Sosyal Medya

Kürsü

Yusuf Ziya Cömert: Millet olarak -sonuçları işimize gelse de gelmese de- seçimi seviyoruz

Yusuf Ziya Cömert- Karar



Seçimleri umursamadığım dönemler oldu. ‘Kimi seçseler benim istediÄŸim olmayacak. O zaman kendi kendilerine yapsınlar seçimi, bana ne’ dediÄŸim dönemler.
 
Bence haklıydım. Yani benim o dönemlerde baktığım gibi bakınca haklı olursun.
 
Önümüze bir takım seçenekler sunuluyor.
 
Sunulan seçeneklerin hiç biri benim iÅŸaretleyebileceÄŸim seçenek deÄŸil.
 
Yani, test gibi. Sualin altında A, B, C, D ve E seçenekleri var.
 
Fakat bana göre bütün seçenekler yanlış.
 
Hangi seçeneÄŸi iÅŸaretlersem cevabı ‘doÄŸru’ sayıp bana puan vereceklerini biliyorum.
 
Fakat o seçenek de yanlış.
 
Öyleyse, neden göz göre göre yanlışlardan birini ‘doÄŸru’ diye iÅŸaretleyeyim?
 
O dönemlerde bile göz ucuyla takip etmiÅŸimdir seçimleri.
 
Ekranın karşısına çakılıp kalmasam da, ara sıra durum nedir diye TV’lerin haber programlarındaki tablolara göz atmışımdır.
 
Elbette o dönemlerde benim gibi ilgisizlerin ilgisizliÄŸi de bir fonksiyon icra etmiÅŸtir. Birine yaramıştır, birine yaramamıştır.
 
Demek böyle bir ÅŸey demokrasi.
 
Çok heyecanlılar, az heyecanlılar.
 
Sonucun ne olacağıyla az ilgilenenler, çok ilgilenenler.
 
Seçimi kendi tarafı kazanınca çok karlı çıkacak olanlar, az karlı çıkacak olanlar veya zarara uÄŸrayacak olanlar.
 
Seçimin ‘hayat memat meselesi’ haline gelip gelmemesiyle ilgili göstergeleriniz, çok kaybedecek olmanızla az kaybedecek olmanıza göre yükseliyor veya çıkıyor.
 
Çok kaybedecekseniz, kafanızdaki veya kalbinizdeki göstergenin ibresi otomobilin hız göstergesi gibi 220’lere, 250’lere çıkıyor.
 
Az kaybedecekseniz gazı köklemenize gerek yok, makul hızlarla aheste aheste ilerlersiniz, nasıl olsa kimse peÅŸinizden kovalamıyor, gideceÄŸiniz yerde sizi hasretle bekleyen bir kimse de yok.
 
***
 
Avrupa’da seçime katılma oranlarının hayli düÅŸük olmasının altında bu yatıyor olmalı.
 
VatandaÅŸ açısından gerilim düÅŸük.
 
Ahmet de kazansa, Mehmet de kazansa fazla bir ÅŸey deÄŸiÅŸmeyecek.
 
Veya AyÅŸe, Fatma.
 
(‘Mesela’ derken ağız alışkanlığıyla erkek isimleri sıralamak cinsiyetçilik sayılır mı?
 
İnşallah sayılmaz.
 
Avrupa deyince Corc, Hans, Frank, Marry, Jane, Christian gibi isimler sıralasaydım daha mı isabetli olurdu?
 
Ama Alman ismi mi seçeceÄŸim, Ä°ngiliz mi Ä°spanyol mu?
 
Görüyorsunuz deÄŸil mi, ince eleyip sık dokuyan pimpirikliler için dünyada ne kadar çok dert var!)
 
Bizim buralar Avrupa gibi deÄŸil.
 
Seçim gerilimi yüksek oluyor.
 
Katılımlar da buna paralel olarak yüksek.
 
Bunun bir sebebi siyasilerimizin ikna kabiliyeti.
 
Seçimi kaybedersek başımıza büyük iÅŸler açılacağına, kazanırsak büyük bahtiyarlıklara eriÅŸeceÄŸimize bizi inandırmayı baÅŸarıyorlar.
 
Bazen dış konjonktür de gerilimin tırmanmasına yardımcı oluyor.
 
Geçen seçimlerde Almanya’da, Hollanda’da, Belçika’da meydana gelen ve bizi de ilgilendiren bazen ÅŸiddet, bazen nefret içerikli hadiseler kuvvetli birer motivasyon unsuru olmuÅŸtu.
 
Avrupa’yla aramızdaki ‘gerilim’ ve ‘katılım’ farkını hemen ‘biz doÄŸuluyuz, onlar batılı’ diye izaha kalkışmayalım.
 
Çünkü, ‘doÄŸulu’ diye nitelenebilecek bir çok ülkede seçimler anlamsız.
 
Seçimi kimin kazanacağını ve kimin kaybedeceÄŸini bütün vatandaÅŸlar biliyorlar.
 
Sandığa gitsen de gitmesen de bir ulu siyasetçi yüzde 90 civarında oyla seçimi kazanıyor.
 
Bu yüzden, o ülkelerin vatandaÅŸlarının -bizden fakir de olsalar, zengin de olsalar- ‘vatandaÅŸlık kalitesi’ bize göre düÅŸük.
 
(Yani seçim ‘vatandaÅŸlık kalitesi’nin de önemli bir göstergesi.)
 
Türkiye’de ise 1950’lerden itibaren seçim yoluyla önemli iktidar deÄŸiÅŸiklikleri oldu.
 
Yani seçimlerin ülkenin gidiÅŸatını deÄŸiÅŸtirme kapasitesi tecrübeyle sabit.
 
Tabii ki 31 Mart’ta gireceÄŸimiz seçimler mahalli.
 
Ülkeyi yönetecek kiÅŸileri deÄŸil, ÅŸehrimizdeki, ÅŸehircilikle ilgili hizmetleri yönetecek kiÅŸileri seçeceÄŸiz.
 
Öyleyse önemsiz mi?
 
Hayır, önemli.
 
Millet de önemli olduÄŸunun farkında.
 
Bakın, anketlerde ‘kararsız’ların oranı yüzde 10’lar civarına düÅŸmüÅŸ.
 
Yani büyük ekseriyet kararlı.
 
Seçime karşı ‘lakayt’ olanların çoÄŸu da seçim gününe kadar seçimin ehemmiyetine kendisini ikna eder.
 
Biz galiba millet olarak -sonuçları iÅŸimize gelse de gelmese de- seçimi seviyoruz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.