Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak: Kılıçdaroğlu adeta AK Parti’ye çalışır hale geldi

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



KılıçdaroÄŸlu da “Manifesto”su-nu açıkladı. 
 
Gazeteci Sırrı ÇaÄŸlar aradı. “Siyasi Karikatür” olarak yorumladı, KılıçdaroÄŸlu’nun liderliÄŸindeki CHP’nin geldiÄŸi noktayı. Manifesto açıklıyor, salon dolu deÄŸil. Heyecan yok. Ama KılıçdaroÄŸlu hiçbir ÅŸey olmamış gibi yoluna devam ediyor.
 
Tutabilene aÅŸk olsun. YokuÅŸ aÅŸağı koÅŸar gibi gidiyor. Duramaz. Bir yerlere çarpacak ya da yuvarlanacak. Sonuçta kolu kanadı kırılacak. GeldiÄŸi gibi gidecek.
 
KılıçdaroÄŸlu hani ÅŸu Araplarla Ä°srail’i barıştırmak isteyen Dahlan diye bir adam var ya, ona benziyor. Birileri diyor ki, “bu kadar tabansız, güçsüz bir adam nasıl böyle ayakta durabiliyor?”
 
Bunun anlaşılmayacak tarafı yok. Onun gücü güçsüzlüÄŸünde, bu bir. Ä°kincisi kullanılma süresi dolmadı. Uluslararası güç dengesi, konjonktür deÄŸiÅŸince o da deÄŸiÅŸecek. Kuklacı ölmeden kuklaları ölmez. Kuklacı ölse de, bir baÅŸka kuklacı çıkabilir. Ama onun gücü kuklacının marifeti kadardır.
 
KılıçdaroÄŸlu’nu destekleyen güç, giderek güç kaybetse de hâlâ gücünü bir ölçüde koruyor.
 
KılıçdaroÄŸlu’nun güçsüzlüÄŸünün nasıl gücünün kaynağı olduÄŸuna gelince, CHP’nin içi bitpazarı gibi. Her kafadan bir ses çıkıyor. AÄŸzı olan konuÅŸuyor. 40 çeÅŸit CHP’li var. Solcusu, sosyal demokratı, sosyalisti, liberali, demokratik solu, ulusalcısı, gelenekçisi, çaÄŸdaşı, mezhepçisi, Kürtçüsü, pragmatik olanı, Avrupa yanlısı, Amerika yanlısı.
 
Zaten hep öyleydiler. Bir dönem Sovyetçi oldular, sonra Amerikancı oldular. Bir dönem Hitlerci-Musolinici idiler, bir dönem Ä°ngiliz yanlısı oldular, daha sonra AB’ci oldular. Her zaman darbeciydiler, Laikçi oldular, Åžeriata karşı çıktılar. Milliyetçi oldular, Ulusalcı oldular. Devletçi oldular, karma ekonomici oldular, serbest piyasadan yana oldular.
 
Baksanıza dün FETÖ’nün kumpasına gelen Ergenekoncuların ve Balyozcuların avukatlığına soyundular. BÇG’ye sahip çıktılar, bugün gittiler FETÖ’cülerin desteklediÄŸi  Ä°yi Parti ile ittifak kurdular. Daha önce MHP ile ortak aday çıkarırken, bugün HDP ile ittifak kuruyorlar. Netekim (!) “dün dündür, bugünse bugün”. Sahi nasıl hem Ulusalcı, Kemalist, hem de HDP ile birlik oluyorlar! Olmaz olmaz demeyin olmaz olmaz. CHP bu. Her kalıba, kılıfa girerler. Bu geldikleri nokta pragmatizmin oportünizmle buluÅŸtuÄŸu noktadır. CHP bu anlamda iktidara karşı bir “intikam tugayı”na dönüÅŸmüÅŸ vaziyette. Onlar için “Gayeye giden her yol meÅŸru!”
 
Bakın, ErdoÄŸan Maduro’yu destekliyor ya, CHP bu olayı görmezden geliyor. Bu koalisyon eÄŸer bir tarafa destek verecek olsaydı Juan Guaido’yu desteklerdi. En azından HDP ve Ä°yi Parti ABD’nin karşısında yer almak istemez.
 
Zaten, bütün darbelerin arkasında ABD ve Ä°srail varsa, CHP de darbecilerin yanındaysa, durum belli deÄŸil mi. Hani meÅŸhur bir söz var. Bana arkadaşını söyle sana kim olduÄŸunu söyleyeyim.
 
Bunların öfkesi akıllarını zail etmiÅŸ olmalı. Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Yoksa hangi akılla Ä°zmir’e Tunç Soyer’i aday gösterebilir. Celal DoÄŸan’ı G.Anteb’e aday göstermek hangi akla hizmet eder. Bunun anlamı CHP’nin bu illeri HDP’ye verdiÄŸidir. Soyer bir darbecinin, babasının mirasına sahip çıkan oÄŸludur. Hayat tarzı, fikriyatı belli. Can Dündar’la yakın aile ve dostluk baÄŸları olan biri. Celal DoÄŸan deseniz, kurban keserek genelev açan biri! Bu tiplerde Åžeytan tüyü var. Åžeytanın avukatlığının sözkonusu olduÄŸu her yerde bunlar da var. Her ikisi de aslında KılıçdaroÄŸlu’nun CHP’sine ve bunlar arasındaki koalisyona çok yakışıyor. DiÄŸer CHP’liler de bu tabloyu kendilerine yakıştırıyorlarsa bence bir sorun yok. Seçmenin bu konudaki fikrini ise seçim günü sandıkta göreceÄŸiz. KılıçdaroÄŸlu’nun bu gibi isimleri vitrine taşıması, biraz da onun içine düÅŸtüÄŸü, mecbur kaldığı bir durumla ilgili olsa gerek. Geri dönmek istese de artık dönemez. Sahi bu partiler bu adayları belirlerken hangi mantıkla hareket ediyorlar?
 
Öyle kiÅŸiler aday gösteriliyor ki, bunlar kendilerinden ibaret adamlar deÄŸil. Bunlar Trojan gibi. Kendilerini oraya gönderenlerin Truva atı. “Arzı ihlas” edecekleri makam kesinlikle partileri olmayacak. Ama görünürde kıraldan fazla kıralcı olacaklar.
 
CHP’nin yapısal temel iki sorunu var. Biri “Tek adam” sorunu. Adının “Cumhuriyet” olduÄŸuna bakmayın, bu durum soyadı “Cüce” olan bir uzun boylu adam hayal edin, o hesap. CHP MonarÅŸik bir yapıdır. “Tek Adam”, ancak MonarÅŸilerde olur. DiÄŸer sorun “Ebed” sorunu!? CHP’nin “Ebed” sorunu, “Ebedi ÅŸef” sorunudur. Bugün KılıçdaroÄŸlu, bu her iki sorunla da malül.. Zatı devletleri, hem “Tek adam” olma, hem de “Ebedi ÅŸef” olma hayalindedir. Ä°smet (PaÅŸa)nın bile beceremediÄŸi bu rolü KılıçdaroÄŸlu’nun baÅŸarması imkansızdır. Ama yine de KılıçdaroÄŸlu bu yolda canfeda çabalamaktadır. Bu iÅŸi siyasi hayatına malolsa da, o bu yolda ilerlemeye devam edecektir. Çünki bu makam onun için “olmak ya da olmamak” meselesidir.
 
“KılıçdaroÄŸlu’nun gücü güçsüzlüÄŸündedir” demiÅŸtim. CHP kendi içinde adeta bir koalisyondur. Kimse bu partiyi ötekine bırakmak istememektedir. Kendi alanında ve tabanında deÄŸerli bir markadır. Ve bu partinin bir bankası vardır. Bu parti adı ile hâlâ devletin partisidir ve tek parti havasındadır. Anayasanın baÅŸlangıç ilkeleri ve CHP’nin parti programı, adeta anayasa tarafından Atatürk ilke ve inkılabları etiketi ile etiketlendirilip, “deÄŸiÅŸtirilmesi teklif dahi edilemeyen” bir düzenlemeye dönüÅŸtürülmüÅŸtür. Herkes hâlâ hangi partiden olursa olsun, onun ideolojisine, dünya görüÅŸüne baÄŸlılık andı içmek zorunda olduÄŸu bir partidir. Kim böyle bir imtiyazlı konumu baÅŸkasına kaptırmak ister ki. Ä°kinci husus ÅŸu: CHP’ye güçlü bir lider gelirse, ötekilere hayat hakkı tanımaz. Onun için güçsüz biri, tabanı olmayan, arkasından kimsenin aÄŸlamayacağı biri tepede olsun ki, biri güç sahibi olduÄŸunda onu indirebilsin ve kendi partiye hakim olabilsin. Bu olana kadar da herkes pazarlıklarla kendi talebini zayıf bir genel baÅŸkana dikte ettirebilsin.
 
Ama gelinen noktada, KılıçdaroÄŸlu adeta AK Parti’ye çalışır hale geldi. CHP, CHP olmaktan çıktı. Eski CHP’liler yeni CHP’yi tanıyamıyorlar, olup-bitenlere bir anlam da veremiyorlar.
 
Bu arada bir ÅŸey daha oluyor, CHP’den kaçanlar DSP’nin yolunu tutuyor. Göreceksiniz bu seçimde DSP yeniden toparlanmaya baÅŸlayacak. EÄŸer CHP ağır bir yenilgi alırsa ve KılıçdaroÄŸlu yine direnmeye kalkarsa ve sonuçta baÅŸka bir genel baÅŸkanı seçerlerse ya da seçemezlerse de, her iki halde de belli bir kesim, yani yeni oluÅŸumda umduÄŸunu bulamayanlar rotalarını DSP’ye çevirebilirler..
 
CHP’nin bütün seçim stratejisi AK Parti kazanmasın da kim kazanırsa kazansın anlayışı ile temellendirilmiÅŸ. AK Parti’de de, “bak bize oy vermezseniz CHP-HDP-Ä°yi Parti gelir, bu da içeride ve dışarıda yeni birtakım sorunların yaÅŸanmasına sebeb olur” diye bu senaryo üzerinden oy toplamaya çalışan birileri var.
 
Bu seçimde de bana göre önemli bir seçmen grubu, kimi istediklerinden çok kimi istemediklerinden yola çıkarak bir tercihte bulunacaklar. Yani umutları ile deÄŸil korkuları ile hareket edecek. Partilerin aday gösterdikleri isimlerin önemli bir kısmı, halkın beklentilerinden çok uzak isimler. KonuÅŸan kiÅŸinin söyledikleri ile o kiÅŸi hakkında ÅŸüyu bulan iddiaların bir arada düÅŸünülmesi mümkün deÄŸil.
 
KılıçdaroÄŸlu nereye koÅŸuyor, bunu KılıçdaroÄŸlu bile bilmiyor olabilir. Görünen o ki, ortada ciddi bir savrulma, günübirlik politikalarla, günü kurtarma çabaları var. Bu yarışın sonunu görmek için 1,5 ay gibi bir zaman kaldı. Olacakları bekleyip göreceÄŸiz. Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.