Özel / Analiz Haber
Asilzadelerden Bir Kaldırım Mühendisi
Kara mizah ve hicvin bir arada olduğu, biraz fantastik biraz da otantik bir roman…
Ä°stanbul, sakinleri için bir keÅŸmekeÅŸken dışında kalanlar için çoÄŸunlukla bir cümbüÅŸtür. Bu ÅŸehrin keÅŸmekeÅŸ hallerinden dert yananların tuttukları “Ä°stanbul Hakkında Sızlanılacaklar” listesinin başını genelde trafik çeker. Bir de koca koca otobanları bile tıkayan arabaları sokak içlerinde görmek ve onlara bir yer bulmak derdi var! Otoparkı olan mahallelerde sürdürülebilir bir düzen kurup sinir krizi yaÅŸamamak mümkün. Fakat bir de dar sokakların kaldırımına park edilen arabalar var...
Mevzuyu ne kadar kanıksadığımı fark ettiÄŸimde arabasını kaldırıma park eden ilk insanoÄŸlunu merak etmem iÅŸten bile deÄŸildi. Peki kaldırım hakkında konuÅŸmaya kalksak kaç cümlelik bir sohbet geçer aramızda? Bunu soruyorum zira kaldırımları konu edinmiÅŸ bir kitapla karşılaÅŸana kadar bu konuda böyle uzun soluklu konuÅŸabileceÄŸimi de bilmiyordum.
Öncelikle sizi bahsettiÄŸim o kitapla tanıştırmak isterim: Kaldırım Mühendisi 2013’te TimaÅŸ Yayınları tarafından yayınlanmış ve yayınevinin tarzına yeni bir soluk katmış. Hikâyesi ise ÅŸöyle; romanın ana karakteri William, Chelsea’deki yaÅŸamını bir gazetede gördüÄŸü “Kaldırım Mühendisi Aranıyor!” ilanıyla ardında bırakır.
Dedesi geçmiÅŸte Türkiye’de yaÅŸadığı ve Ä°ngiltere’ye bir bavul hikâyeyle döndüÄŸünden bu ülkeye hayran olarak büyüyen William için bu kaçırılmaz bir fırsattır. Asil bir aileden gelen William’ın mesleki disiplini her ÅŸeyi kuralına göre yapması konusunda onu hassas biri yapmıştır. Nihayetinde Ä°stanbul’a gelir ve Avrupa BirliÄŸi Komisyonu’nda raportör olarak kaldırım inÅŸaatı çalışmasına dahil olur. Burada Beton Basri’yle tanışır. Beton Basri, günümüz müteahhit tiplemesinin neredeyse birebir karşılığıdır. Ä°ÅŸ yapma biçimi hayli yöreseldir ve bunun evrensel bir standart olduÄŸuna inanır. Soru sorulmasından hoÅŸlanmaz ve William gibi naif bir karakteri bile çileden çıkarır. William, Beton Basri’yi anlamak için çok çabalar. Pek tabii ki bunda muvaffak olması söz konusu bile deÄŸildir. Beton Basri tarafından bakıldığında da William tam bir ayak bağıdır ve bu zamana kadar kullandığı basit taktikler onda iÅŸe yaramıyordur.
Romanda birbirinden renkli karakterler yer alsa da asıl çatışma William ile Beton Basri arasındadır ve bu, bir deÄŸerler çatışmasıdır. William yazacağı raporun gerçekleri yansıtması konusunda kararlıdır. Standartlarına göre yapılmayan uygulamalara dair sorular soran William hep “Türkiye’de bu iÅŸler böyle,” yanıtını alır. Kimi zaman Türkiye’ye has uygulamaları makul bulurken kimi zaman ne kadar düÅŸünürse düÅŸünsün kafasında oturtamaz. William’ın vardığı yer bir çıkmazdır. Ä°ki seçenek arasında gider gelir: Her ne kadar dedesinden çok fazla hikâye dinlemiÅŸ, çok fazla ÅŸey okumuÅŸ olsa bile, yine de yeni tanıdığı bir kültüre saygı duyarak bu iÅŸleyiÅŸe müsaade mi etmelidir? Yoksa neredeyse tüm yapılanların Avrupa standartlarına uymadığını, kendisinden de istendiÄŸi gibi raporunda belirtmeli midir? Ä°stanbul’a gelmeden önce kendini hayli yakın bulduÄŸu bu kültüre ne kadar uzak olduÄŸunu günden güne fark etmeye baÅŸlayan William için çatışma nihayete ermek üzeredir. Farklı bir kültüre saygı duymanın gereÄŸini yapıp kenara çekilecekken gittiÄŸi bir hastanede Kaldırımzedeler KoÄŸuÅŸu’na denk gelir. Burası yol ve kaldırım çalışmalarındaki yanlış uygulamalar sonucunda ciddi sakatlıklar yaÅŸayan insanların kaldığı bir hastane koÄŸuÅŸudur ve her birinin hikâyesi, William için dehÅŸet vericidir. Ä°ÅŸin karanlık tarafıyla yüzleÅŸen William için baht dönüÅŸü gerçekleÅŸir. Olaylar sonuca doÄŸru ilerlemeye baÅŸlar.
Kaldırım Mühendisi’nde, ÅŸehir hayatının zorluklarını her gün deneyimleyenler için Mehmet NafiArtemel’in yer verdiÄŸi ayrıntılar ve kara mizah öÄŸeleri romanı hayli keyifli kılıyor. ÖrneÄŸin kaldırıma park edilen arabaların birer “kutsal binek” muamelesi gördüÄŸünü söylerken ya da Ä°stanbul’u ÅŸekillendiren mimari ekolleri Horon ve Apartkondu olarak iki büyük ana akıma ayırırken “Evet,” diyor insan, “biri, her gün görüp durduÄŸumuz çarpıklıklara bir isim bulmuÅŸ!”
Bu roman, kaldırım metaforu üzerinden bir çatışma sunuyor okura: Yapılması gereken yapılmalı mı yoksa eli taşın altında kalacak diye korkanların sessizliÄŸinde yozlaÅŸan bir sistemin akışına mı kapılmalı? Yazar bu noktada kimseyi kırmadan naif dokundurmalarla ve fantastik öÄŸelerle konuyu çok daha steril tutmaya çalışıyor fakat farkındalığı olan herkes için net manzaralar sunuyor. Hikâyedeki çatışma, karakterlerin hikâyede temsil ettiÄŸi deÄŸerler, günün sonunda kazanan taraf William’ın romantikliÄŸine ters olsa da bugünün gerçekliÄŸine uygun oluyor.
William’ın romantikliÄŸi, yüksek doz naifliÄŸinden geliyor. Bu özeliÄŸinin kaynağı da yazarın kendisi aslında. Kitabı okuyup yazarın kendisiyle tanışan herkes William’ı karşısında bulmuÅŸ gibi oluyor. Kapak görselinde kullanılan ceket de yazara ait dersem anlatmak istediÄŸim biraz daha netleÅŸir diye umuyorum. Henüz yazarla tanışmamış olanlar onu “ArtemelHoca”nın öÄŸrencilerinden de dinleyebilirler. Zira kendisi BoÄŸaziçi Üniversitesi’nin en sevilen hocalarından. Öyle ki Mehmet NafiArtemel’den “yoklama almadığı halde sınıfının full çektiÄŸi hoca” diye de bahsederler. Derslerini almayan öÄŸrencilerin dahi Artemel’i tanıyıp sevmelerinin altında onun eÄŸlenceli, hoÅŸ sohbet ve farklı deÄŸerlere açık biri olması yatıyor. Aksi halde Londra’nın Portobello ve Camden pazarlarında iÅŸportacı, dünyaca ünlü Master Chief’in yanındaysa yardımcı ÅŸef olmayı öyle kolay kolay baÅŸaramazdı diye düÅŸünüyorum.
KÄ°TABA ULAÅžMAK Ä°ÇÄ°N TIKLAYINIZ
Henüz yorum yapılmamış.