Güncel
Türkiye'den BMGK'ya tepki
Dışişleri Bakanlığı'ndan 30 Ocak tarihinde kabul edilen Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyonu’nun görev yönergesine ilişkin açıklama geldi.
DışiÅŸleri Bakanlığı'ndan 30 Ocak tarihinde kabul edilen Kıbrıs'ta BirleÅŸmiÅŸ Milletler Barış Gücü Misyonu'nun görev yönergesiyle ilgili açıklama geldi.
DışiÅŸleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama ise ÅŸöyle:
Kıbrıs'ta konuÅŸlu BirleÅŸmiÅŸ Milletler Barış Gücü Misyonu'nun (BMBG) görev yönergesinin altı aylık bir süre için yenilenmesine iliÅŸkin son BM Güvenlik Konseyi kararı 30 Ocak 2019 tarihinde kabul edilmiÅŸtir.
BM Genel Sekreteri'nin Güvenlik Konseyi'ne sunduÄŸu gerek Kıbrıs'taki Ä°yi Niyet Misyonuna iliÅŸkin 15 Ekim 2018 tarihli raporunda, gerek BMBG'ye iliÅŸkin 11 Ocak 2019 tarihli son raporunda, herhangi bir çözüm modeline atıfta bulunulmayarak, yeni fikirlerin geliÅŸtirilmesine vurgu yapılmıştı. Buna raÄŸmen, Güvenlik Konseyi, bu son karar metninde BM Genel Sekreteri'nin görüÅŸlerinin ötesine geçen bir tutum benimsemiÅŸ, ayrıca Genel Sekreter'in geçici olarak görevlendirdiÄŸi BM yetkilisi tarafından gerçekleÅŸtirilmekte olan temasların sonucuna ve çözüm sürecinin gelecekte alabileceÄŸi ÅŸekle dair peÅŸin hükümler kaydetmiÅŸtir.
Karar bu açıdan Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik çabalara gerçekçi bir katkıda bulunmamakta ve Genel Sekreter'in sözkonusu raporlarıyla da baÄŸdaÅŸmamaktadır.
DiÄŸer taraftan, BM'nin yerleÅŸik uygulamalarına aykırı bir ÅŸekilde, BMBG'nin görev süresinin uzatılması hususunda KKTC makamlarının rızasının alınmamış olması da önemli bir eksikliktir.
Kıbrıs Konferansı 2017 Temmuz ayında Crans Montana'da Kıbrıs Rum tarafının uzlaÅŸmaz, kendisini Ada'nın tek sahibi, Kıbrıs Türk halkını ise azınlık olarak gören tutumu nedeniyle sonuç alınamadan kapanmıştı. Yeni bir müzakere süreci baÅŸlatılacaksa, bunun sonuç odaklı bir süreç olması ve bu sürecin tüm parametrelerinin önceden belirlenmesi gerektiÄŸi, bu çerçevede, iki bölgeli, iki kesimli ve siyasi eÅŸitliÄŸe dayalı federal çözümü dışlamadan tüm alternatiflerin masada olması lazım geldiÄŸi yönündeki görüÅŸümüzü koruyoruz.
Önümüzdeki dönemdeki herhangi bir sürecin, ancak Ada'daki mevcut gerçekleri ve iki tarafın siyasi eÅŸitliÄŸini temel alması halinde baÅŸarılı olabileceÄŸini düÅŸünüyoruz.
Henüz yorum yapılmamış.