Kürsü
Süleyman Seyfi Öğün: Genel seçimlerin 'genel', yerel seçimlerin ise 'yerel' kalabilmesi mümkün müdür?
Follow @dusuncemektebi2
Süleyman Seyfi Öğün- Yeni Şafak
31 Mart târihinde yapılacak yerel seçimlerin odaklandığı soru bu…Ak Parti ile MHP’nin oluÅŸturduÄŸu Cumhur Ä°ttifâkı , “Bek’a” diyor. CHP, Ä°YÄ° Parti ve SP’nin oluÅŸturduÄŸu Millet Ä°ttifâkının cevâbı ise “ekonomi”..Ä°ki tez üzerinden çetin tartışmalar yapılıyor.
Biz soruyu biraz deÄŸiÅŸtirerek meseleye yaklaÅŸalım: Genel seçimlerin “genel”, yerel seçimlerin ise “yerel” kalabilmesi mümkün müdür? Biraz daha somutlaÅŸtırarak soralım: EÄŸer iktidarda olan; yâni bir evvelki genel seçimleri kazanmış olan bir parti, yerel seçimlerde kaybederse ne olur? Genel seçimler yenilenir mi? Bu sorunun kâğıt üzerindeki cevâbı, süreçlerin ayrı olduÄŸu; yerel seçim ile genel seçimin farklı deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini söyler. Ama pratikte bunun böyle olmadığını görebiliriz. Bir defâ genel seçimleri kazanmış, ama yerel seçimleri kaybetmiÅŸ olan iktidar partisinin, hem moral motivasyonu gerilemiÅŸ hem de yönetsel etkinliÄŸi budanmış olur. Muhalefet de boÅŸ durmayacak, yereldeki baÅŸarısını genele taşımak için bastıracaktır.
Cumhûr Ä°ttifâkı, yerel seçimlere dâir açıklamalarında, 31 Mart târihinin Türkiye için kritik olduÄŸunu, bir bek’a meselesi olarak deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸini ısrarla söylüyor. Yâni daha baÅŸtan, yerel seçimleri sâdece yerel kalmadığını, ulusal meselelerle birlikte ele alınmasını ve vatandaÅŸların bu hassasiyetle hareket etmesini savunuyor. Muhalefet Bloku, bunun doÄŸru olmadığını; AK Parti’nin hızla zayıfladığını; bunu ört bas edebilmek için bek’a meselesini ön plâna çıkardığını iddia ediyor. Millet Ä°ttifâkı seçimin yerel bir seçim olduÄŸunu, siyâsal bir trajediye taşınmaması gerektiÄŸini ileri sürüyor. Onlara göre esasta ekonomik meseleler, vatandaÅŸların geçim dertleri vardır.
Bu tartışmaların, seçmenlere, hangi sâikle oy vereceÄŸini belirlemeye mâtuf olduÄŸu âÅŸikâr. BaÅŸat sâik olarak ekonomiyi ortaya koymanın, üzerinde çalışılarak söylenmiÅŸ olmadığını düÅŸünüyorum. Burada îmâ edilen iktidârın ekonomi siyâsetlerinden duyulan hoÅŸnutsuzluksa, bunun hesaplaÅŸması yerel seçim olamaz. Farzedelim ki Millet Ä°ttifâkı yerel seçimleri ezici bir çoÄŸunlukla kazandı. Belediyelerde kurduÄŸu iktidâr Türkiye’nin ekonomi siyâsetlerini mi deÄŸiÅŸtirecek? Elbette ki hayır. Yerel ekonomilerde sınırlı bir etkisi olabilecek böyle bir baÅŸarı, ekonomik meseleleri hâlledecek deÄŸildir. Bu hususlarda muhalefet partilerinin adayları neyi, ne kadar vaad edebilir ki? VatandaÅŸlar, belediyelerden ekonomik meselelerini halledecek bir kapasiteyi bekleyecek kadar saf deÄŸildir herhâlde.
Muhalefet partileri, her ne kadar yerel seçimlerin yerel kalması, bek’a gibi trajik bir alana kaydırılmaması gerektiÄŸini ifâde ediyorsa da; arzuladığı baÅŸarıyı gösterirse, 1 Nisan’dan baÅŸlayarak genel seçimlerin erkene alınması için bastırmakta tereddüt etmeyecektir.
Kanaatimce seçmenler açısından ne bek’a meselesi ne de ekonomik meseleler birincil derecede rol oynuyor. Seçmenlerin bir kaç dereceli düÅŸündüÄŸünü zannediyorum. Ä°lki evet, ekonomik. Ama muhalefetin zannettiÄŸi manâda deÄŸil. Belediyelerin kontrol ettiÄŸi, ihâlelerden istihdama, rant alanlarının, belli kültürel aÄŸlar üzerinden nasıl paylaşılacağıyla ilgilenen kesimler var. Belediye hizmetleri bu paylaşımın fonksiyonu. Ä°sim isim aday tartışmaları ve kavgaları bu paylaşıma dâir hesapları düÅŸündürüyor. Mevcut paylaşımlardan rahatsız olanlarla, bunun devâmından yana olanların çatışması bu. Bu çatışma parti tanımıyor. Partiler arası olduÄŸu kadar; belki ondan daha fazla olarak parti içi kavgalara da sıçrıyor. Ä°kinci sâik, daha tabana doÄŸru, yaÅŸadığı çevrede günlük hayât sıkıntılarını gözeten kesimler için geçerli. Onlar verilen hizmetlerin neyin fonksiyonu olduÄŸundan ziyâde, pragmatik düzeyde kalitesiyle ilgileniyor. Üçüncü sâik ise büyük çoÄŸunluklar için ideolojik baÄŸlılık. Bu baÄŸlılık, ne ekonomi ne de hizmet kalitesi ile alâkadar. Onlar için seçim yerelmiÅŸ, genelmiÅŸ fark etmiyor. Gözü kapalı oy veriyorlar.
31 Mart seçim neticelerinin bu üç sâik etrafında ÅŸekilleneceÄŸini düÅŸünüyorum. Ä°lk sâikle yönlendirilen seçmenler uygun adayları bulursa seçime asılacaklar. Bulamadılarsa ya seçimleri asacak, veyâ adaylarını transfer eden baÅŸka partilere yanaÅŸacaklardır. Ä°kinci sâikle hareket edenler, eÄŸer mevcutlardan rahatsız olsalar bile, bunu hemen tepkiye dönüÅŸtürmeyecek, alternatiflerin mâliyetini de ayrıca hesaplayacaklardır. Onların zihinlerinde bir yerlerde tercihlerinin genel istikrar üzerinde hangi tesirler doÄŸuracağı da hesaplanacaktır.
DoÄŸrusu, bu seçimlerin çok da sarsıcı - en azından muhafetin arzu ettiÄŸi kadar- neticeleri olacağını zannetmiyorum. Orta büyüklükteki bir ÅŸehirde, Belediye BaÅŸkanlığını A Partisi kaybedip, B Partisi kazanabilir. Meselâ AK Partili bir belediyeyi Ä°YÄ° Parti veyâ CHP alabilir. Ama bunun tersinin de yaÅŸanacağı yerler olacaktır. Bu irili ufaklı belediyelerde görülebilecek sıfır toplamlı bir oyundur. Ama bana göre, esas mühim olan Ä°stanbul’dur. Ä°stanbul’u bütün temâyülleri ile hesaplayabilen ve kazanan yoluna devâm eder…
Henüz yorum yapılmamış.