Sosyal Medya

Kürsü

Ali Haydar Haksal: Gerek silahlı, gerek kültürel haçlı ruhu tarih boyunca hiçbir hamleden geri kalmadı

Ali Haydar Haksal- Milli Gazete



Seçeneksizlik insanlığın ana sorunu. Mazlum ve sahipsizleri kimler kollayacak, kimler hakkaniyet ile kanat gerecek, yol gösterecek ya da öncü olacak?
 
Emperyal güçler bölünmüÅŸ durumda. BölünmüÅŸ gibi görünse de birbirlerini tamamlayan veya birbirlerinin boÅŸluklarını dolduran güçler var sadece. Paylaşım sorunu var. Kim nereye, ne kadar sahip olacak veya güdecek.
 
Suriye bu anlamda baÅŸlı başına bir sorun ve tanımlayıcı. Irkçı emperyalizm büyük ve belirleyici bir güç. Abede, Ä°ngiltere ve Ä°srail üçgeni, bunları tamamlayan AB, çatı güçleri ise NATO ile BM. Hedefe aldıkları bölgeleri birlikte düzenliyor ve tanzim ediyorlar. Asıl güç Siyonizm sermayesi. Dünya onların parmaklarının ucunda bir oyuncak.
 
Karşı güç ise Sovyetler, Åžangay beÅŸlisi, Çin ya da Hindistan. Bunlar ise tam anlamıyla bir bütünlük içinde deÄŸildirler. Olsalar bile bir yere kadar.
 
Suriye’de Ä°srail’in saldırılarına kimse karşı koymadığı gibi, dur diyenler de yoktur. Yakın zamanda Ä°srail’in sıklaÅŸan Suriye saldırıları göz göre göre sürüyor.
 
Müslümanlar ise darmadağın. Bir araya gelecek bir hamleleri olmadığı gibi, sıradan nedenlerle birbirlerine hasım durumdadırlar. Zaten insanlığın asıl sorunu da buradan kaynaklanıyor. Dünya nüfusunun üçte birini oluÅŸturan Müslümanlar bu anlamda tamamen etkisizdirler.
 
Müslümanlar baÅŸsız, çatı devletsiz, güç birliÄŸinden yoksun. Oysa Allah’ın onlara büyük bir bağışı var. Öncelikle Müslüman olma ÅŸansına sahiptirler. Manevi anlamda bir arada olmalarını saÄŸlayan manevi birliktelik yapay deÄŸil. Renk ve ırk sorunu olmaması gereken bir ruha sahipler.
 
Müslüman toplulukların tamamı en doÄŸudan en batıya birbiriyle sınır ve komÅŸudurlar.
 
Yer altı ve yer üstü kaynakları gene Allah’ın bir bağışı olarak Müslümanların yaÅŸadığı topraklarda.
 
Ä°slâm’ın yeryüzüne yayılmasıyla Hıristiyan dünyası korunma ve Müslümanların yayılmalarını engellemek için Haçlı Seferleri baÅŸlattı. Bunda baÅŸarılı olmadı. XI. Yüzyıldan itibaren taktik deÄŸiÅŸtirdi. Müslümanların iç dünyalarını kavramak ve içten kuÅŸatmak için büyük bir çaba gösterdiler. Bunda bir ölçüde baÅŸarılı oldular.
 
Müslümanların kendilerini yenileyememeleri, karşı hamleleri iyi deÄŸerlendirememeleri sonucu giderek bir yıkıma doÄŸru sürüklendiler. Bu, Müslümanların dağılmasına neden oldu. Osmanlı Devleti’nin dağılması ve parçalanmasıyla Emperyalizm ilk elde istenen sonucu elde etti.
 
Gerek silahlı, gerek kültürel haçlı ruhu tarih boyunca hiçbir hamleden geri kalmadı. 1991 I. Irak iÅŸgalinden beri açıkça yeniden silahlı ve zorlu Haçlı Seferlerinin baÅŸlatıldığı ilan edildi. Åžu sıralar Dostoyevski’nin Bir Yazarın GünlüÄŸü’nü okuyorum 1850’li yıllarda Balkanlardaki Slavlara hamiliÄŸe soyunan Rusların hamlesi de Haçlı Seferleri olarak tanımlanıyor. Dostoyevski bunu açıkça anlatıyor. Büyük bir heyecan duyuyor.
 
Ortodoks Hıristiyanlar ile Katolik Hıristiyanlar arasında da bir çekiÅŸme var. Ortodokslar Katolikleri dinsiz olarak tanımlıyor. Böyle olmasına karşın Müslümanlara karşı haçlılık ruhu hiçbir zaman deÄŸiÅŸmiyor. Tarihin hemen her döneminde anlayışları ve bakışları aynı.
 
Onların böyle olması yadırganamaz. Asıl yadırganası olan Müslümanların durumları.
 
BaÅŸta Kudüs olmak üzere Ä°stanbul da onlar için idea ve hedef.
 
Ve tabiî Müslümanların baÅŸsızlığı onların iÅŸini kolaylaÅŸtırıyor. Siyonizm konusunda tamamen teslim olmuÅŸ durumdadırlar. Filistinliler yalnız başına bırakıldı Araplar tarafından. Arap olmayan Müslümanlar sadece himaye konumundadırlar. Türkiye ile Ä°ran. Endonezya’nın bu hamleye doÄŸrudan dahil olması sevindirici. Bundan sonraki her adım daha da önem kazanıyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.