Sosyal Medya

Kürsü

Asırlık bir müktesebat heba olmadan: İlahiyat fakültelerini açık öğretim fakültesi yapmak

Uzun zamandır yazmayı düşünüyordum, bir türlü elim kaleme gitmiyordu! Yazmayı düşünüyordum, çünkü günümüzde ilahiyat fakültelerinin önündeki en ciddi soruna bigâne kalmak meslek ahlakıyla bağdaşmaz; yazamadım çünkü içinde bulunduğum ortamlarda konuyla ilgili tartışmalar insanda "akıntıya kürek çekmek" hissi veriyordu. İsmet Özel 'Niçin yazı yazarız?' sorusuna 'Yazık olmasın diye yazarız.' deyince, 'Yazık olmasın, yazayım.' dedim.



Mesele "uzaktan eÄŸitim", daha doÄŸrusu onun üzerinden ilahiyat fakültelerinin müktesebatının maruz kaldığı ciddi tehlikeyle ilgili! Türkiye'de uzun süredir uygulanan açık öÄŸretim eÄŸitiminin bir benzeri ilahiyat fakültelerinde de uygulanıyor. BilebildiÄŸim kadarıyla birkaç fakültenin dışında bütün fakülteler bu iÅŸe girmiÅŸ durumdalar. EÄŸitimde yeni imkân ve yolları savunan birisi olarak "açık öÄŸretim" karşıtı olmak doÄŸru deÄŸil, ancak ilahiyat fakültelerindeki durum tamamen farklı. Açık öÄŸretim mezunu bir talebe nispeten düÅŸük puanla girebildiÄŸi bir programın sınırlı imkânlara sahip diplomasını alarak mezun olur. Ä°lahiyat alanında uzaktan eÄŸitim programlarından mezun olanlar ise normal ÅŸartlarda giremedikleri ülkenin güzide fakültelerinden mezun oluyor, o fakültelerin diplomalarını normal talebe ile aynı hak ve salahiyetlerle kullanma imkânı elde ediyor. Artık sorun ilahiyat eÄŸitiminde açık öÄŸretim imkanlarından yararlanarak eÄŸitimi geniÅŸ kesimlere taşıma sorunu deÄŸil; ilahiyat fakültelerinin açık öÄŸretim fakültelerine dönüÅŸtürülme tehlikesidir.
 
Cumhuriyet din, eÄŸitim ve öÄŸretimi alanında iki ciddi adım attı: Bunlardan birincisi Osmanlı bakiyesi mütedeyyin aydın ve alimlerin büyük dikkat ve hassasiyet gösterdikleri Ä°mam Hatip Liselerinin kuruluÅŸu, ikincisi de din, eÄŸitim ve öÄŸreniminin üniversite programlarına dahil edilmesidir. Bu iki mühim teÅŸebbüsle Türkiye'de dini düÅŸüncenin ve dini hayatın modern dünyanın meydan okumalarına karşı dirençli olmasının imkânları aranmış, açılmış oldu. Öteden beri bu konuda çeÅŸitli mahfillerde birçok spekülasyon yapılageldi, devletin ve derin "odakların" gizli amaçlarından söz edildi, dini hayatı bozmak için böyle okullar açıldığı ileri sürüldü vs. Zamanla böyle iddiaların hamaset ve duygusallıktan ibaret birtakım vehimler olduÄŸu anlaşıldı. Bir kurum hangi maksatla kurulursa kurulsun zamanla kaderini kendisi çiziyor, istikametini belirliyor ve hiç öngörülemeyen neticeler ortaya çıkartabiliyor. Bu itibarla ülkemizdeki ilahiyat fakülteleri dünyada örneÄŸine az rastlanır bir akademik disiplin ve standarda sahip eÄŸitim kurumları haline gelebildi. Bir yandan orta öÄŸrenim düzeyinde Ä°mam-Hatip okulları –ki onların sorunları üzerinde ciddi tartışmaların yapılma vakti gelmiÅŸtir- öte yandan yüksek öÄŸrenimin parçası haline gelen ilahiyat eÄŸitimi, Cumhuriyet döneminde dini hayatın en önemli kazanımları olmuÅŸtur. Yüksek lisans ve doktora programlarının açılmasıyla birlikte ise ilahiyat eÄŸitimi hatırı sayılır akademik seviye kazandı. Bu eÄŸitim sayesinde ilahiyatlar dini eÄŸitimin mecburi olduÄŸu ülkemizde öteki meslektaÅŸları ile aynı özgüven içinde görev yapabilmektedir. Öte yandan bugün o okullardan mezun olanlar ülkemizin düÅŸünce ve bilim hayatına ciddi katkılar saÄŸladı ve ürünler ortaya koydu. Tüm eksiklerine raÄŸmen ülkemizde Ä°slam düÅŸünce ve bilimleri alanındaki çalışmalar hem nitelik hem nicelik itibarıyla Ä°slam ülkelerinin hiçbirisiyle mukayese edilemeyecek seviyeye vardı; birçok alanda Osmanlı tecrübesinin önüne geçtiÄŸini de söylemek gerekir.
 
Öte yandan ilahiyat fakülteleri 28 Åžubat sürecinin ardından ciddi bir daralma yaÅŸasa bile kat sayı maÄŸduru baÅŸarılı talebelerin ilahiyatı tercih etmek zorunda kalması yeni bir talebe profilini getirdi. Zamanla bu 'mecburi' tercih yerini gönüllü tercihlere bırakarak, fakültelere ve Türkiye'deki ilahiyat çalışmalarına yeni soluk getirebilecek bir nesil ortaya çıktı. Günümüzde birçok ilahiyat fakültesinde ülkenin en baÅŸarılı talebeleri, sınavlarda derece yapan öÄŸrenciler okumaktadır. Ülkede ekonomik durumla paralel ÅŸekilde, fakültelerin fiziksel imkânlarındaki düzelme baÅŸka bir sevindirici geliÅŸme oldu. Bu müspet geliÅŸmeler çerçevesinde yeni ilahiyat nesli için yeterli ve güçlü bir ilahiyat eÄŸitiminin tartışılmasının vakti gelmiÅŸken, ilahiyat fakülteleri "açık öÄŸretim fakültesi" seviyesine indirildi. Danıştay'ın açık öÄŸretim programıyla ilgili yönetmeliÄŸi bozmasıyla uzaktan eÄŸitim mezunu binlerce talebe normal ÅŸartlarda giremeyecekleri okulların talebesi haline gelmeye baÅŸladı. Türkiye'de eÄŸitim alanında bundan daha büyük adaletsizlik olduÄŸunu bilmiyorum. Üstelik uzaktan eÄŸitim sınavları büyük ölçüde internet üzerinden yapıldığı için talebeler daha çok avantaj kazanıyor; yüksek diploma dereceleriyle mezun uzaktan eÄŸitimliler, lisansüstü ve doktora programlarına hatta akademik görevlere intisapta daha avantajlı olmaya baÅŸladılar.
 
FAKÜLTELERÄ°MÄ°ZE VE DÄ°PLOMALARIMIZA SAHÄ°P ÇIKMAK AHLAKÄ° BÄ°R GÖREVDÄ°R
 
Diploma bir fakültenin haysiyetidir. Güç bela girilen bir fakülteden diplomasını alan talebe o fakültenin akademik aklının, ahlakının ve birikiminin parçası haline gelerek bir "imtiyaz" elde eder. Bir talebeye mücadele azmi ve irade terbiyesi kazandıran en önemli motivasyon; bilgide, sosyal ve mesleki hayatta kendine rehberlik edecek bu imtiyazdır. Åžimdi bir düÅŸünün: Güç bela girerek ikmal ettiÄŸiniz fakültenin diplomasının aynı süreçten geçmemiÅŸ on binlerce ortağı var. Böyle bir talebede motivasyon nasıl kalsın?
 
Uzaktan eÄŸitimi kimin savunduÄŸunu bilmiyorum. Ä°ÅŸin kolay tarafı siyaseti suçlamaktır. Her konuyu siyasete irca etmekle kurumsal aklı ve soÄŸukkanlı düÅŸünmeyi ortadan kaldırıyoruz, sorumluluk almaktan kaçınıyoruz. Konuya taraf olanlar ÅŸu soruların cevabını mutlaka vermelidir: "Normal ÅŸartlarda giremediÄŸiniz bir fakültenin diplomasını kolay bir yoldan edinmek hakkaniyetle baÄŸdaşır mı?" Mesela üniversite eÄŸitiminde hukuk fakültesi veya baÅŸka bir fakülte ilahiyat fakültesinden daha önemli ve daha ciddi bir kurum mudur ki onlarda uzaktan eÄŸitim yapılmıyor? Bir üniversite niçin, bütün branÅŸlarında deÄŸil de ilahiyat alanında uzaktan eÄŸitime imkân tanıyor?
 
Burada asırların getirdiÄŸi zihinsel bir problem var: Ä°lahiyat fakültelerini ikincil seviyede akademik kurumlar olarak görme illetinden kurtulamıyoruz. Biz ilahiyat camiası, üniversite olmaya, akademik eÄŸitime ve akademik unvanlar taşımaya ve bunun hakkını vermeye yeterince inanmadık sanırım, esas sorun bu!

Ekrem Demirli/Fikriyat

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.