Sosyal Medya

Güncel

Taha Akyol / Tanrı Trump’ı istemiş!

Taha Akyol - Karar



Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders katıldığı bir TV programında ÅŸöyle demiÅŸ:
 
“Tanrı, Trump'ın baÅŸkan olmasını istedi, orada olmasının sebebi budur."
 
Hangi TV kanalı?.. Christian Broadcasting Network (CBN) televizyonu, yani Hıristiyan Yayın Åžebekesi…
 
Sanıyorum Amerikalıların çoÄŸunluÄŸu bu söze inanmaz ama Evanjelikler inanır. Mistik bir köktendinci cemaat olan Evanjeliklere göre, Ä°sa’nın gökten inerek dünyaya egemen olması için Ä°srail’in “Büyük Zafer”i kazanması gerekmektedir! Timothy Weber’in “Road to Armegeddon” adlı kitabında yazdığına göre 40-50 milyon Amerikalı bu inançta. Yüzde 80’i Trump’a oy veriyor.
 
Sanders’in sözlerinin bilimsel hiçbir anlamı yoksa da siyasi bir  tabanı var.
 
Sarah adlı bu hanım "Trump, görevi boyunca dini inançları olan kiÅŸilerin önemsediÄŸi ÅŸeyleri destekleyen birçok baÅŸarılı iÅŸe imza attı" diye sözlerini sürdürmesi de siyasi istismar amacıyla konuÅŸtuÄŸunu gösteriyor.
 
 
 
Trump’ın megalomanisi 
 
Trump’ın kendisi inanıyor mudur? Bilmem fakat narsist ve megaloman kiÅŸiliÄŸi buna müsaittir.
 
Batı basında Trump’ın narsist ve megaloman kiÅŸiliÄŸi hakkında çok yayın var. Daha geçen mayısta Robert Reich “Amerikan dış politikasına Trump’ın megalomanisi yön veriyor” diye yazmıştı.
 
Trump’ın vahim Kudüs kararı hem Evanjelik inanışların hem kiÅŸisel megalomaninin bir dışavurumuydu, “hiçbir baÅŸkanın yapamadığını” yapmıştı!
 
Trump megalomanisiyle Venezuela sorununa burnunu sokmasaydı, Venezuela’yı asıl mahvedenlerin Chavez ve Maduro olduÄŸu daha net görülecekti.
 
Trump Amerikan basınında “kabadayı” olarak da nitelenmektedir.
 
Amerika’da kuvvetler ayrılığı güçlü olduÄŸu için kurumlar Trump’ı ülke içinde denetliyorlar ve dengeliyorlar ama dış politikada Trump dünya için önemli bir sorun haline gelmiÅŸtir: Güvenilmez, istikrarsız, dengesiz bir kabadayı…
 
Dünyanın her tarafında benzer popülist eÄŸilimler güçleniyor. Hatta bilimsel düÅŸüncenin kitleler üzerindeki etkisinde gerilime, “post truth” denilen siyasi hurafelerde tırmanma görülüyor. 1930’lar dünyasına benzeyen bu savrulmanın, er geç itibar kaybedeceÄŸini, tekrar rasyonel politikalara ve hukuki deÄŸerlere dönüleceÄŸini düÅŸünüyorum.
 
Ä°slam dünyası ve Türkiye
 
Fakat Ä°slam ülkelerinin durumu bugün daha kötü olduÄŸu gibi öngörülebilir bir gelecek için de ciddi ümit ışıkları gözükmüyor.
 
Türkiye’nin iki asra yakın modern hukuk ve bilim çabası, bu yünde kurumları vardır. Modern eÄŸitimin temelini atan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi 1869, Yargıtay 1868 tarihli fermanlarla kurulmuÅŸtu.
 
Mühendishane daha öncedir; 1775.
 
Ama Türkiye’de bile Peygamber efendimizden mesaj almak gibi çeÅŸitli mistik ifadelerin yaygınlaÅŸtığını, siyasette ise din istismarının arttığını görüyoruz.
 
Muhterem Hocamız Ali BardakoÄŸlu’nun çeÅŸitli kitap, makale ve konuÅŸmalarında belirttiÄŸi gibi “Ä°slam dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler” hayli etkili oluyor. Siyasette ise particiliÄŸi  “mahÅŸerde berat” gibi sizlerle tanımlayanlar da az deÄŸil.
 
DiÄŸer ciddi bir sorun otoriter siyasi kültürdür. Yönetenleri “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” saymış mutlak itaat geleneÄŸi…
 
Tarihçi Ahmet YaÅŸar Ocak hocamızın eserlerinde okuduÄŸumuz gibi, dini ve felsefi düÅŸünceyi siyasetin hizmetine koÅŸan asırların devrettiÄŸi kültür…
 
Bilim ve hukuk
 
Bu gerçekler Tek Parti devrindeki yasakların isabetli olduÄŸunu göstermez. Aksine, o yasaklar o dönemde Ä°lahiyat Fakültesinde geliÅŸmekte olan saÄŸlıklı düÅŸüncenin de topluma yansımasını engelledi.
 
Bizde Cevdet Paşa, Mahmud Esat Efendi, Şehbenderzade Hilmi ve İzmirli İsmail Hakkı gibi alimler varken sonraki nesiller Seyyid Kutup ve Mevdudi gibi siyasal İslamcıların peşine takılmışlardı.
 
Bugün savunulması ve yapılması gerekenler bellidir: Kaliteli eÄŸitim, zihin açıcı akademik müfredat, bilimsel yarışta son yıllardaki yavaÅŸlamayı yeniden dinamizme çevirecek bir bilimsel söylem ve ortam…
 
Otoriteleri kutsamak yerine, hür düÅŸünceyi itibarlardırmak…
 
Hukukun siyasetten üstün olduÄŸunun bilincine varmak…
 
Bunları baÅŸaramadıkları için geri kalan Müslümanların, 21. Yüzyıldaki popülist küresel savurulmada baÅŸka çıkış yolları hiç yoktur.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.