Özel / Analiz Haber
Sultan Abdülaziz döneminde kredi olarak alınan 100 bin altın ortadan nasıl kayboldu?
Son bir haftanın gündemine yerleşen ihale yolsuzlukları, suçlamalar, tehditler ve komisyon söylentileri bana 100 küsur sene önce yaşadığımız benzer bir skandalı hatırlattı: Sultan Aziz zamanında bir dış kredi için verilen 100 bin altının ortadan yokolması yüzünden paşaların biririne girmesini ve sonradan komisyonu bizzan hükümdarın almış olduğunun ortaya çıkmasını...
MURAT BARDAKÇI / HÜRRÄ°YET ARŞİV
Haftayı iddialarla, itiraflarla, ihale dedikodularıyla ve komisyon karşılığı olarak artık TV kanalı verildiÄŸi söylentileriyle geçirdik. Yukarılarda, çok yukarılarda birilerinin kulakları çın çın çınladı ve gündemi böylesine iddialarla dolu geçen bir hafta, bana Ä°stanbul'da geçen asırda yaÅŸanmış bir komisyon skandalını hatırlattı.
1870'lerin başıdır, tahtta Abdülâziz, sadrazamlık makamında da Midhat PaÅŸavardır. PaÅŸa, o koltukta kendisinden önce oturmuÅŸ olan rakibi Mahmud Nedim PaÅŸa'nın başına ne ÅŸekilde olursa olsun bir iÅŸ açmaya niyetlenmektedir. DüÅŸünür, taşınır ve bir yol bulur: PaÅŸa'nın birkaç sene önce yapılmış bir dış borçlanma sırasında usulsüz ÅŸekilde tam 100 bin altın komisyon verdiÄŸini söyler ve tahkikat açtırır.
O devirlerde devletin borç aldığı bankalara veya ÅŸahıslara faizin yanısıra ‘‘komisyon’’ ödemesi normal bir iÅŸtir ve borç verecek sermaye sahiplerini bulanlara ve aracılık edenlere de aynı ÅŸekilde komisyon ödenmektedir. Mahmud Nedim PaÅŸa sadrazamlığı sırasında bir Fransız bankasından devlet adına yüklü miktarda borç almış, her ne yaptıysa yapmış, bankayı sadece faizle yetinmeye ikna etmiÅŸtir ama hesaplarda 100 bin altınlık bir komisyon görünmektedir.
Midhat PaÅŸa, iÅŸte bu 100 bin altını diline dolar ve ‘‘Mahmud Nedim PaÅŸa devletten ve padiÅŸahtan habersiz 100 bin altının üzerine oturdu’’ der ama iÅŸin aslı baÅŸkadır: Mahmud Nedim PaÅŸa gelen krediden 100 bin altın ayırmış fakat cebine atmamış ve iktidarını saÄŸlamlaÅŸtırmak için ‘‘Gelen kredilerden hükümdarın hissesini alması olaÄŸan bir iÅŸtir’’ doÄŸruca saraya, Sultan Aziz'e göndermiÅŸtir. Midhat PaÅŸa ‘‘devlet dolandırıldı’’ yaygarasını kopartınca hükümdar ‘‘Parayı ben aldım’’ diyemez, susar ve sonra ‘‘Ben herhangi bir yere ödeme yapılması için izin vermedim’’ der, sabık Sadrazam Mahmud Nedim PaÅŸa da koskoca padiÅŸahı yalancı çıkartmamak için paranın üstüne kendisi oturmuÅŸ gibi görünmek zorunda kalır. Önce komisyonlar, sonra da o zamanın yüce divanları kurulur ve Nedim PaÅŸa 100 bin altını faiziyle beraber ödemeye mahkûm edilir.
Sultan Aziz, ‘‘babalığını’’ iÅŸte bu mahkumiyetten sonra yapar, PaÅŸa'nın cezasını affeder Kastamonu'ya vali olarak gönderir ve bütün bu iÅŸleri başına açan Midhat PaÅŸa'yı da sadrazamlıktan atıp yerine bir baÅŸkasını, RüÅŸtü PaÅŸa'yı getirir. Devletin çatırdaması ise birkaç sene sonra sonra çöküntüye döner. Sultan Aziz 1876'nın 30 Mayıs'ında bir paÅŸalar darbesiyle tahtından indirir, dört gün sonra da öldürülür...
Ä°ÅŸte, geçen asırdan kalma bir komisyon öyküsü ve son bir söz: Bu sayfada senelerdir gündemdeki olayların eskiden yaÅŸanmış benzerlerinden sözediyorum. YolsuzluÄŸundan siyasi kavgasına, irticasından bekâret meselesine, gizli rapor skandalından borsa rezaletine kadar ÅŸimdinin gündeminde ne varsa en az bir asır öncesindeki bir benzerini bulup naklediyorum. ‘‘Bu kadar benzerlik olmaz, imkânı yok!’’ deyip inanmak istemeyenler için de, sözünü ettiÄŸim geçmiÅŸteki hadisenin nerede ve hangi kaynakta yazılı olduÄŸunu mutlaka gösteriyorum.
Mahmud Nedim PaÅŸa'nın ve sarayın komisyon hikâyesi de bunlardan biri. Merak edenler için bunun da kaynağını söyleyeyim: Mahmud Celâleddin PaÅŸa'nın ‘‘Mir'ât-ı Hakikat’’ının ilk cildi. Teferruatını merak edenler veya inanmayanlar PaÅŸa'nın kitabını bulup aslını okuyabilirler.
Henüz yorum yapılmamış.