Yusuf Ziya Cömert: Mali'nin çamuruna kimler imrenir?
Follow @dusuncemektebi2
Yusuf Ziya Cömert- Karar
Çocuktum. Orta birinci sınıftaydım. Lüleburgaz’da oturuyorduk.
Rahmetli dedem bizi ziyarete gelmiÅŸti.
Dedemle meşgul olmayı severdim. Dedem de benim onunla meşgul olmamı severdi.
Daha önce Diyarbakır’a da gelmiÅŸti dedem. Ben sokakta arkadaÅŸlarımla oynuyorum. Belki bir oyuna yeni baÅŸlamışız.
Dedem evden çıkmış. Sordum, nereye gidiyorsun diye.
Gezmeye gidiyorum dedi.
Tamam, ben de geliyorum dedim.
Bir arkadaşım “Hani oyun oynayacaktık?” diye sordu.
Dedim ki, “Sen her zaman buradasın. Dedem misafir, burada deÄŸil. Seninle her zaman oynarız. Dedemi her zaman bulamam.”
Bu laf dedemin çok hoÅŸuna gitmiÅŸ. Bunu sonraları birkaç defa söyledi bana.
Neyse, Lüleburgaz’da da gezdirdim dedemi.
Sokullu Camii’ne gittik.
Dedem, caminin duvarlarına bakıyor, taşlarına dokunuyor.
Arada, “Ah! Bunu yapan eller, bunu yapan eller” diye sızlanıyor.
Bir imrenme var söyleyiÅŸinde. Bir özlem var.
Acaba dedeme cami duvarı örmek nasip olmuÅŸ mudur?
Köyün camiinin inÅŸaatında duvar örmüÅŸtür diye tahmin ediyorum.
Biraz da nasip meselesi bir mabet için çalışmak.
Bilmiyorum, nasıl inşa edildi Sokullu Mehmet Paşa Camii.
Dedemin kafası, kalbi temiz. Bu yüzden imreniyor bu camiyi inÅŸa eden ustalara, iÅŸçilere.
* * *
Bu sabah bir belgesel seyrettim.
Mali’deki Djenne (Cennet) Camii’nin yaÄŸmur mevsimi öncesinde tamir ediliÅŸiyle ilgili bir belgesel.
Büyük bir cami Djenne Camii.
Ve Ä°slam uygarlığının Afrika’daki hikayesiyle ilgili fikir verecek güzellikte bir cami.
13. Yüzyılda inÅŸa edilmiÅŸ. Yani en az 7 yüz yıllık.
Gerçi birkaç defa yıkılmış. Son ÅŸeklini 1907 yılında almış.
Tamamı topraktan. Ä°çinde ahÅŸap veya baÅŸka bir malzemeden iskelesi var mıdır bilmiyorum.
Her sene yaÄŸmurlar baÅŸlamadan önce dış yüzü yani sıvası taze çamurla yenileniyor.
TRT’de seyrettiÄŸim belgesel bu yenileme iÅŸlemini anlatıyor.
Allahım! Ne kadar güzel.
Åžehir halkı, binlerce insan, kadın erkek, nehir kenarından camiye çamur taşıyorlar.
Büyük bir coÅŸku.
Malililerin kadını erkeği rengarenk giyiniyorlar. Bizim gibi, siyah, beyaz, lacivert, kahverengi ve grinin tonları arasında sıkışıp kalmamışlar.
Hepsinin yüzünde bir neÅŸe.
Hepsinin hallerinde bir coÅŸku.
Tam bir bayram havası.
Lailahe illallah! Lailahe illallah... Bütün insanlar son derece doÄŸal bir ritimle söyleyip duruyorlar.
Çamurlu ayakları, çamurlu elleri, çamurlu yüzleriyle koÅŸa koÅŸa, güle oynaya caminin imarına yardım ediyorlar.
Yahu bu ne kadar güzel bir ÅŸey!
“Bunu yapan eller” derken herhalde dedem böyle bir heyecanı hayal ediyordu.
Ä°mrendim.
Ä°nsanların yüzlerindeki siyah ama pırıl pırıl tebessümlere imrendim.
Bazıları ara verip dans ediyor bir tamtam ritmi eşliğinde.
Ettikleri dansa da imrendim.
Yaptıkları işin meccaniliğine imrendim.
İnsanların kafasının karışık olmamasına...
* * *
‘Ä°man’ dediÄŸimiz sırlı nimetin resmi yapılabilse bu insanların çamurlu yüzlerine benzerdi her halde o resim.
Allah’ın hoÅŸuna gidiyor mudur insanların bu halleri?
Ben gidiyordur diye ümid ediyorum.
Oradaki coÅŸku, oradaki aÅŸk, herhalde... Hani Peygamberimiz’in omuzunda kerpiç taşıdığı... Mescid-i Nebevi’nin yapılışındaki aÅŸkla akrabadır...
Bizim müteahhitlerin yaptığı camiler de imrenirdi herhalde Mali’deki Djenne Camii’ne.
Dünyada çok yer gördüm.
Nasip olursa gitmek istediÄŸim, görmek istediÄŸim yerler hala var.
(Tabii gitmek ve görmek istemediÄŸim yerler de var.)
Ama ÅŸu anda, ÅŸu dakikada sorsalar “Nereye gitmek istersin” diye...
Mali’ye derdim. Djenne Camii’ne.
Hele yüzlerin ve ellerin çamura bulandığı o güne denk gelirse aliyyül ala olur.
Ä°ki Bilali müezzin talimsiz ama temiz Afrika sesleriyle ne güzel okudular ezanı!
(Biz ‘siyahi’lere Bilali deriz. Malcom X zamanlarında öyle öÄŸrendik.)
TRT Belgesel’i tebrik ediyorum.
Henüz yorum yapılmamış.