Sosyal Medya

Kürsü

Rasim Özdenören- Tehdit yok icra var

Rasim Özdenören- Yeni Şafak



Mario Puzo’nun Baba (The Godfather) romanını uzun yıllar önce okumuÅŸtum. Mafya üzerine bir roman... Üslubuyla, örgüsüyle, kurgusuyla beÄŸenmiÅŸtim. Gene de salt konusuna bakarak edebi bir roman sayılıp sayılamayacağı üzerine tereddütlerim bulunuyordu. Kitabı bir daha okumaya vaktim olsa acaba kanaatim deÄŸiÅŸir mi, bilemiyorum. Ama konu bu deÄŸil... O romanda etkili bir sahne var, sözü oraya getirmek istiyorum.
 
Roman, New York’ta yaÅŸayan Don Vito Corleone’nin başında olduÄŸu güçlü bir Ä°talyan mafya ailesinin muhataralarla dolu serüveni üzerine kurulmuÅŸtur...
 
Bir mafya Babası (The Godfather) olan Don Corleone, ilke sahibi, otoriter, sözünü tutan, tehditten hoÅŸlanmayan ama her durumda istediÄŸini elde eden güçlü bir tiptir. Romanın dallı budaklı olay örgüsü arasında ayrıntı sayılabilecek yan olaylardan biri ÅŸudur: Baba, adamlarından birini ilerde sinema oyuncusu olmaya hazırlamak için ünlü bir rejisörün yeni çekmeye baÅŸlayacağı bir filmde denenmek üzere ona küçük bir rol verilmesi ister. Fakat rejisör Baba’nın bu teklifini kabul etmez. Rejisör muhteÅŸem bir malikânede oturmaktadır. At meraklısıdır. Malikânenin etrafı ÅŸato surları gibi duvarlarla çevrilidir. En sevdiÄŸi at ise muhkem bir ahırda sıkı bir güvenlik ekibiyle korunmaktadır.
 
Rejisör, bir sabah ılık rüyaların içinde gözlerini sabah ışıklarına açar. Ayakları yatağın içinde tatlı bir ılıklıkla okÅŸanmaktadır. Ama az sonra o ılıklığın yavaÅŸ yavaÅŸ bir ıslaklığa dönüÅŸtüÄŸünü fark eden rejisör yorganını üstünden savurur. DehÅŸet! Yorganın altından sevgili atının kanayan kesik başının ayaklarının üstünde olduÄŸunu görür!
 
Durumun mahiyetini kavrar. Mesajı alır. Bir gün önce filminde küçük bir rol vermeyi bile düÅŸünmediÄŸi Babanın adamını o filmde baÅŸrole çıkarır.
 
Olay, bize diplomasi dilinin nasıl olması gerektiği hususunda da fikir veriyor.
 
Orada da tehdide ihtiyaç duyulmaz. Dolaylı da olsa net mesajlar teati edilir.
 
Fransa Kralı Fransuva, kendisini esir olarak tutan Åžarlken’e karşı Kanuni Sultan Süleyman’dan yardım isteyince ona ünlü mektubunu yazar. Ardından Mohaç’ta Macaristan’ı fetheder. Ve Åžarlken’e iki cümlelik ÅŸu mektubu gönderir: “Fransuva’yı hemen serbest bırak. Yoksa mücahitlerimin atlarının ayak seslerini Berlin sokaklarında duyarsın.”
 
Bu günkü Amerikan BaÅŸkanı Trump’ın ortalığı velveleye veren tehditleri ile Osmanlı Hükümdarının iki cümlelik mektubunun tesiri karşılaÅŸtırılırsa, her iki devletin vakarı arasındaki fark da kendiliÄŸinden ortaya çıkar.
 
Lafı dolandırmak, kurusıkı tehditlerle vakit öldürmek vakarı zedeler.
 
Türk halkı külhanbeylerin kurusıkı tehdit naralarını iyi bilir ve ona bir kıymet izafe etmez. Ä°craya bakar, hükmünü icraata bakarak verir...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.