırılmış durumda. Farelerin, ruhsal boÅŸluklarından uyanıp ekosistemi keÅŸfe çıkacakları düÅŸünülüyor. Ancak sonuçlar, hiç beklenildiÄŸi gibi olmuyor. Fareler, bu yeni ekosistemde dahi birbirleriyle hiçbir ÅŸekilde sosyal etkileÅŸime girmiyor ve üremekten kaçınmaya devam ediyor.
Sonundaysa bu küçük grup, hiçbir doÄŸum olmadan, yaÅŸlılıktan birer birer ölüyor.
Bu deney daha çok nüfus planlaması propagandası için kullanılmış olsa da, aslında “davranış batağı” dediÄŸimiz, toplumun sert bir ÅŸekilde çirkinleÅŸmeye baÅŸlaması kavramını bizlere gösteriyor.
Çalışmaları toplumun geleceÄŸi hakkında oldukça karanlık ve ürkütücü sonuçlar ortaya koysa da, kendisi durumun o kadar da kötü olmayabileceÄŸini düÅŸünüyordu aslında. Ä°nsanın farelerden farklı olarak alan kullanımı konusunda daha akılcı olabileceÄŸini, öz farkındalık ve yaratıcılık sayesinde Universe 25’inkine benzemeyen bir kaderimiz olabileceÄŸini. Hatta Calhoun, daha yaratıcı olan ve sosyal açıdan daha geliÅŸmiÅŸ farelerin, etraflarındaki korkunç dünyadan kurtulma konusunda daha büyük adaylar olduÄŸunu belirtiyordu.
Henüz yorum yapılmamış.