Sosyal Medya

Güncel

Ahmet Taşgetiren / O yazı nasıl doğmuştu?

Ahmet TaÅŸgetiren - KARAR



O yazı, “Seni seviyoruz savunan adam” yazısıdır.
 
Merhum Erbakan Hoca’nın Anayasa Mahkemesindeki savunma görüntüsünün üzerine yazılmıştır. Bir kiÅŸi kutsaması deÄŸildir, bir kiÅŸinin ÅŸahsında davanın sembolleÅŸmesine yönelik serenaddır.
 
28 Åžubat günleridir.
 
Ben aslında Refah Partisi yerelde sorumluluk üstlenmeye baÅŸladığı dönemden beri bizim camiadaki siyasi yapıların deÄŸerlendirmesine yönelik yazılar yazarım. Bunların bir kısmı eleÅŸtiri içeriklidir ve o dönemde zaman zaman Refah tabanının tepkilerini de almıştır.
 
O dönemde mesela “Parti ve cemaat” baÅŸlıklı bir yazı yazdım. Milli Gazete’de, cemaat liderlerinin Erbakan Hoca’ya baÄŸlılık bildirmesi istikametinde yazılar çıkıyor, bu baÄŸlılığı bildirmeyenler de yeriliyordu.
 
Dedim ki: “Cemaatleri bir partinin uzantısı haline getirmek doÄŸru deÄŸil. Cemaatler bir insan inÅŸa zemini olarak kalsın, orada yüreÄŸi saÄŸlam insanlar yetiÅŸsin, siyasete girecekse o insanlar girsin, siyasetin kalitesi yükselsin. Ama cemaatler insan inÅŸası misyonundan uzaklaÅŸmasın.”
 
Anlaşıldı mı? Sanmıyorum. Çünkü kısa günün kârı her ÅŸeyi araçsal hale getirmeyi gerektiriyordu.
 
Sonra gelen eleÅŸtirileri göÄŸüslemek için “Destek ve murakabe” baÅŸlıklı bir yazı yazdım. Evet, bizim içimizden çıkan ve bizim deÄŸerlerimizin mücadelesini veren bir siyasi oluÅŸum desteklenmeliydi, ama sadece destek yetmezdi, desteÄŸin hemen yanında murakabenin de iÅŸlemesi gerekiyordu ve baÅŸka pek çok enstrüman yanında medya da, böyle bir murakabenin zemini olarak görülmeliydi.
 
Anlaşıldı mı? Bilmiyorum. Parti zeminleri desteÄŸi çok önemsiyor, murakabeye gelince çekinceler sıralıyordu.
 
O dönemde Altınoluk dergisi olarak da “Müslüman ve Ä°ktidar” konulu bir kapak dosyası yaptık, her türlü iktidarın bir imtihan alanı olduÄŸunu, siyasi gücün de insan için imtihan niteliÄŸi taşıdığını belirttik.
 
Biliyorum, tüm bunları Ä°slam adına soyut zeminde konuÅŸmak kolaydır, ama imkânla, güçle buluÅŸtuktan sonra murakabeye açık olmak zordur. Güç ne kadar artarsa murakabeye tahammül de o ölçüde zorlaşır. “Gururlanma padiÅŸahım senden büyük Allah var” ikazını duymak için zamanı olur mu güç sahiplerinin, bilinmez.
 
Bunları niye yeniden hatırlama ihtiyacı hissettim?
 
Bu tarz eleÅŸtirel duruÅŸlardan sonra geldi o yazı: “Seni Seviyoruz savunan adam!”
 
Åžunu hatırlatayım: O dönemde Refah’ın yayın organı mahiyetindeki Milli Gazete çıkıyordu ve tabii olarak Refah’ı savunuyor, ona yönelik baskılara isyanı seslendiriyordu.
 
Peki böyle bir yazı Milli Gazete’de çıksaydı o heyecanı uyandırır mıydı?
 
Bunun hakkaniyetli cevabını o dönemi yaÅŸayan Refah camiasındaki dostlara, Hoca’nın yanında yazı okunduÄŸunda göz yaÅŸlarını tutamayan insanlara bırakıyorum.
 
En azından ÅŸu söylenebilir sanıyorum: Zaman zaman eleÅŸtiren bir kalemden böyle bir yazının çıkmasının apayrı bir anlamı olmuÅŸtur. Kaldı ki, orada yer alan duyguların sahiciliÄŸinin de bunda etkisi vardır. O yazı, bir mücadeleye sahiplenmenin ve Anayasa Mahkemesi huzurunda “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” suçlamasıyla yargılanmayı, mücadelenin bütün boyutlarıyla birlikte görmenin yazısıdır.
 
Ben o tepkiyi, 2008 yılında Ak Parti için yine Anayasa Mahkemesi’nde ve yine “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” suçlaması ile kapatma davası açıldığında da ortaya koydum.
 
Ak Parti’nin içerde meÅŸruiyyet mücadelesi verdiÄŸi günlerde liberal camiadan, ya da Avrupa’dan, Amerika’dan gelen desteklerin, kendi camiamızdan gelen tabii desteklerden daha çok kıymet-i harbiye icra ettiÄŸini görmezden gelebilir miyiz?
 
Parti ve cemaat. Murakabe ve destek... EleÅŸtiriler ve tepkiler...
 
Ben “Ä°stanbul’a ihanet ettiniz” diye yazsam biliyorum ki kıyamet kopar. Ama iyi ki, iktidar sahiplerinin içinde böyle özeleÅŸtirel bir damar yaşıyor. Ama bilinmeli ki o damar bazan refleksif olarak savunmacı duygular içine de girebilir. Onun için, bizim geleneÄŸimizde bulunan “murakabe” iÅŸini yürütenleri “söyletmen urun!” tepkileri ile karşılamamak lazım. Garip dünya, bu tepkileri verenlerin bile bir gün ayağına basılabilir ve kendilerine yapılan haksızlığı dile getiren birilerini arayabilirler.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.